Kıvranan ve aslında kendisine ait olan bir şeyi kaybetmiş gibi hisseden iç organı, sıkıca ve umutsuzca etrafına sarıldı. Bazen iç duvarlar karıncalanıyor ve Jiheon kalçalarını daha yukarı kaldırdığında sikin dışarı kaymasına neden oluyordu. Bacaklarının arasındaki bölge, dışarı damlayan aşk suyu yüzünden çoktan sırılsıklam olmuştu.
Bir noktada, Jiheon ne zaman hareket etse, oturma odasında yankılanan ıslak bir ses yerine yüksek bir çarpma sesi vardı. Islak tenleri her çarpıştığında, sıvı her yöne sıçrıyor, Jaekyung’un sadece karnını değil göğsünü de lekeliyordu.
Jiheon devam ederse yüzüne ulaşacakmış gibi hissetti, bu yüzden kendini kaldırmak yerine Jaekyung’un üstüne oturdu ve kalçalarını Jaekyung’un kasıklarına sürtünüyormuş gibi hareket ettirdi.
Jaekyung sordu, “Bu… iyi hissettiriyor, değil mi?”
Bir noktada Jiheon, Jaekyung’un ellerinin kalçasını sıkıca kavradığını fark etti. Belki de yakalandığı gerçeğinden utanan Jaekyung, Jiheon’un kalçalarını sertçe sıktı ve şöyle dedi:
“Senin için iyi hissettiriyor, değil mi?”
“Evet, harika hissettiriyor….”
Açıkçası Jiheon üstte olmayı tercih ederdi. Ancak Kwon Jaekyung genellikle aletinin büyüklüğünü düşünmeden içine giriyor ve Jiheon susmasını yoksa bir daha asla yapmayacağını söylediğinde bile onu dinlemiyordu.
Ancak, Jiheon hamile kaldıktan ve Jaekyung’un hareketleri daha temkinli hale geldikten sonra, tekrar denediler ve bunun oldukça yapılabilir olduğunu gördüler. Özellikle şimdi, Jaekyung’un elleri kalçalarını desteklerken, Jaekyung agresif bir şekilde hareket etse veya kontrolü tamamen kaybetse bile, Jiheon’un eskisi gibi uyarılması daha güvenli hissettiriyordu.
Bu yüzden Jiheon, Jaekyung bu şekilde üstteyken ellerini poposunda tutması konusunda ısrar etti. Elbette bu ellemek ya da okşamak anlamına gelmiyordu.
“Kıpırdamadan dur….”
Jiheon bu kez Jaekyung’un bacağını tutmak için arkaya uzandı. Vücudu doğal olarak geriye doğru eğildi ve içindeki sert penis yeni bir açı buldu. Bu pozisyonda hareket ederken, penis ucu en hassas noktasına sürtündü ve farkına bile varmadan başını geriye atmasına neden oldu.
“Ah, mm…, ah…!”
Jiheon yüksek sesle inledi, ağzından çıkan kelimeler o anda kayboldu. Bir eli Jaekyung’un bacağında, diğeri karnındayken Jaekyung’un beliyle daha da fazla oynadı. Aşağı yukarı her hareket kalın, sert penisi içeriye gönderiyor, tüm doğru yerlere dokunuyor ve sonra geri çekiyordu.
“Haa, ngh, haa!”
Jiheon, zevk üzerine yıkandıkça neredeyse otomatik pilotta hareket etti. Bu pozisyonu sadece penetrasyon derinliğini kontrol edebildiği için değil, aynı zamanda partnerine sormadan en iyi hissettiği tüm noktalara vurabildiği için de seviyordu.
Ve bir cazibe gibi işe yaradı.
En hassas noktalarına odaklanmak vücudunun çok çabuk ısınmasına neden oluyordu. Daha fazla hareket etmemişti bile ama kalçaları karıncalanmaya başlamıştı ve kısa sürede doruğa ulaştı. Umutsuzca kalçalarını daha geniş açarak yavaşlamaya çalıştı ama işe yaramadı.
