Comeback of the Abandoned Wife Bölüm 300

Hei Xuanyi, Tianyao’ya baktı ve hiçbir şey söylemedi.  Kontes Tianyao  sert bakışlar ve sessizlik karşısında o kadar telaşlanınca şöyle dedi:

“Zaten gece yarısı oldu.Neden iyi bir sebep olmadan saraya geldin?  Baban burada olduğunu biliyor mu?”

Miaoyi, “Teyzeme güzel bir tatlı getirmeye geldim.” dedi.

“Anneme tatlı mı getirdin?”  Hei Xuanyi kaşlarını çattı.

Miaoyi başını salladı.

Hei Xuanyi sordu.”Bir dakika bile gecikmeden anneme getirmen gereken kadar lezzetli olan ne tür bir tatlı bu?”

Tatlıdan bahseden Miaoyi gururla, “Dokuz çeşit fasulyeden oluşan bir tür dim sum. Buna Soylu Lotusu denir.  Çok lezzetli. Teyzemle paylaşmak için sabırsızlanıyordum çünkü son zamanlarda morali bozuktu. Onun için gerçekten endişelendim.  Belki dim sum onu biraz neşelendirir”

“İlgini takdir ediyorum.  Ama bu gece yiyemez. Dim sum’u annemin hizmetçisine verebilirsin.  Yarın yer belki.”

“Tamam”

“Aşçınız mı dim sumu yaptı?” diye sordu Hei Xuanyi.

“Evet. Aşçım sırf beni memnun etmek için yemek yapmayı öğrenmek için dışarı çıktı çünkü yemeğinden bıkacağımdan ve bu yüzden kovulacağından korkuyor.

Şimdi yemek pişirme becerisi çok gelişti.  Kuzen Qingluo, sırf iyi yemek yapma becerisinden dolayı artık bize sık sık yemeğe geliyor.”

“Gitsen iyi olur, bir ara müsait olursam aşçının yemeğinin tadına ben de bakarım. Şimdi eve gitmelisin.  Çok geç oldu,” dedi Hei Xuanyi.

Miaoyi kaşlarını çattı, “Kuzen Xuanxi uyanana kadar beklemeliyim.”

“Peki. Annemin yanına gidebilirsin o zaman.”

“Sorun değil” Miaoyi gitti.

Miaoyi odadan giderken Hei Xuanxu sessizce sordu, “Miaoyi hakkında hâlâ şüphelerin var mı?”

Hei Xuanyi’nin Miaoyi hakkında şüpheleri olmasaydı, bu kadar çok önemsiz sorular sormazdı.

Hei Xuanyi, “Onun ortaya çıkması bir tesadüf gibi olduğu için başka birinin ondan faydalanması mümkün” dedi.

“Ondan kim yararlanıyor? Aşçısı mı?”

“Tek bir aşçı onu gecenin bir yarısı saraya gelmeye motive edecek kadar güçlü değildir.”

Hei Xuanxu sordu.”Babası ve Lou Qingluo’yu mu söylüyorsun o zaman?”

“Söylemesi zor. Aşçı hakkındaki gerçeği ve Doktor Yao’nun ailesinin nasıl pusuya düşürüldüğünü öğrenmek için arkadaşlarını yanına al ve bir bak.”

“Güzel. Ruo’nun eski aileden birini tanıdığını biliyor muydun?”

“Bazı arkadaşlarla tanıştığını ve onları benimle tanıştıracağını söyledi. Arkadaşlarının memur olduğunu da söyledi.  Ama isimlerini söylemedi.
Şimdi düşünüyorum da…  Arkadaşları Hei Junxing ve Hei Shen Song olmalı.”

Hei Xuanyi köle pazarında tanıştığı insanları hatırladı.

Hei Xuanxu şok olmuştu.”Eski ailenin Küçük Reisi ile nasıl tanışmış olabilir?”

