Switch Mode

Comeback of the Abandoned Wife Bölüm 198

Ne Oluyor Be

Wu Ruo, Hayalet Büyükanne  ve Eggie’yi arkasından korumak için ilerledi. Sonunda orta yaşlı adamın yüzüne bir göz attı. Adamın bıyıkları dışında ona oldukça benzemesi şaşırtıcıydı.

Ne oluyor be!

Kendi ebeveynlerinin kim olduğundan oldukça emin olmasaydı, bu orta yaşlı adamın gerçek babası olup olmadığını bir kez daha düşünürdü.

Eggie, orta yaşlı adamın Wu Ruo’ya çok benzediğini çoktan bulmuştu. Wu Ruo’ya ve orta yaşlı adama bir ileri bir geri bakıp durdu.

Orta yaşlı adam da Wu Ruo’nun görünümüne şaşırmıştı. Wu Ruo’ya yukarıdan aşağıya baktı ve aniden Wu Ruo’ya bağırdı,

“Sen çok kötü bir evlatsın! Gerçekten birinin play boyu mu oldun? Uzun adam bana senin artık bir play boy olduğunu söyleyen bir mektup gönderdi. Ona inanmadım. Şimdi seni görüp ne giydiğine bir bakınca artık inanıyorum. You Panyang, çok ayıp!  Beni de böyle rezil etmeye nasıl cüret edersin! Bugün benimle gitmek zorundasın. Eve gittiğimizde sana bir eş bulacağım.”

Wu Ruo. “……”

O gerçekten babası mıydı?

Oh hayır, yani o gerçekten You Panyang’ın babası mıydı?

Orta yaşlı adama daha yakından baktı. Giydiği kıyafet ve aksesuarlara bakılırsa süper zengin olmasa da rahat bir hayat yaşayacak kadar zengin olabilirdi. Wu Ruo’nun orta yaşlı adamdan aldığı manevi güce bakılırsa, adam yedinci seviye bir uygulayıcıydı. Ama Hayalet Büyükanne neden böyle sefil bir hayat yaşıyordu o zaman?

Orta yaşlı adam Ruo’nun üzerinde kötü bir izlenim bıraktı. Ona kaba davrandığından bahsetmiyordu bile. Hayalet büyükanne artık güzel olmasa da kendi karısına böyle kötü davranmamalıydı.

Orta yaşlı adam, Wu Ruo’yu götüreceğini söylediğinde Hayalet Büyükanne çok heyecanlandı. Orta yaşlı adamın üzerine atladı ve “Ah!!!!” diye bağırmaya başladı.

You Yirun isimli bu adam onun kollarından tuttu ve öfkeyle dedi ki, “Bu yaşta evli ve çocukları olmalıydı. Evlenmesini engellersen, onun da senin gibi yalnız ölmesini mi bekliyorsun?”

Hiç de karı koca gibi değillerdi.

Hayalet Büyükanne orada dondu.

You Yiren derin bir nefes aldı, “Yüzün için bir doktora görünmelisin.”

Wu Ruo. “……”

Orta yaşlı adam Wu Ruo’nun düşündüğü kadar kötü değildi belki de.

“Ahhhh!”  Hayalet Büyükanne heyecanla yeniden bağırdı.

“Buna karar verecek sen değilsin.  Muhafızlar!”  You Yirun, yanında duran beş muhafıza emretti, “Onları götürün.”

İki gardiyan Hayalet Büyükanne’yi yakaladı ve diğer iki gardiyan Hayalet Büyükanne’nin eşyalarını toplamak için yukarı çıktı.

“Bizi nereye götüreceksin?”  diye Wu Ruo sordu.

“Siang Şehri.”

Wu Ruo. “……”

Öğrendiği bilgilere göre, Xiang Şehri on sekizinci katın başkentiydi, aynı zamanda bu kattaki müreffeh ve en zengin şehirdi. Orada kadim Hei ailesinden bazılarının yaşadığı söyleniyordu.