“Ahh……!”
Sonunda, Jiheon büyük zevk dalgaları tarafından süpürüldü ve Jaekyung’un bacaklarına sıkıca tutunurken titredi.
“Mm, haa…, ha….”
Jaekyung, Jiheon’un boğazının kurumasından dolayı öksürüyormuş gibi nefes nefese kaldığını görünce kıkırdadı.
“Abi, az önce boşaldın mı? Bensiz tek başına?”
Jaekyung yarı şakayla karışık sordu ama Jiheon’un poposunu tutup iki elini kaldırdı.
“Sanırım şimdi yapabilirim?”
Jiheon’un cevabını bile beklemeden Jaekyung aniden hareket etti.
“Hah……!”
Jaekyung’un tek bir hafif hareketiyle Jiheon baştan aşağı delinmiş gibi hissetti. Jiheon kendi başına hareket ettiğinden farklı hissettiren penetrasyon karşısında şok olmuş bir şekilde hızla konuştu.
“Yapma, çok sert itme…, bebek…….”
“Yapmayacağım.”
Sözlerine rağmen, içindeki güç hâlâ güçlüydü. Jiheon da bunu biliyordu. Bunun nedeni Jaekyung’un gerçekten vahşice hareket etmesi değil, Jiheon’un kendisinin gergin olmasıydı. Aslında Jaekyung’un hareketleri öncekinden çok daha yumuşak ve temkinliydi.
Ama Jiheon kendini giderek daha fazla öne eğilirken buldu.
“Aah, mm….”
Ne olduğunu anlayamadan neredeyse Jaekyung’un üzerine yatmış, çok derine nüfuz etmesini engellemeye çalışıyordu.
“Sana söyledim, endişelenmene gerek yok.”
Jaekyung, Jiheon’u yanağından öptü ve kıkırdayarak Jiheon’un kalçalarını sıkıca kavradı. Tenin tene çarpma sesi yankılanırken, sanki hava atmak istercesine onları yukarı kaldırdı.
“Mmh, ngh, haa.”
Jiheon midesinin eskisiyle kıyaslanamayacak kadar ısındığını hissetti. Bunun nedeni vücudunun ani sert itişler yüzünden gerilmesi ve iç organlarının sıkılaşmasıydı. Basınç arttıkça, penisin içine sürtünme hissi daha da güçlendi.
Belki de midesinin ısındığını hissettiği için vücudunun her yerine ter damlıyordu. Jiheon hâlâ Jaekyung’un üstünde yatıyor, onu içine alıyor ve ateşi varmış gibi inliyordu.
Jaekyung, Jiheon’u rahatlatmak için terli alnını ve şakaklarını öptü, ardından kalçalarını sıkıca kavradı ve onu yavaşça kaldırdı.
“Ah…!”
Jaekyung doğrulduğunda, Jiheon vücudunun üst kısmını kaldırdı ve acilen Jaekyung’un boynuna sarıldı. Sonunda ona tutunan Jiheon, alt yarısını istediği kadar hareket ettirdi. Aşağıdan becerilmenin verdiği ezici zevk onu inletti.
“Jaekyung, Jaekyung, ah….”
Jaekyung cevap vermek yerine, Jiheon’un beyaz tişörtünün içinden onu rahatsız eden meme uçlarını emdi.
“Mm…!”
Sıcak nefes ter ve pamuklu kumaşla ıslanmış meme uçlarını içine çekti. Jaekyung ısırıp emerken, ıslak kumaş hassas meme ucuna sürtünerek Jiheon’un başının dönmesine neden oldu. Neredeyse geriye doğru tökezliyordu ama Jaekyung’un boynuna tutunmayı ve nefesini tutmayı başardı. Jaekyung, Jiheon’un göğsünden uzaklaştı ve şöyle dedi:
“Gömleğini kaldır, abi.”
