Switch Mode

Comeback of the Abandoned Wife Bölüm 109

Bu Doğru!

Öğleden sonra Wu Ruo ve Wu Qianqing, birkaç muhafızla birlikte şehrin dışına çıktılar. Wu Bufang, Shao Shuyuan ve Wu Yu, beş kıdemliyle birlikte bir süredir orada bekliyorlardı.

Wu Ruo ve Wu Qianqing’i gördüklerine üzüldüler.

Wu Qianqing, her zamanki gibi onları selamlamak için ilerledi. Ama eskisinden farklı olarak artık onlara yakın değildi. Selamlamadan sonra o ve Wu Ruo kenara çekildi ve orada bekledi.

Wu Bufang ve Yao Shuyuan, Devlet Ustasının doğum günü ziyafetinde neler olduğunu açıklamaya çalışıyormuş gibi onlara bakmaya devam ettiler. Ama sonunda özür dilemeyecek kadar gururlu oldukları için bunu yapmadılar.

Yaklaşık yarım saat sonra, İmparatorluk şehrinin kapısında binden fazla araba toplandı.

Yao Shuyuan birkaç muhafızı tanıdı ve heyecanla bağırdı, “Bakın onlar. Geliyorlar.”

Wu Bufang ve Wu Yu çok heyecanlandılar ve ileri atıldılar.

Öncü gardiyan Wu Bufang’ın yanından geçti ve arabayı Wu Ruo’nun hemen önünde durdurdu, “Selamlar leydim.”

Wu Ruo sordu. “Her şey nasıl gidiyor?”

“Birkaç haydut tarafından saldırıya uğradık ama onları yakaladık.” Muhafız, haydutlardan bahsettiğinde bunu küçümseyerek söylemişti.

Wu Ruo, bahsettiği haydutları elbette biliyordu, “Güvende olduğunuz sürece mühim değil.”

Wu Bufang, filo dururken bir vagonu kontrol etmeye gitti. Arabanın içinde en büyük oğlu ve gelini vardı. Heyecanla “Xuanyun!” dedi.

Şiddetli ağrı nedeniyle vagonda yatan Wu Xuanyun, sesle yavaşça gözlerini açtı. Anne ve babasını görünce gözleri dolmuştu, “Anne, baba!”

Battaniyeden çıktı. O kadar heyecanla sürünerek arabadan çıktı ki güvenebileceği birini sonunda bulmuştu.

Diğerleri Wu Bufang’ın sesini duyduklarında vagonun penceresinden dışarı baktılar ve Wu Bufang’ı gördüklerinde gözleri ışıl ışıl parladı.

“Büyük baba.”

“Büyükanne.”

“Büyük büyükbaba.”

“Büyük büyükanne.”

“Şef…”

Wu Bufang’ın gözleri, ailesi hala hayatta olduğu için sulanıyordu, “Siz iyi olduğunuz sürece her şey yolunda.”

Wu Ruo yanlarına geldi, “Büyük büyükbaba, hadi önce bunu halledelim, sonra selamlaşırız. Şimdi şehrin kapısındayız, girişi ve çıkışı kapatıyoruz. Vatandaşların bizimle sorunu olabilir.”

Arkadaki arabadaki Wu Qiantong, Wu Ruo ve Wu Qianqing’in orada sağ salim durduklarını görünce sinirlendi, “Wu Ruo, sen kimsin ki bize nerede durmamız gerektiğini söyleyeceksin?”

“Ben kimim ki?” Wu Ruo dudak büktü, “Seni ben kurtarmasaydım, şimdiye kadar yaşayabileceğini düşünüyor musun? Seni buraya ben getirtmeseydim, buraya gelebilir miydin? Konuşmadan önce düşün.”

“Saçmalık.” Wu Qiantong ona inanmadı, “Bizi kimsin ki kurtaracağını sanıyorsun?”

Wu Ruo kaşını kaldırdı, “Ben değilsem, sizi kim kurtardı ve buraya gönderdi?”

“Dedemiz tabii ki.”

Wu Bufang utanmıştı.

Wu Ruo dudak büktü, “O halde ona o olup olmadığını sormalısın.”

Wu Bufang ile uzun süre önce gelen kıdemli Rong konuştu, “Güney Avludan usta Qiantong, şimdi durun. Usta Wu Ruo olmasaydı, uzun zaman önce ölmüş olurdunuz. Size buraya kadar eşlik etmeleri için muhafızlar ayarladı. O olmasaydı, şehirde kalacak bir yeriniz olmazdı.”