Wu Ruo aklında bir plan yaparken, You Yirun tarafından belediye binasına götürüldü.  Dokuz kişiyi Xiang Şehrine nakletmek yirmi tael gümüşe mal oldu.

Başkent olarak, Xiang Şehri kalabalıktı. Işıklar, arabalar ve insanlarla doluydu.  Sokaklar hareketliydi. İnsanlar yol kenarlarında şarkı söylüyor, konuşuyor ve gülüyorlardı. Eggie, Wu Ruo’nun kollarında bu yeni dünyayı keşfediyordu.

“O kimin çocuğu?” diye You Yiren sordu.

“O benim oğlum, biyolojik oğlum.”  dedi Wu Ruo.

You Yirun şaşırmıştı. “Evli misin?  Ailene evli olduğunu nasıl söylemezsin? Ben baban mıyım, değil miyim?”  dedi öfkeyle.

Hayalet Büyükanneye durumu sormak için döndü, “Bunu biliyor muydun?”

Hayalet Büyükannenin kafası karışmıştı.

Büyükannenin de haberi olmadığı için You Yirun kendini çok daha iyi hissetti.  “Karın nerede?” diye ağır bir şekilde sordu.

“Birbirimizden ayrı düştük.”

You Yirun. “……”

“Onu aramaya devam edeceğim.”

You Yirun çok kızmıştı.  “Karını nasıl kaybedersin! Sen…” Çok kızmıştı.

Oğluna ders vermekten vazgeçti. Sonra You Köşküne girdi.

You Köşkü’nün kapısı oldukça büyüktü, adeta zenginliğin simgesiydi. Burada güneş olmadığı için ev yeşim taşlarla süslenmişti.

“Sonunda evdesin kocam.”  Koridordan düzgün giyimli orta yaşlı bir kadın çıktı ama Hayalet büyükanneyi görünce çok kızdı, “Neden onu eve getirdin?”

You Yirun, kadının önünde dururken soğuk bir şekilde dedi ki, “O benim öz kardeşim, aynı zamanda senin görümcen ve anne babamın değerli kızı. Ailenin bir üyesi. Burası onun evi.  O da şimdi kendi evinde.” (Kocası değilmiş kardeşiymiş adam o halde Panyang büyükannenin değil kardeşinin oğlu)

Karısı Su Baishuang garip bir gülümseme takındı, “Beni yanlış anlama. Bildiğin gibi, burada uzun süredir kalmıyordu. Ne zaman geri dönse, çok çabuk kaçıyor zaten.”

“Panyang evde olduğu sürece Yingran* da gitmeyecek.” (Hayalet Büyükannenin adı)

Su Baishuang, kocasını üzmek istemediği için konuyu kapattı. Wu Ruo’ya ve elinde tuttuğu çocuğa baktı, “Panyang’ın tuttuğu çocuk kim?”

“Onun oğlu.”  dedi You Yirun.

Su Baishuang endişeyle söyledi, “Bir oğlu mu var? Ama onun için bir evlilik ayarlamıştım.”

You Yirun ona baktı, “Bu kadar hızlı mı?”

Su Baishang, You Yirun’un bakışlarından kaçındı ve yanıtladı, “Dün gece bana onun artık bir playboy olduğu söylendiğinde, söylentinin yayılması ihtimaline karşı evliliği için hızlı bir düzenleme yaptım. Bilmiyor musun, hakkında konuşulması iyi bir şey değil.”

You Yirun ona baktı. Elbette ne kadar kötü olduğunu biliyordu.

“O benim öz oğlum. Ona zarar verecek bir şey yapacağımı mı düşünüyorsun?”  diye Su Baishuang asık yüzle söyledi.

Wu Ruo konuşmaları karşısında şok oldu.

