Dash Bölüm 123

Jiheon gereksiz yere sertleşen ses tonundan yarı şaşkındı ama Jaekyung bir şey hatırlamış gibi konuştu.

“Ah, belki de bilerek daha fazlasını yapacaksın.”

“Ne……?”

“Beni öpmek için.”

“Ne?”

Jiheon ona çılgınca bir şey söylüyormuş gibi baktığında, Jaekyung kanepenin arkasına yaslanarak rahatça gülümsedi.

“Çünkü benden hoşlanıyorsun, abi.”

…… Lanet olsun.

Jiheon ancak o zaman bugün kazdığı çukurun sadece bir tane olmadığını fark etti.

“Saçmalama. Ayrıca seni uyarıyorum, beni bir daha böyle öpersen dudağını ısırırım.”

Utancını gizlemek için bunu daha ciddi bir yüz ifadesiyle söyledi ve Jaekyung kaşlarını kaldırarak “Gerçekten mi?” diye karşılık verdi. Ciddiye almış gibi görünmüyordu.

Jiheon mindere sarılırken Jaekyung sakince şöyle dedi:

“Peki, öpüşmek yerine ilaç mı alsam? Beni üzen bir şey söylediğinde her gün bir hap daha mı almalıyım? İğneden sonra alırsam ne gibi etkileri olacağını görmek ister misin, abi?”

“Hey…….”

“Şaka yapıyorum.”

Jaekyung gülümseyerek söyledi. Jiheon ona yastıkla vurmaya çalıştı ama o eğildi ve yüzünü bir elinin içine gömdü.

“Şaka bile olsa böyle bir şey söyleme lütfen.”

“Bunun bir şaka olduğunu biliyorsun ama yine de korkuyor musun?”

“Elbette korkuyorum.”

“Peki şaka olmadığını öğrendiğimde ne hissettiğimi düşünüyorsun?”

“…….”

“Derinden hissetmeye çalış, abi.”

Birdenbire gülümsemesini kaybeden bir yüz ifadesiyle konuşuyordu ve Jiheon tek bir kelime bile etse hemen kalkıp ilacını alacaktı.

Bu olay sayesinde Jiheon, ‘Hayır, ama’ ifadesinin Kwon Jaekyung için kabul edilebilir olmadığını anladı.

“Hey… sen.”
Jiheon mırıldandı.
“Bunu gerçekten yapamazsın.”

“Başka ne yapamam ki?”

“Üzülmediğin halde ruhsal durumunun iyi olduğunu sanıyordum ama durum öyle değilmiş. Sanırım düşündüğümden daha delisin.”

Jaekyung kayıtsızca cevap verdi, “Evet, senin yüzünden abi.”

“Evet, benim yüzümden, o yüzden daha fazla ilerlemeden ayrılalım.”

Jiheon’un sözleri üzerine Jaekyung ne dediğini merak ediyormuş gibi homurdandı.

“Hayır, cidden. Seninle birlikte olursam kalbimin dayanacağını sanmıyorum. Sanırım anjin* olacağım.”(Kalbime inecek diyor)

Jaekyung gülünçmüş gibi yüksek sesle kıkırdadı ve bir an sonra üzüldü.

“Abi, senin yüzünden kalbim çoktan tuzla buz oldu, biliyor musun?”

Jiheon bir kez daha “kendini karşısındakinin yerine koyma” deneyimini yaşamak zorunda kalmıştı ve itiraza yer yoktu. Ağır bir iç geçirdi ve elini alnına koydu.

“Cidden…… birçok yönden benim karmam bu.”

“Bu doğru. Hepsi senin karman.”
Jaekyung açıkça söyledi.
“Eğer masum bir ilkokul öğrencisini baştan çıkarıp onu delirttiysen, sorumluluğu üstlenmelisin.”

“Ne? Seni ne zaman baştan çıkardım?”

Jiheon bu saçma iddia karşısında şaşkınlıkla ona baktığında, Jaekyung neden şimdi bu konuyu açtığını sorar gibi şaşkın görünüyordu.

“Bana o kapıyı sen açtın, abi.”

“Hey, ne tür bir baştan çıkarma bu-“

Konuşurken aniden bir öpücükle tekrar susturuldu.