Wu Qiantong öfkeyle tartıştı, “Büyükbabanın evinde kalamaz mıyız?” (Kurgu değil millet, gerçek hayatta da aynı bu tipler var)

Kıdemli Rong kaşlarını çattı, “Burada, şehirde her bir evin bir servete mal olduğunu bilmelisin. Tüm aile için büyük bir malikaneden bahsetmiyorum bile, paranız olsa dahi bir ev satın alamayabilirsiniz. Şefin birkaç gün önce bir ev alması uzun zaman aldı. Güney Avlu’nun yarısı büyüklüğünde bir ev için çok paralar ödedi. Sadece biz ve şef için yeterli büyüklükte, başkalarına yer yok.”

“Büyükbaba şehrin dışında büyük bir ev inşa edebilir miyiz?”

Wu Bufang ciddi bir şekilde cevapladı, “İmparatorluk Şehrinde bir mülk satın almak o kadar kolay mı sanıyorsun? Yada ev yapmak bu kadar kolay mı? Ve Wu Qiantong, burası Goaling kasabası değil. Söylediklerine dikkat et. Buradaki herkes seni rahatlıkla öldürebilir.”

Wu Qiantong. “……”

Wu Ruo, Wu Qiantong’a baktı, “Bizimle gitmek istemiyorsan, dışarı çık ve seni Gaoling kasabasına geri gönderecek başka birini bul. Elimden gelen her şeyi yaptım.”

Wu Qiantong kükredi.”Sen…”

Her zaman sessiz kalan Wu Yu, Wu Qiantong’u durdurdu, “Amca, Ruo, imparatorluk şehrinde Wu ailesinde kalabilmeniz için imparatorluk kararnamesi için çoktan başvurdu. Ve devlet efendisi, siz iyileşene kadar sizi yanına alacağını garanti etti.”

Herkes heyecanlandı, “Gerçekten öyle mi?”

Yaralandıklarından beri hemen hemen her ilacı almışlardı, ama iyileşemediler. Hayattan iyileşme ümitlerini yitirmeye başlamışlardı. Ancak şimdi devlet ustasının onlarla ilgilenmeye istekli olması onları şaşırttı.

“Bu doğru. İmparatorluk fermanı bende.” dedi Wu Ruo.

Wu Yu. “….”

Yani imparatorluk kararnamesi aldığı doğruydu.

Herkes alkışladı.

Onlar gülerken Wu Ruo akıllarıyla alay etti.

Filonun arkasında biri kükredi, “Hey! Gidiyor musunuz, gitmiyor musunuz?! Bir yol açın!”

“Hadi gidelim.”

Wu Ruo ve Wu Qianqing arabalarına geri döndüler.

Wu Qianqing içini çekti, “Onlar çok basit insanlar.”

Bu şehirde mutlu bir hayatları olacağını düşünmeleri ne kadar basitti!

Wu Ruo gülümsedi ve hiçbir şey söylemedi.

Filo, Wu ailesinin güney kapısına geldiğinde, Hei Xuanyi’nin muhafızlarından biri, Wu muhafızlarına hareket ettiklerini bildirdi. Ancak, Wu muhafızları, sanki dilencilermiş gibi onları sürdü, “Gidin. Çekip hemen gidin. Wu soyunun yan ailelerinden kimsenin içeri gireceğine dair bir bildiri almadık.”

Wu Ruo, imparatorluk fermanını almazsa, Wu Chenzi’nin işleri zorlaştıracağını tahmin etmişti. İmparatorluk fermanını elinde tutarak ilerledi,

“İmparatorun emrine karşı isyan ettiğini mi söylüyorsu?”

Wu muhafızı utandı ve yere diz çöktü. Kahya durumu öğrenince hemen şefe haber verdi.

Şef, Wu Ruo’nun bir imparatorluk kararnamesi ile geldiğini bildiği için, dışarı çıktı ve gülümseyerek konuştu, “Bufang, üzgünüm. Özür dilerim. Muhafızlara geldiğinizi bildiremeyecek kadar meşguldüm.”

Bir şef olarak Wu Bufang elbette neyin peşinde olduğunu biliyordu, “Anladığım kadarıyla çok meşgul olmalısın çünkü ben de bir şefim.”

Şef, kahyaya emretti, “Git ve kalacak yerlerini şimdi ayarla.”

“Emredersiniz.”

Wu Bufang kafileye söyledi, “Şimdi dışarı çıkın.”

Wu Qiantong ve diğerleri heyecanla arabadan indiler.

Sonra olanlar Wu Bufang ve yaşlıları korkuttu. Arabadayken durumun tam olarak ne olduğunu görmemişlerdi. Şimdi hepsi vagondan indiğine göre her şey açıktı. Bazıları kollarını, bacaklarını, gözlerini, kulaklarını kaybetmişti. Temelde kimse mükemmel derecede iyi değildi.

Yao Shuyuan gördüklerine inanamadı, “Siz…siz…”

Wu ailesinin ciddi şekilde yaralandığını duymuşlardı ama bu kadar kötü yaralanabileceklerini hiç düşünmediler.

Herkes acı içinde görünüyordu çünkü yararlandıkları o korkunç günü hatırlamak istemiyorlardı.