“Bu konuda pek bir şey söylemedi”

“Belki de Hei Junxing, Ruo’nun kim olduğunu zaten bildiği için Ruo’ya yaklaşıyordur”

“Hei Junxing o kadar aşağılık ve utanmaz bir insan değil. Xuanxi uyanana kadar Ruo’ya sormak için beklemeliyiz.”

Hei Xuanyi odaya döndü ve Wu Ruo’nun yanında durarak boynunun arkasındaki kesiği kontrol etti. Kesiğin iyileştiğini görünce rahatladı.

Wu Ruo arkasını döndü ve kollarını onun beline doladı.

Hei Xuanyi onun sırtına vurdu ve “Biraz ara ver” dedi. Wu Ruo başını salladı.

Hei Xuanxi’nin sadece o kestirdiği için böylesine büyük bir kaza geçirmesi ve neredeyse hayatını kaybetmesi gerekiyordu. Bu sefer gözlerini Hei Xuanxi’den ayırmayacaktı.

Hei Xuanyi ısrar etmedi ve Wu Ruo’yu kollarına alıp beklemek için oturdu.

Odadaki kimse tek kelime etmedi.
Yatakta Hei Xuanxi’ye bakmak için hepsi sessizce oturdu.

Kraliçe nihayet gece yarısı ağır depresyondan kurtuldu ve diğerleriyle birlikte beklemeye gitti.Güneş ışığını göremeyenler, şafaktan önce yeraltına geri döndüler.

Wu Ruo ve Hei Xuanyi, Hei Xuanxi’nin yanında beklemeye devam etti.
Hava karardıktan sonra İmparator ve diğerleri bir kez daha Hei Xuanxi’nin evine geldi.

Kraliçe yatağa koştu ve “Uyandı mı?” diye sordu.

Hei Xuanyi başını yana salladı.

Kraliçe, Wu Ruo ve Hei Xuanyi’yi dinlenmeleri için acele etti çünkü ikisi de berbat görünüyordu.

Wu Ruo, “Gördüğünüz gibi, nefesi güçleniyor. Çok yakında uyanacak” dedi.

“Gerçekten mi?”  İmparator heyecanlıydı.

Diğerleri de öyle.  Hei Xuanxi’nin uyanmasını beklemek için orada sessizce oturdular.

Sonunda, gece yarısı Hei Xuanxi’nin göz kapakları biraz titredi.

Wu Ruo, başından beri Hei Xuanxi’yi izlediği için bunu hemen gördü.

Wu Ruo, Hei Xuanxi’nin elini tutarak yavaşça konuştu, “Xuanxi. Xuanxi.”

Diğerleri etrafına toplandılar ve o kadar heyecanlandılar ki, Hei Xuanxi göz kapaklarını açmaya çalışıyordu.
Hei Xuanxi’nin sonunda gözlerini açması uzun zaman aldı.

Hepsi sevinçten ağladı.  Hei Xuanyi’nin bile gözleri yaşlıydı.

Hei Xuanxi ağzını açmaya çabaladı ve zayıf bir sesle seslendi, “Ruo. Ruo.”

“Çok zayıfsın. Çok fazla konuşma” Wu Ruo nabzını hissetti ve vücudunu ve nefesini iyice inceledi. Sonunda heyecanla şunları söylemeye geldi: “Sağlık durumunu şimdi inceledim. Bu aşamada, güneş ışığı eksikliği hastalığından kurtuluyorsun.”

“Gerçekten mi?”  Diğerleri heyecanlıydı.

Wu Ruo teşhisinden yüzde yüz emin değildi, “Lütfen gidip Xuanxi’yi muayene etmesi için daha fazla doktor getirin.”

Kraliçe gardiyana emir verdi ve “Git ve beş doktor bul.” dedi.

Hei Xuantang, “Anne, onlar Xuanxi’ye Doktor Shen gibi zarar vermez, değil mi?”