İrkilerek adamı itmeye çalıştı ama dil kullanmadan hafif bir dokunuşla başlayan öpücük onu gıdıkladı, bu yüzden sessizce kabul etti.

Ayrıldıklarında kaşlarını çattı ve şöyle dedi: “Bunu neden yapıyorsun? Seninle farklı olduğumuzu bile söylemedim.”

“Sırf bu yüzden.”
Jaekyung kendinden emin bir şekilde konuştu, “İstediğim için yaptım.”
Sonra gözlerini kırpıştırarak sordu, “Ne? Bunda bir sorun mu var?”

Jiheon onun bu kadar utanmaz olmasını beklemiyordu ve bu adamın söylediklerinden emindi:

“Sevgilimi öpmemin nesi yanlış? Benden hoşlanan birini öpmek yanlış mı?”

‘Bu serseri ciddi…….’

Jiheon küfretmek üzereydi ama kendini tuttu. Bunun yerine Jaekyung’un dudaklarına acısız bir tokat attı ve ardından ayağa kalktı.

“Yine nereye gidiyorsun?”

“Yatmaya gidiyorum, neden? Sen burada uyu.”

Bunu bilerek soğuk bir şekilde söylemişti ama Jaekyung umursamıyor gibiydi. Jiheon, adamın sanki bekliyormuş gibi ayağa kalkmasını izlerken kaşlarını çattı.

“Bu gece seninle yatmayacağım.”

“Yatacaksın.”

Jaekyung kendinden emin bir şekilde konuştu ve sonunda trikosunu çıkararak banyoya yöneldi.

“Hızlı bir duş alacağım, böylece önce ben gidebilirim, değil mi? Yoksa bana katılmak ister misin, abi?”

“…Sadece kendin yap.”

Bu konuda daha fazla konuşmak çok zahmetliydi, bu yüzden Jiheon sadece bunu söyledi ve kanepeye oturdu.
Yorgun elleriyle ceketini çıkarırken birden önündeki televizyon dolabı gözüne ilişti. Özellikle de gözleri şifonyerin altındaki çekmecede kaldı. İlk taşındığında aldığı ve yıllarca unuttuğu ilk yardım çantası oradaydı.

Düşündüm de, ilk yardım çantasının içinde acil durum kiti de var mı…? Yoksa gereksiz bir konfigürasyon mu seçtim?

Kullanmaya niyeti olsun ya da olmasın, kontrol etmesi gerektiğini hissetti.

Jaekyung duştayken çıkarırım.

Elinde ceketiyle ayağa kalkarken böyle düşünüyordu. Ancak aniden, kıyafetlerini çıkarırken Jaekyung yaklaştı ve kolunu tuttu.

“Böyle olmaz. Hadi birlikte duş alalım, abi.”

Jiheon şok içinde bağırdı, “Ne? Neden?”

“Ben duştayken dışarı çıkmandan korkuyorum.”

“Hey, dışarı çıkmıyorum.”
Jiheon gerçekten şaşkındı.
“Zaten iğne yaptırdın, neden dışarı çıkayım ki? Daha sabahın köründeyiz.”

Yalan değildi. Dışarı çıkmaya hiç niyeti yoktu. Ama Jaekyung duşa girerken gizlice bir şeyler yapmayı planladığı için hazırlıksız yakalandığı doğruydu.

“Buna inanmıyorum.”

Jaekyung bunu söyledi ve Jiheon’un kıyafetlerini zorla çıkararak onu banyoya götürdü. Jiheon ona korkuyla baktı, gerçekten bir hayalet mi yoksa bir tür büyüsü mü var diye merak etti, ancak Jaekyung’un banyoya girer girmez elini bacaklarının arasına koyduğunu görünce rahatladı (?).

Jaekyung’un duş başlığını açmayı bile düşünmeden sadece ona dokunduğunu görünce, bu adamın sadece bunu yapmak istediği için Jiheon’un dışarı çıkmasından korktuğu bahanesini kullandığı açıktı.

Öyle bile olsa, belki de Jiheon’un bugün acil servise gittiğinin farkındaydı, bu yüzden Jiheon’un içine girmeden iki kez boşalmasını sağladı. Bunun yerine, Jiheon’u banyo duvarına bastırdı, Jiheon’un kalçalarını bir araya getirdi ve sikini arasına kaydırdı.

