Wu Ruo, Kontes Tianyao’yu duymamış gibi hala gülümsüyordu.
Kraliçe kızmadan önce, Eggie oyuncağını acıdan yüzü kıpkırmızı olan Kontes Tianyao’ya sertçe fırlattı.
“Sen bir şeytansın!” diye Eggie bir çığlık attı ve Wu Ruo’nun kucağına uzandı, “Baba! Babacığım! Babamı istiyorum!”
Kontes Tianyao, Eggie’nin kendisine vuracağını ummadığı için orada donup kaldı.
Wu Ruo oğluna sarıldı ve çok üzüldü, “Ağlama bebeğim.”
Kraliçe masayı vurdu ve soğuk bir şekilde kükredi, “Kontes Tianyao, görünüşe göre seni çok şımartmışım.”
Kontes Tianyao’nun yüzü bembeyaz oldu. Kraliçe ona hayatı boyunca beş defadan daha az sinirlenmişti. Bununla birlikte, kraliçe gerçekten delirdiğinde ona Kontes Tianyao derdi. Yani kraliçe son derece kızgın olmalıydı.
Açıklamak için acele etti, “Teyze, onu ağlatmak istemedim. Ben sadece…”
Kraliçe onun sözünü kesti, “Kontes Tianyao, seni önümüzdeki ay boyunca görmek istemiyorum Evinde kal ve neyi yanlış yaptığını düşün.”
Lou Qingluo, tekrar yanlış bir şey söylemeden önce Kontes Tianyao’yu sürükledi.
Kraliçe Wu Ruo’dan özür diledi, “Ruo, fazla ciddiye alma. Eggie seni gerçekten çok seviyor.”
Wu Ruo başını salladı ve hiçbir şey söylemedi.
Kraliçe öne çıktı ve Eggie’ye uzandı, “Eggie, ağlama! Sana sarılabilir miyim?”
Eggie ona bakmadan küçük yüzünü Wu Ruo’nun boynuna gömdü, “Ben sadece babamı istiyorum.”
Wu Ruo özür diledi, “Anne, onu Hengxing Sarayı’na götüreceğim.”
Kraliçe, Eggie hâlâ ağlarken başını salladı, “Gidebilirsiniz.”
Wu Ruo büyük salondan ayrıldı ve boş bir yere geldi. Eggie’yi mıncırdı. “Etrafta kimse yok. Hala ağlamak istediğinden emin misin?”
Egge, üç yedi taş tarafından yapılmıştı. Tabii ki ne olduğunu biliyordu, yani Kontes Tianyao tarafından bu kadar kolay kandırılamazdı.
Eggie başını kaldırıp kıkırdadı, “Baba, oyunculuğum nasıldı?”
“Neredeyse beni bile kandırdın.” dedi Wu Ruo.
Eggie somurttu, “Bu cenabet kadın sana nasıl bu kadar kaba davranmaya cüret eder!”
Oğlu onu çok önemsediği için Wu Ruo’nun kalbi eridi. Eggie’yi yanağından öptü. Belki de krala, kraliçeye ve kendi ailesine Eggie’nin aslında kendi oğlu olduğunu söylemenin zamanı gelmişti?
Bir neden de, insanların Eggie’nin Hei Xuanyi ve başka biri tarafından doğduğunu düşünmesinden hoşlanmamasıydı. Ama Hei Xuanyi’ye Eggie’nin doğumunu nasıl açıklayacaktı? Hei Xuanyi’ye geçmiş hayatını anlatmalı mıydı?
Wu Ruo, geçmiş yaşam olayını anlatmak için doğru bir an olup olmadığı konusunda tereddüt etti.
O mücadele ederken, Kontes Tianyao evine gidene kadar ağladı. Dük Li, değerli kızının ağladığını görünce üzüldü ve sinirlendi.
“Benim kıymetlimi kim ağlattı?”
Kontes Tianyao nefes nefese bağırdı.