“Bir daha olmasına izin vermeyeceğim. Kimliklerini çoktan araştırdım”

“Rahatladım!”

Kısa süre sonra, beş doktor Hei Xuanxi’nin sağlık durumunu incelemeye geldi ve güneş ışığı eksikliği hastalığına dair hiçbir belirti bulamadı.
Ve hepsi Hei Xuanxi’nin tamamen iyileştiğini teşhis ettiler.

İmparator, kraliçe ve diğerleri için harika bir haberdi.

“Xuanxi, bunu duydun mu? Tamamen iyileştin” dedi Hei Ziya.

Hei Xuanxi çok mutluydu ama ses çıkaramayacak kadar zayıftı.

“Xuanxi, şu anda hala zayıfsın. Daha fazla dinlenmeye ihtiyacın var.” Wu Ruo battaniyeyi onun üzerine örttü.

“Mm” Hei Xuanxi gözlerini kapattı.

Doktorlar, tıbbi tedavi hakkında bilgi edinmek için Wu Ruo’ya geldi.

Wu Ruo doktorları dışarı çıkardı ve “Temel olarak, önerdiğim tıbbi tedavi gibi. Hiçbir şey değişmedi.  Ama diğer hastalarda başarılı olacağını düşünmüyorum.”

“Neden olmasın?”

“Xuanxi yıllardır dünyada yaşıyor. Ömür boyu yeraltında yaşayan hastaların aksine, her gün güneş ışığı aldığı için sağlık durumu değişiyor.Bu yüzden tıbbi tedavim onlar üzerinde işe yaramayabilir.  Xuanxi’nin durumundan öğrendiğim bu.”

Bir doktor başını salladı, “Söylediğin mantıklı.  Daha pratik tedaviler üzerinde çalışmaya devam etmemiz gerekecek.”

“Hastalara daha fazla egzersiz yapmalarını söyle,” diye önerdi Wu Ruo.

“Daha fazla egzersiz yapmaları derken?”

“Tedavi sürecinde çok sancılı oluyor. Yeterince güçlü değillerse hayatta kalamazlar”

“Ama bazı hastalar ayağa kalkmakta bile zorlanıyor”

“Yeni hastalar daha da kötüleşmeden spora başlayabilirler.”

“Sorun değil Biz haberi tüm krallığa yayarız.”

Hei Xuanyi dışarı çıktı ve kollarını Wu Ruo’ya doladı, “Yan odada dinlenelim biraz.”

Ama…” Wu Ruo tereddüt etti.

“Doktorlar Xuanxi ile ilgilenecek” Hei Xuanyi, Wu Ruo’yu kucağına aldı ve dışarı çıktı.

Artık Hei Xuanxi uyandığına ve herhangi bir potansiyel riskten kurtulduğuna göre, Wu Ruo rahatlamıştı. Hemen Hei Xuanyi’nin kollarında uyuyakaldı.  Çok yorgun olduğu belliydi.

Uyandığında gün ağarmıştı.Wu Ruo hemen oturdu.

Hei Xuanyi elinde bir tepsi yemekle içeri girerken Wu Ruo aceleyle giyindi.

“Nereye gidiyorsun?”  diye sordu.

“Ben gidip Xuanxi’yi göreceğim.”

Hei Xuanyi onu tekrar yatağa oturttu, “Şimdi senden çok daha iyi görünüyor.”

“Benden çok daha mı iyi?”  Wu Ruo kaşlarını çattı, “Nasıl yani? Şimdi zayıf olmalı. Nasıl bu kadar çabuk iyileşebilir?”

Hei Xuanxi’ye hangi ilaç verilmişti?

Hei Xuanyi sordu.”Yedi gün yedi gecedir uyuduğunu biliyor musun?”

“Ne? Olamaz! O kadar gün uyudum mu?”  Wu Ruo şaşırmıştı.

Hei Xuanyi cevap vermedi, ancak giyinmesine ve temizlenmesine yardım etti, ardından ona yemek verdi.