Genelde Jiheon, “Madem böyle yapacaksın, hemen sok.” derdi ama bu sefer nefesini tuttu ve sessizce kalçalarını sıktı.

Bunu yaptı çünkü Jaekyung çok tahrik olmuştu. Bir aydır yapmamışlardı ve şu anda durumu o kadar da iyi değildi. Bu yüzden Jaekyung bu kadar heyecanlıyken onunla başa çıkabilecek güvene sahip değildi. Bir günde iki kez acile gitmeyi reddetti.

Bu yüzden Jaekyung’u mümkün olduğunca az uyarmak için iniltisini tutmaya ve vücudunu daha az hareket ettirmeye çalıştı ama bu kolay değildi. İlk başta katlanılabilir bir durumdu ama Jaekyung’un siki kendi sikine daha fazla dokundukça, inlemekten kendini alamadı.

Kalın penis başı zaten heyecandan şişmiş olan perine bölgesine sürtündüğünde, bilinçsizce sırtını dikleştirdi ve bir inilti çığlığı attı.

Sonunda Jaekyung, bacakları zayıfladığı için çökmek üzere olan Jiheon’u yakaladı ve duvara doğru itti.

“Abi, kalçalarını sık.”

Jiheon da bunu yapmak istedi ama vücudunun alt kısmında o gücü bulamadı.

“Ben sadece… elimle yapacağım.”

“Hayır.”

Jaekyung açıkça söyledi ve bu kez sikini Jiheon’un kalçalarına sürtmeye başladı. Sıcak penis her sürtündüğünde delik seğiriyor ve açılmaya hevesleniyordu. Jiheon neredeyse banyo duvarına asılmış, dudağını ısırıyor ve inlemelerini bastırıyordu.

Uzun bir süre sonra Jaekyung nihayet boşaldı. Dölleri Jiheon’un kıçının arasından fışkırdı ama hemen duşta yıkadı ve küvette otururlarken Jiheon’a tekrar sarıldı.

Ve bu sefer Jiheon’u gerçekten yıkamak istiyordu, bu yüzden duş lifi kullanmak yerine avucuna biraz vücut yıkama jeli pompaladı ve Jiheon’un vücudunun her yerine sürmeye başladı.

Ancak o zaman Jiheon’u düzgünce yıkad. Adamın elleri sadece göğsünü ve bacaklarının arasındaki bölgeyi okşamaya devam ederken Jiheon şaşkınlıkla gülmeye başladı.

“Hayır, neden çoktan kızışmış gibi davranıyorsun? Bende henüz hiçbir belirti yok.”

“Ne demek istiyorsun? Seninleyken tüm yıl boyunca kızışmam var, abi.”

Jaekyung yüzünde şaşkın bir ifadeyle konuştu ve Jiheon bir şey söyleyemeden ona sarılıp öpücük verdi. Sanki ‘Şu anda bile hala senin için yanıp tutuşuyorum, abi’ demek ister gibiydi.

Belki de Jaekyung bunu gerçek kızışmanın nasıl bir şey olduğunu bilmediği için yapıyordu. Ancak, ayrıntılı olarak anlatmaya dayanamıyordu.

Basit bir açıklamayla bile, vücudun hamile kalmak istediği, Alfa içine boşalmadıkça tatmin olamayacağı veya hararetin ancak gebe kaldıktan sonra düştüğü anlamına geliyordu… Jiheon bunu gerçekten söylemek istemiyordu. Hatta kendini böyle göstermekten nefret ediyordu.

Sonunda açıklamaktan vazgeçti ve Jaekyung’u bacaklarının arasına oturtarak banyodan çıktıktan sonra saçlarını kurulamayı teklif etti.

Hatta o gece, saç kurutma makinesini kullanarak Jaekyung’un saçlarını sebepsiz yere havalı görünecek şekilde şekillendirdi. Jaekyung’u memnun etmeye çalışarak, “Jaekyung-ah, saçını böyle sola ayırırsan daha iyi görünürsün. Seni erkeksi, çok havalı, gerçek bir model gibi gösteriyor,” gibi şeyler söyledi.