Söylediklerine göre You Yirun ve Hayalet Büyükanne karı koca değil kardeşlerdi. Ve düzgün giyimli kadın You Panyang’ın gerçek annesiydi. Ama neden Son şehir’deki insanlar hayalet annenin You Panyang’ın annesi olduğunu söylemişlerdi?

“O zaten evli. Evliliği derhal iptal et.”  dedi You Yirun.

“Ama onun bir playboy olduğunu söylemediler mi? Neden evli?”  Su Baishuang’ın kafası karışmıştı.

You Yirun, Wu Ruo’ya baktı, “Görünüşe göre o bir playboy değil. Zengin bir kızla evlenmiş olması daha olası.”

Su Baishuang’ın gözleri Wu Ruo’nun kıyafetleriyle parladı, “Karısı nerede?”

“O kayboldu.”

“Kaybolmak?”  Su Baishuang’ın kafası karışmıştı.

Aniden bir şey hatırlamış gibi, kahyaya Wu Ruo’yu ana salona götürmesini söyledi. Sonra bahçede You Yirun ile özel olarak konuştu, “Ona kandın demek, kocam! Karısı Ölü Ruhlar Krallığından ise, evinde kalabilir ve karısının eve gelmesini bekleyebilirdi.

Kaybolmalarına imkan yok. i Ve çocuğuna bak. Birbirlerine benzemiyorlar bile. Gerçekten baba-oğul olup olmadıklarını bilmiyoruz.”

“Panyang’ın geri zekalı bir çocuk olduğunu biliyorsun. Karısından ayrılıp kaybolması garip değil.”

“Ama ben bu adamın geri zekalı olduğunu hiç sanmıyorum.”

Su Baishuang’ın ona hatırlattığı gibi, You Yirun, oğlunun onunla karşılaştıklarından beri oldukça normal olduğunu hatırladı. Geçmişte, salyaları akıyor ve aptalca gülüyordu.

“Bir ihtimal daha var. Karısı zengin ve zekasını iyileştirmek için bir doktor tutmuş olamaz mı? Aksi takdirde söylediği herşey yalandır.”  dedi Su Baishuang.

“Panyang’ın karısının başka bir ülkeden olabileceğinden mi endişeleniyorsun?”

“Elbette öyle.”  Su Baishuang alçak bir sesle devam etti, “Kadim ailenin  yabancı aileden biriyle evlenmemize izin vermediğini hatırlatmama izin ver. Seneler önce olan şeyin tekrar olmasını ister misin?”

You Yirun asık yüzle konuştu, “Onu yemek yerken masada gözlemleyelim.”

“Tamam.”

You Yirun ve Su Baishuang ana salona geri döndüler ve kahyaya yemek servisi yapmasını emrettiler.

Su Baishuang, Wu Ruo’ya gülümseyerek sordu, “Adı ne?”

“Eggie.”

“Merhaba, Eggie! Çok güzel bir ismin var.”  Su Baishuang kollarını Eggie’ye uzattı, “Eggie, sana sarılmama izin ver.  ben senin büyükannenim, tamam mı?”

Eggie, Su Baishuang’dan hoşlanmadı.  Yüzünü Wu Ruo’nun kollarına gömdü ve onu görmezden geldi. O kadın onun büyükannesi değildi. Büyükannesi nazik ve şefkatli Guan Tong’du.

Su Baishuang, Wu Ruo’ya garip bir şekilde baktı.

“Yabancılara karşı utangaçtır.” diye Wu Ruo açıkladı.

“Birbirimize alışmayı bekleyebilirim.”  Su Baishuang kollarını geri çekti, “Eggie onun takma adı, değil mi? Resmi adı ne?”

“You You.”  diye Wu Ruo rastgele bir isim seçti.

Bu kez You Yirun sormaya devam etti, “Kız ismi gibi. Annesinin adı ne? O hangi ülkeden?”

“Tekar bir araya geldiğimizde söyleyeceğim.”

“Bize şimdi söyleyemez misin? Onu bulmana yardım edebiliriz.”