“Bunca gündür uyuduğum konusunda ciddi misin?”

Wu Ruo yemeğini neredeyse bitirirken Hei Xuanyi küçük bir gülümsemeyle konuştu, “Yalan söylüyorum. Sadece bir gün uyudun.”

Wu Ruo gözlerini devirdi, “Neden yalan söyledin?”

“Çünkü oturup güzel bir akşam yemeği yemenin tek yolu buydu.”

Wu Ruo.”……”

Hei Xuanyi, Wu Ruo’nun elini tutarak “Hadi gidip Xuanxi’yi görelim” dedi.

Hei Xuanxi’nin odasına vardılar ve Uşak Bin’in Hei Xuanxi lapayla beslediğini gördüler.

“Ruo, abi.” Wu Ruo ve Hei Xuanyi’yi görünce Hei Xuanxi’nin gözleri parladı.

“Şimdi nasıl hissediyorsun?”  Wu Ruo doğruldu ve nabzını hissetti, yanlış bir şey teşhis etmeyince elini bıraktı.

Uşak Bin gülümseyerek “Artık çok daha iyiye gidiyor. Artık katı yiyecekler yiyebilir.” dedi.

Hei Xuanxi gülümseyerek “Ruo tüm övgüyü hak ediyorsun.” dedi.

Wu Ruo saçını ovuşturdu ve “Altı yıl sonra hastalığa yakalanmayacağın için teşekkür ederim.”

“Hasta olmayacağım bir daha.” Hei Xuanxi bir kase yulaf lapasını bitirdikten sonra yatağına uzandı.

Wu Ruo ve Hei Xuanyi, doktorlar Hei Xuanxi’ye bakmak için orada oldukları için ayrıldılar,

“Bir süredir çocuklarımı görmedim.”

Hei Xuanyi gözlerinde bir gülümsemeyle, “Seni çok özlüyorlar ama onlar Xuanxi’ye yardım ederken seni rahatsız etmek istemediler.”

“Çocuklarımızı görmek için geri dönelim” dedi Wu Ruo, kolunu Hei Xuanyi’nin beline dolayarak.

“Mm”

Ulaşım düzeninden geçerek yeraltı sarayına vardılar.  Hengxing Sarayına giderken Wu Ruo sordu, “Büyük tedavinin olduğu gece, özellikle Doktor Yao’dan gelip bana yardım etmesini istedim. Ama onun yerine neden Doktor Shen geldi?”

“Doktor Yao’nun ailesi pusuya düşürüldü. Bu yüzden Doktor Shen’e görevi devralmasını söyledi.”

Wu Ruo, “Kulağa bir komplo gibi geliyor.” dedi.

“Haklısın.”

“Doktor Yao’nun ailesi nasıl?”

“Eşi ve annesi ağır yaralandı. Çok şükür hayattalar. Ama iyileşmeden önce onlara bakmaları yarım yıl alacak.”

“Hayati bir risk olmaması büyük şans.  Dr. Shen’i sorguladınız mı?  Kimin için çalıştığını artık biliyor muyuz?”

“Henüz değil. Sen ve ben onu daha sonra sorgulayacağız.”

“Tamam.” Wu Ruo tereddüt etti ama bir süre sonra yine de sordu: “O gece, Tianyao, Junxing ve Shen Song’un eski aileden geldiğinden bahsetti. DOĞRU mu bu? “

.
.
.

Malesef doğru reis😌

Tadaaam ilk İspanyolca çeviri bölümümüzü tamamladık bence çok güzel. Sıkıntı yaşamadım canlarım. Tebriks tebriks bir buçuk yıldan sonra güvenli bir çeviri limanına demir attık şükür 😂

Ne isterdim biliyor musunuz? Bu kitabın çevirisi tamamlandık sonra okuyup bitirmek ve çevirmene teşekkürlerimi sunmak ah ah🥹