Jiheon titreyen elleriyle tişörtünü sıyırdı. Jaekyung daha sonra diğer meme ucunu ısırdı ve dilinin ucuyla şişmiş tomurcuğu yaladı. Jiheon’un kalçaları zayıfladı.
“Ah, ah….”
Jiheon sonunda Jaekyung’un üzerine yığıldı ve boynuna sıkıca sarıldı. Jaekyung, başlangıçta Jiheon’un meme uçlarını uyarmaktan kaçınmıştı çünkü bunun rahim kasılmalarına neden olabileceği söylenmişti ama birkaç kez sorunsuz denedikten sonra artık tereddütü kalmamıştı.
Tabii ki tek yapabildiği hafifçe dişlemek ve yalamaktı. Her zamanki kadar sert ısıramıyor ya da karıncalanma hissedene kadar ememiyordu. Yine de Jiheon’un tüm göğsü, özellikle de meme uçları o kadar hassaslaştı ki başının döndüğünü hissetti.
Şu anda bile ayak parmakları kıvrılıyor ve dizleri karıncalanıyordu. Jiheon aceleyle tişörtünü aşağı çekti ve içine bir şeylerin döküldüğünü hissetti.
“Dur… Jaekyung-ah, dur artık.”
Nefes nefese kaldığında, Jaekyung hayal kırıklığına uğramış görünüyordu ama Jiheon’un tişörtünü ısırmaya çalışmadı. Bunun yerine Jiheon’un dudaklarını öpücük yağmuruna tuttu ve Jiheon kollarını boynuna doladığında konuştu:
“Bir saniyeliğine ellerimi çekeceğim.”
Bununla birlikte, Jiheon’un kalçalarını destekleyen ellerini kaldırdı ve onu dikkatlice kanepeye yatırdı. Jiheon’un bacaklarından birini kanepenin arkasına, diğerini de omzuna yerleştirdikten sonra sokmaya devam etti.
“Haa, ah, aah…!”
Jiheon’un bacakları genişçe açılarak daha derin penetrasyona izin verdi. İtişler daha da güçlendi. Jiheon tüm bunların yoğunluğundan korktuğunu hissetti. Jaekyung’un her şeyi halledeceğini biliyordu ama yine de endişesinden kurtulamıyordu.
“Hah…, ahm….”
Jiheon ağır ağır nefes alarak kalçalarının iç kısımlarına tutundu. Onları kasıklarına yakın tuttu ve vücudunu Jaekyung’la birlikte hareket ettirerek riskli yerlerden uyarılmamasını sağladı. Şimdi, pozisyon ne olursa olsun, rahatladığını hissetmek için bu boşluğu korumak zorundaydı.
Ama yine de iyi hissettiriyordu. Jaekyung’un sert kasıklarına karşı perine bölgesinin verdiği rastgele hazzı hissedemezken, diğer baş döndürücü hisler tüm vücudunu sarmıştı. Hamilelik aslında vücudunu eskisinden daha da hassas hale getirmişti.
O kadar yoğundu ki bazen endişeleniyordu. Ya bunu hisseden tek kişi kendisiyse? Ya bu zevki sadece o yaşıyorsa? Ancak Jaekyung’un durumuna bakınca durum tam tersi görünüyordu. İster tur sayısı, ister iyileşme hızı, isterse de doruk noktası olsun, Jaekyung istikrarını koruyordu.
Hatta Jiheon’un artan tepkisi sayesinde son zamanlarda daha tatmin olmuş görünüyordu.
Bu sefer de Jaekyung hızlıca itti ve sonunda Jiheon’un karnında serbest kaldı. Hemen Jiheon’a sıkıca sarıldı, yüzünü göğsüne gömdü ve çok memnun bir sesle mırıldandı.
“Harika. Artık damat toplantısı bitene kadar dayanabilirim.”
.
.
.
Bu çocuk bizi güldürürken hep içimizi eritiyor of ya 😂