Wu Ruo onları teselli etti, “Endişelenmeyin. Majesteleri, Devlet Efendisine sizi kısa sürede iyileştirmesini emretti. Herhangi bir ilaca ihtiyacınız olursa, direkt hattın şefine söylemeniz yeterli. Ne isterseniz onu yapacak.”

Komutan bu sözler karşısında irkildi. İyileşene kadar ne kadar ilaca ihtiyaçları vardı?!

Wu Ruo, Wu Bufang’a döndü, “Büyük büyükbaba, zaten burada oldukları için işimi yaptım. İzin verirseniz, hala başka işerim var. Görüşürüz.”

Wu Bufang başını salladı.

“Bekle.” Evden bir kükreme geldi. Sonra abartılı elbiseler içinde bir bayan bir hizmetçinin yardımıyla kapıdan çıktı ve Wu Ruo’nun önünde durdu ve kükredi, “Muhafızlar, onu indirin.”

Bayanın muhafızları bir hamle yapmadan önce, Wu Qianqing ve Wu ailesine eşlik eden yüzlerce Hei muhafızı, kadın ve Wu Ruo’nun arasına koştu, hatta kadını birkaç adım geri gitmeye zorladılar. Kadın o kadar sinirliydi ki vücudu titremeye başladı.

“Sen-Sen!”

Şef asık yüzle söyledi, “Zhirong, ne yapıyorsun?”

Wu Bufang, Shang Zhirong’a ve ardından Wu Ruo’ya baktı. Sonunda susmayı seçti.

Shang Zhirong kükredi, “Şef, kızım Weixue’yi yaraladılar ve o hala komada. Kızımın intikamını alıyorum.”

Demek Wu Weixue’nin annesiydi. Wu Ruo dudak büktü, “Hanımefendi. Evimize önce kızınız girdi ve korumalarımız onun bir suikastçı olduğunu düşündükleri için yanlışlıkla ona zarar verdi. Ayrıca, yaralanan sadece o değil. Olaydan sonra iki gün bilincimi kaybettim. Peki ben kimden intikam alacağım?”

“Burada gayet iyi duruyorsun. Kızımsa hala komada.”

“Yatakta hâlâ ciddi şekilde hasta olsam peşimi bırakacağını mı söylüyorsun?” Wu Ruo alay etti, “Sana yardım edene böyle mi teşekkür ediyorsun?”

“Kime yardım etmişsin?”

Wu Ruo, yoldan geçenlerin onu duyabilmesi için sesini yükseltti.

“Kocamın ailesi, Devlet Ustasının babasını kurtardı. İnkar mı edeceksin? Yoksa aileniz genelde bir zamanlar size yardım edenlerden intikam mı alır?”
(Hatırlatma, bu olaydan sonra Hei o salak kızla evlensin diye teklif etmişlerdi.)

Yoldan geçenler toplanıp parmaklarıyla işaret ederken şef asık yüzle konuştu, “Shang Zhirong, Eyalet Efendisi bizzat Weixue’nin sorunuyla ilgilenecek. Sen, hemen içeri gir.”

Shang Zhirong, öfkesini kontrol etmek için çok çaba harcadı ve Wu Ruo’ya sert bir bakış attıktan sonra nihayet arabanın içine girdi.

Wu Ruo arkasını döndü ve Wu Qianqing’e dedi ki, “Baba, bensiz de eve gidebilirsin. Benim önce alışverişe gitmem gerekiyor.”

“Ben de seninle gideceğim.”

Wu Qianqing onun için endişeleniyordu. Wu Ruo başını salladı.

Arabadayken Wu Qianqing konuştu, “Şu anda olanlara bakılırsa, sen ve Devlet Efendisi birbirinize kin besliyorsunuz. Bu yüzden her dışarı çıktığında yanında daha fazla koruma getirmelisin. Korkarım ki, seni pusuya düşürebilirler.”

“Dikkatli olacağım.”

Wu Ruo bunu yapmasa bile Hei Xuanyi onun tek başına dışarı çıkmasına izin vermezdi zaten.

Wu Qianqing sordu, “Nereye gidiyorsun?”

“İlaç dükkanına!”

.
.
.
.

“Fark ettiğim bir şeyi sizle paylaşmak istiyorum gençler. Ne zaman gün içinde 2 bölümden fazla paylaşım yapsam değişik bir okunma tablosu karşıma çıkıyor. Bazıları 1. yi ve 2. atlayıp 3 e geçiyor, bazıları 2. atlayıp 1. den 3 e geçiyor. Bazıları da direk 2. Den başlayıp 3 ü okuyor.😅 Niye böyle soruyorum size? Whyyy?”

Yorum

5 1 Oy
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
0
Düşüncelerinizi duymak isterim, lütfen yorum yapın🫶x

Ayarlar

Karanlık Modda Çalışmaz
Sıfırla