Dük Li, Lou Qingluo’ya sordu, “Qingluo, bana gerçeği söyle! Kuzenini kim ağlattı?”
Lou Qingluo, o sabah erken saatlerde olanları tekrarladı.
Dük Li kaşlarını çattı ama kızını azarlayacak yüreği yoktu.
“Miaoyi, sadece kraliçenin yeğeni olduğunu anlamalısın, oğlundan ve torunundan çok daha az önemlisin, o senin teyzen olsa ve senden hoşlansa da durum bu.
Sen ve oğlu bir sorun yaşarsa, oğlunun tarafını tutar.”
Kontes Tianyao ağladı ve tartıştı, “Ama bu adam bir yabancı. Teyzem onun tarafını tuttu. Yirmi yılı aşkın bir süredir bana değer veriyor. Benimle nasıl onu karşılaştırabilir?”
“O bir yabancı değil, veliaht prenses. O teyzenin gelini, kraliyet ailesinin bir üyesi. Ona karşı savaşırsan, teyzene karşı savaşırsın. Durumu karmaşık hale getirip, onu garip bir yere koyuyorsun.”
Kontes Tianyao kükredi, “Onun veliaht prenses olmasını sevmiyorum! Kuzen Qingluo, sen veliaht prensi seviyorsun, değil mi? Düğünlerinden önce elde etmek için veliaht prensin peşinden koşabilirsin.”
Lou Qingluo panikle söyledi, “Miaoyi, ne saçmalığından bahsediyorsun?”
Dük Li, Lou Qingluo’ya şok içinde baktı.
“Saçmalık mı? Saçma sapan konuştuğumu mu söylüyorsun?” dedi Kontes Tianyao ona bakarak, “Seni evinde ziyarete gittiğim zamanı hâlâ hatırlıyor musun? O zaman sarhoştun ve veliahtın adını söyleyip duruyordun. Hatta ondan hoşlandığını bile söyledin.”
Lou Qingluo, sırrı açığa çıktığı için çok utandı, “Öyle olsa bile, veliaht prensin peşine düşemem. O çoktan aşkını buldu.”
“Kuzen Qingluo, daha önce onun peşinden koşmadın çünkü onun kızlarla ilgilendiğini düşündün. Ama artık erkeklerden hoşlandığını biliyorsun. Neden bir hamle yapmıyorsun?”
Lou Qingluo’nun başı ağrımaya başladı. Başını ovuşturdu, “Miaoyi, veliaht prens ve veliaht prenses evli. Onlar resmi bir çift. Benim için aralarında yer yok. Ülkemizin lanetini hala hatırlıyor musun? Bu nedenle veliaht başkasıyla evlenmez zaten.”
Kontes Tianyao. “……”
“Ama lanet kalktıktan sonra onu öldürebilirsin.” dedi Dük Li aniden.
Kontes Tianyao ve Lou Qingluo, Dük Li’ye inanamayarak baktılar.
Dük Li gülümsedi, “Neden bana öyle bakıyorsunuz? Sadece şaka yapıyorum.”
Lou Qingluo kendine geldi, “Amca, izin verirsen, hâlâ yapmam gereken işler var.”
Dük Li başını salladı, “Lütfen gidebilirsin.”
Lou Qingluo, Dük’ün evinden çıktı ve iblis arabasına bindi. Sonunda, kollarında sakladığı yumruklarını gevşetebildi. Gözleri kapalı bir şekilde arabaya yaslandı, bir şeyler düşünüyordu.
……
O gün öğleden sonra, Hei Xuanyi imparatorluk sarayına geldi ve Wu Ruo ve Eggie’yi akşam yemeği için yemek odasına götürdü. Kraliçe ve kralın yanı sıra Hei Xuantang ve Hei Xuanxi dahil diğer kardeşler de oradaydı.
Güzel bir akşam yemeği yedikten sonra Hei Xuanyi aniden, “Size söylemek istediğim bir şey var.” dedi.
