Salonda, Hei Xuanyi büyük ana koltukta, ve sol tarafındaki koltukta ise orta yaşlı bir adam oturuyordu. Yüzü sertti. Kaşları seyrek ama gözleri büyük ve parlaktı. Burun köprüsü yüksekti ve dudakları kalındı. Çenesinde uzun siyah bir sakalı vardı. Kahkahaları yüksek ve netti. Kahkahalarından dolayı herkes çok çabuk bir şekilde bu adamın oldukca komik oldugunu anlardı.
Orta yaşlı adamı süzerken, Wu Ruo o kadar heyecanlıydı ki neredeyse ona Shifu diye seslenecekti.
Hei Xuanyi Wu Ruo’yu görünce ayağa kalktı ve tanıttı “Eşim Wu Ruo.”Sonra orta yaşlı adamı işaret etti. “O da, Numu.”
Wu Ruo.”…..”
Basit bir tanıştırmaydı.
“O senin karın mı?”
Numu ayağa kalktı ve Wu Ruo’ya yaklaşırken biraz daha baştan aşağı onu inceledi. Sonra Wu Ruo’nun omzunu okşadı ve güldü,
“Oğlum, gördüğüm en güzel kişisin. Onun seninle evlenmek istediğine şaşmamalı. Küçük bir kıza benziyorsun. Güzelliğin gerçekten şehirleri devirmek ve devletleri mahvetmek gibi.”
Hei Xuanyi. “…..”
Wu Ruo. “……”
Ruo dişlerini sıktı, “Ben bir erkeğim. Bir erkeğe güzel denilmez. “
Son yaşamında, Numu’yu ilk kez gördüğünde, ona ilk söylediği şey yine aynıydı, ‘oğlum, gördüğüm en güzel kişisin.’ Ve o zaman da şu anki kadar şişmandı. Bu yüzden ilk başta onunla alay ettiğini sanmıştı ve o kadar kızgındı ki adamı dövmek istemişti. Ancak daha sonra birbirlerini tanıyınca, Numu’nun insan yüzü şeklini ve özelliklerini okuyarak gerçek yüzü görebilme yeteneği olduğunu keşfetmişti.
Yeterince zayıfken de annesine benzedigi ortaya çıkmıştı. Uzun boylu ve zayıftı. Sık sık bir kadın kadar güzel olduğunu söylemişlerdi. Ama hiçbiri bunu Numu’nun söylediği kadar duygulu söylememişti.
Ancak, son hayatında, Numu ile onu Hei Xuanyi tanıştırmamıştı.
Sokakta tanışmışlardı.
Numu onu sürekli sokakta durdurur ve gördüğü en güzel kişi olduğunu söyleyip giderdi. Bir keresinde Wu Ruo dayanamamış ve Numu gitmeden ona birşey söylemişti. Bundan sonra, Numu artık ara sıra önüne çıkmaya başlamıştı.
Numu bir adamı ölümden diriltinceye kadar, Wu Ruo’nun Numu’ya karşı olan tutumu hiç değişmemişti. O zamandan sonra Numu’nun olağanüstü bir doktor olduğunu öğrenmiş ve ona ustası olarak saygı göstermeyi teklif etmişti. Numu da onu reddetmemiş ve öğrencisi olarak kabul etmişti.
“Yanlışın var. Her şey güzel olabilir erkek yada kadın da. ”
Numu Wu Ruo’nun elini aldı ve nabzını hissetmeye çalıştı, “Hei bana bir solucan tarafindan zehirlendiğin için şişman olduğunu söyledi. Aynı zamanda solucan içindeki ruhani gücünü de emiyor. “
“Doğru.”
Wu Ruo’nun nabzını dikkatlice hissetmesi epey uzun sürdü, “Solucandan kurtulmanı sağlayabilirim ama bu biraz zaman alır. Sonuçta, on yıldan fazla bir süredir vücudunun içinde. ”
Wu Ruo, Numu’nun solucandan kurtulabileceğini biliyordu, ancak hala neden burada olduğu konusunda çok endişeli ve şaşırmıştı.
“Hei… Xuanyi seni buraya solucandan kurtulmam için mi getirdi?”
“Elbette. O gelip benden şahsen rica etmeseydi, başka kim yalvarırsa yalvarsın asla gelmezdim. ” Numu elini geri bıraktı ve kapıya doğru yürüdü, “Solucandan kurtulmanı sağlayacak ilaçlar için bitki dükkanlarına gidiyorum ve akşama anca dönerim. Akşam yemeğine beni beklemek zorunda değilsiniz. ”
Gittikten sonra salon sessizliğe büründü.
Wu Ruo şu anda karmaşık hissediyordu.
Şaşkınlık, öfke minnettar ve aynı zamanda çaresizdi.
Tam şimdi, Numu ile son hayatta tanışmışlığının önceden düzenlenmiş bir plan olduğunu fark etmişti ve bu planı yapan da Hei Xuanyi idi.
Ama ne olduysa son hayatta olmuştu. Şuan Hei Xuanyi’yi suçlayamazdı.
Ayrıca, son hayatında Hei Xuanyi bunu yapmak zorundaydı. Çünkü geçmiş hayatında, Hei Xuanyi Numu’yu kendisiyle tanıştırsaydı ve yardım etmek için geldiğini söyleseydi, Wu Ruo kesinlikle reddeder hatta Hei Xuanyi ile tartışabilirdi bile. Bu yüzden Hei Xuanyi de farklı bir yol denemek zorunda kalmıştı.
Hei Xuanyi döndü ve sandalyeye oturdu, çayını içmeye devam etti.
Wy Ruo, “Şey…”
Hei Xuanyi ona baktı.
Wu Ruo ağzını açtı ve sonra tekrar kapattı. Ona teşekkür etmek istiyordu ama nasıl söyleyeceğini gerçekten bilmiyordu.Sonunda ona teşekkür etmek için farklı bir yol denedi, “Yarın benimle drama izler misin ?”
Hei Xuanyi “…….”
.
.
.
Bu adam geçmiş yaşamda yerle yeksan olmuş hayal etmek bile istemiyorum.
Usta Numu huzurlarınızda