“Dışarıda çok düşmanımız var. Size anlatırsam ailenizin başının belaya girmesinden korkuyorum.”

“Ne?” dedi Su Baishuang öfkeyle, “Böyle bir kadınla evlenecek kadar cesursun demek! Bizi öldürmek mi maksadın?”

You Yirun da berbat görünüyordu.

Su Baishuang ayağa kalktı, “Şimdi buradan gitmelisin. Bizi tehlikeye bulaştıramazsın.”

“Kendi oğluna böyle mi davranıyorsun?”  diyerek Wu Ruo alay etti.

“Şimdi benim oğlum olduğunu kabul ediyorsun ha? Bana hiç anne demedin.”  diyerek Su Baishuang da dudak büktü.

Hoş karşılanmadıkları için Wu Ruo, Eggie’yi kollarında tutarak ayağa kalktı.  Hayalet Büyükanne de ayağa kalktı ve Su Baishuang’a öfkeyle bağırdı ve onu itti.

Kahya, Su Baishuang’ı düşmeden önce sabit durması için destekledi.
“You Yingran, çok ileri gittin!”  dedi Su Baishuang öfkeyle.

“Bizim gitmemizi sen de istiyor musun?” diye Wu Ruo, You Yirun’a sordu.

“Aile başka bir greve daha maruz kalamaz. Ama yemekten sonra gidebilirsin.”  diye You Yirun asık bir yüzle söyledi.

Wu Ruo homurdandı. You Yirun ile birlikte gelmişti çünkü Xiang şehrinde Hei ailesini araştırmak istiyordu ve ayrıca You Yirun’un Hayalet Büyükanneye iyi davranıp davranamayacağını bilmek istiyordu.

You ailesi büyükanneye iyi davranırsa, ailenin ona iyi bakabilmesi için onu aileye emanet ederdi. Ama bir düşününce, Hayalet büyükanneyi alıp başka bir yere yerleştirse iyi olurdu.

“Panyang, eğer o kadından boşanıp oğlunu karına gönderirsen ve senin için ayarladığım evliliği kabul edersen kalabilirsin.” dedi Su Baishuang.

“Burada kalmayı istediğimi mi sanıyorsun?”  diye Wu Ruo alay etti.

Su Baishuang masaya öfkeyle vurdu, “Bu sefer gidersen bir daha geri gelme!”

Wu Ruo soğuk bir şekilde şöyle dedi, “Beni bir oğul olarak istemiyorsan, o zaman Hayalet Büyükanne’den kız kardeşiniz olarak vazgeçmelisiniz.”

“Sen!”

You Yirun, Su Baishuang’a baktı, “Baishuang, kes şunu!”

Su Biashuang sakinleşmek için çok sinirliydi.
Wu Ruo vakit kaybetmeden Hayalet Büyükanne ile ayrıldı.

You Yirun iç geçirerek ana salonda oturdu, “O olay on yıllar önce yaşanmasaydı, her şey yolunda olurdu.”

.
.
.

“Bu adam ne demek istedi ki şimdi?

On yıllar önce aileden birisi yabancı biriyle evlendi ve kadim aile tarafından grev edindi diye anladım ben. Çünkü bu bölüm reis evliyim diyince yabancı bir aileyle evlenmiş olma ihtimali onları ölesiye korkuttu. Geçmişte yabancı biriyle evlenen bu kişi muhtemelen Hayalet Büyükannedir🤧

Bu bölümde şu salak iki kardeşin geçen bölüm reise neden Aptal Koca Adam dediğini anladık. Panyag zeka geriliği olan bir çocukmuş ama elbette ölmüş.

Reisin de playboy’luk yapıyor diye ismini çıkarmışlar hasbam 😓”

Yorum

0 0 Oylar
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
0
Düşüncelerinizi duymak isterim, lütfen yorum yapın🫶x

Ayarlar

Karanlık Modda Çalışmaz
Sıfırla