Herkes gülmeyi kesti ve onun yerine Hei Xuanyi’ye baktı.
Hei Xuanyi, Eggie’yi kollarında tutan Wu Ruo’yu kendisine doğru sürükledi ve “Eggie bizim oğlumuz!” dedi.
Herkes şok oldu.
Wu Ruo, Hei Xuanyi’ye şaşkınlıkla baktı. Hei Xuanyi’nin bunu söylemesini beklemiyordu.
Hei Xuanyi bir kez daha vurguladı. “O Ruo ve benim biyolojik oğlum.”
Hei Xuantang kekeledi, “Biyolojik mi?”
Hei Xuanyi başını salladı.
Hei Xuantang heyecanla mevzuya atladı, “Doğumu kim yaptı? Ruo mu? Ama o bir erkek. Onun aslında sürekli erkek kılığına giren bir kadın olduğunu mu söylüyorsun? Bu onun neden bu kadar güzel olduğunu açıklıyor. Anladım. Çocuğu o doğurdu. Bekleyin. Bir şey daha var… Eggie, sizin evliliğinizden yaşca çok daha büyük!!”
Wu Ruo gözlerini devirdi, “Erkek olduğumdan oldukça eminim. Eggie’yi benim doğurduğumu kim söyledi?”
Hei Xuantang daha da şok oldu, “Abim mi Eggie’yi mi doğurdu?”
Hei Xuanyi. “……”
Wu Ruo ve ailesi. “……..”
Kral ve kraliçe. “………..”
Hei Xuanxu gülümseyerek söyledi, “Abimin kadın olduğunu nasıl fark etmedim hay Allah?”
Elindeki altın kupayı sallayan ve tuhaf bir yüz takınan Hei Zihe, “Yalnızca kadınların çocuk doğurduğunu kim söylüyor? Bence erkekler de çocuk sahibi olabilir. Garip olan şu ki, neden böyle harika bir haber duydum ve bu kadar sakin bir şekilde kabul ettim ve şimdi, konsantrasyonumun hala çok yüksek… “
Hei Ziya şok oldu, “Eggie kardeşimin karnından mı çıktı? Aman Tanrım. Hamileyken nasıl göründüğünü hayal bile edemiyorum. Bu harika!”
Hei Xuanxu, hamileyken Hei Xuanyi’nin nasıl göründüğünü hayal etmekten kendini alamadı. Kahkaha attı, “Bir çocuk doğurabilmesi çok eğlenceli!”
Wu Ruo. “………”
İşin gerçeğine yakın bile değillerdi.
Hei Xuanyi, aptal kardeşlerine dikkat etmeden konuştu, “Anne, baba, Üç Yedi Taşı hâlâ hatırlıyor musunuz?”
İmparator şaşırdı ama çok geçmeden oğlunun neden bahsettiğini anladı, “Eggie’nin Üç Yedi Taş tarafından dönüştürüldüğünü mü söylüyorsun?”
“Evet.” Hei Xuanyi başını salladı, “O benim kanımdan ve Ruo’nun Üç Yedi Taş’ta harmanlanmış etinden, uzun süre ruhsal güçle beslenerek yapıldı.”
Wu Ruo, Hei Xuanyi’ye şok içinde baktı. (Tüm fandom mood)
Bunu nasıl bilebilirdi?
Hei Xuanyi de mi yeniden doğmuştu?
Wu Ruo çok heyecanlıydı ama yeterince çabuk sakinleşebildi. Çünkü Hei Xuanyi yeniden doğmuş gibi görünmüyordu ya da son yaşam hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Belki de Hei Xuanyi ailesine anlatmak için bir hikaye uyduruyordu.
Hei Ziya, Hei Xuanyi Eggie’yi doğurmadığı için hayal kırıklığına uğradı.
Hei Xuantang, “Bana uzun zaman önce söylemeliydin. Ruo’nun Eggie’ye kötü davranacağından endişelendim çünkü Eggie’yi başka bir kadının doğurduğunu sanıyordum.”