Birden aklına bir şey geldi.

“Bu arada, Jaekyung-ah. Sana söylemeyi unuttum. Eğer herhangi bir kızışma belirtisi gösterirsem, hemen eve git.”

“Deli misin sen?”

Jaekyung hemen kaşlarını çattı.
Jiheon’un onu ikna etmek için bilerek saçlarını kurutma çabası işe yaramamıştı. Bu adamın yoğun tepkisi karşısında şaşırmıştı, bu yüzden hemen açıkladı.

“Yani, o süre zarfında zaten evden çıkamam. Çıkarsam kim bilir ne tür bir kaza olur. Hoşuna gitsin ya da gitmesin, kızışma başladığında evde tıkılı kalacağım, bu yüzden endişelenmene gerek yok.”

“Sen neden bahsediyorsun? Bunun senin dışarı çıkıp çıkmamanla bir ilgisi yok.”

“O zaman?”

Jiheon neden birlikte kalmaları gerektiğini sormadan önce Jaekyung konuştu.

“En azından iğnenin etkisini kontrol etmek için birlikte olmamız gerekiyor. Eğer kızgınlık dönemindeysen ve ben de seninle ilişkiye girmiyorsam, bu iğnenin etkili olduğu anlamına gelir. Bu da normalde salgıladığın feromonlara tepki veremeyeceğim anlamına gelir. Bu, enjeksiyonun performansını test etmek için en bariz şans, öyleyse neden onu atayım?”

Haklıydı. İğneyi yaptırmamış olsaydı bu mümkün olmazdı ama yaptırdığına göre, etkisini doğrulamak ve net bir sonuç almak için çeşitli yollar bulmak makul bir seçimdi.

Ancak…….

“Ama ya birlikte bir rutinin içine düşersek?”

“O zaman iğneye verdiğim parayı boşa harcamış olurum. Bunda büyütülecek ne var?”

Bu konuda da haklıydı ama bazı şeyler vardı ki “Doğru” deyip geçmeyi zorlaştırıyordu.

Sonunda Jiheon içini çekti ve şöyle dedi: “Bir şey fark edersem sana haber veririm. O zamana kadar hala hissetmediysen, bu iğnenin işe yaradığının yeterli kanıtıdır. O yüzden hemen eve git.”

“Hayır.”

“Neden olmasın? Sana onay verdiğimde hemen eve git.”

“Abi, neden bana gitmemi söyleyip duruyorsun?” Jaekyung şaşkın bir sesle sordu, “Şiddetli kızışma semptomları olan insanların bütün gün hiçbir şey yapamayacağını duydum. Onlara yardım edecek birine ihtiyaçları varmış.”

Bunun üzerine Jiheon kızgınlıktan çok hayal kırıklığına uğramış, şaşkın bir ifadeyle konuştu, “Çünkü bunu gerçekten göstermek istemiyorum.”

Neyi göstermek istemediğini belirtmedi ama Jaekyung bunu hemen anlamış gibiydi ve öfkeyle karşılık verdi:

“Her zaman böyle olduğumu biliyorsun. Neden bana göstermiyorsun?”

“Bu ondan farklı.”

Jaekyung bir süre Jiheon’a baktıktan sonra başını çevirdi ve şöyle dedi:

“Neyse, ben hallederim. Eğer gitmem gerektiğini düşünürsem, giderim. Ama gitmemem gerektiğini düşünürsem, gitmem.”

“Sadece git.”

Jaekyung cevap vermedi. Jiheon ona kaç kez seslenirse seslensin, bırakın cevap vermeyi, bakmıyordu bile. Jiheon onun inatçı görünen başının arkasına baktı ve sonra yüksek sesle içini çekti.

“Peki. Eğer bir şey olursa, prezervatif takmayı unutma.”

Jaekyung konuşmasını bitiremeden başını çevirdi ve sanki tüm saçma sapan şeyleri duymuş gibi bir ifadeyle konuştu, “Bunu senden daha iyi halledebilirim, abi.”

Bu doğru olsa da, Jiheon nedense biraz sinirlenmiş hissetti. Jaekyung’un kurutmak için çok uğraştığı saçlarını karıştırdı.

.
.
.

Aklınıza kondom gelecek mi acaba 🥹