Wu Ruo ona gözlerini devirdi.
Hei Xuantang gülümsedi, “Yengeciğim, bunun için beni suçlayamazsın.”
Kraliçe çok mutluydu, “Eggie’nin Ruo’nun gerçek oğlu olması çok hoş.”
Wu Ruo kraliçeye söyledi, “Bunu sana daha önce söylemediğimiz için bizi suçluyor musun anne?”
“Biz mi? Elbette hayır. İlk etapta bize söylememek için kendi nedenlerin olmalı. Bunun için neden seni suçlayayım?” Kraliçe nazikçe Wu Ruo’ya söyledi, “Sen ve Xuanyi için endişelendim çünkü Xuanyi’nin başka bir kadından bir oğlu var diye düşündüm. Ama artık Eggie’nin sen ve Xuanyi’nin oğlu olduğunu bildiğimize göre, ne kadar mutlu olduğumu hayal bile edemezsin.
Bu aynı zamanda Eggie’nin seni neden bu kadar çok sevdiğini de açıklıyor. Sana Xuanyi’ye baba dediğinden çok daha fazla baba diyor.”
Gülümsedi ve hiç kızgın değildi, bu Wu Ruo’yu rahatlattı.
İmparator, Eggie’nin Hei Xuanyi ve Wu Ruo’nun gerçek oğlu olduğu için mutluydu. Bu durumda, çift arasında duran hiçbir şey yoktu.
Ailenin geri kalanı da memnundu.
İmparatorluk sarayında gece geç saatlere kadar vakit geçirip sonra ayrıldılar.
.
.
.
“Bence Reis, sen ve Xuanyi karşılıklı bir konuşmanız gerekiyor lütfen pleaseee!
Eveeet bugünkü konumuz limonata 🍋🍹
Ülkemizdeki insanların %90’dan fazlasının gerçek bir limonatayı nasıl yapması gerektiğini bilmediğini biliyor muydunuz?
Çevirmeniniz bu rakamı arttırmak için kolları sıvadı hadi yine iyisiniz.🥳
Malzemeler;
5 litre su 💦
4 adet limon 🍋
2 adet portakal🍊 (portakal yoksa iki adet limon yine)
3 bardak toz şeker 🍬
Öncelikle derin 5 litrelik bir kap bulunuz. ✓
Limonların kabuklarını soyacak yardımıyla beyaz kısma denk gelmeyecek şekilde soyalım. Rendeleyedebilirsiniz de size kalmış. Amman beyaz kısma dikkat edelim içine kaçarsa limonatayı acıtır. Limon kabukları hop kabın içine ✓
Sonra limonların suyunu sıkalım ve hop kabın içine ✓
Sonra portakalları kabuğuyla rendeleyip suyunu sıkalım hop kabın içine.
Sonra şekeri ilave edelim.
Limon kabuğu ve suyu + portakalın herbişeyi + şeker
Eveeeett en can alıcı kısma geldik bu kısım işin tricki.
Bu karışımı bir iki dakika boyunca böyle elimizlen yoğurup şekeri eritip aramoları mix yapıyoruz. Hamurumsu vıcık bir kıvama gelmesi lazım, şekeri bu aşamada eritmiş oluyoruz, kısa sürüyor.
Sonrada evet suyumuzu ekliyoruz.
Midemize dokunmasın diye bir çay kaşığı kuru nane ekliyoruz.🌱
En az 3 saat en fazla 6 saat tortusuyla bekletip, sürahiye süzüyoruz.😌
Ben genelde bir şişe maden suyu da eklerim çünkü hem sağlıklı hem yakışıyor.🧊
Elimizde sevdiklerimizi ve kendimizi musmutlu edeceğimiz 5 litrelik limonatamız var. Afiyet olsun efenim 👌
Yapın ve içtikçe beni sevin 😁
See you later ♥️”
On numara tarif teşekkürler ❤
Ne demek 😁😘