“……”
Fang Yu ona baktı. Aynı fikirde değildi.
Karanlıkta Yang Lei dudaklarını yaladı ve bir an bekledi. Sonra Fang Yu’nun zaten kabul ettiğini varsaydı ve eli yavaşça uzanarak Fang Yu’nun alt kısmını kapladı. Fang Yu sessizdi ama Yang Lei’nin elini çekmedi.
Yang Lei elini üstüne koydu ama hareket etmeye cesaret edemedi. Fang Yu’nun direneceğinden ve elini fırlatacağından korkuyordu. Kısa duraklama, Yang Lei’nin kalbinin bir davul gibi atmasına neden oldu. Fang Yu’nun direnmediğini gören Yang Lei’nin eli hareket etmeye başladı.
Pantolonun içinden, bu uyuyan kaplanın şeklini dikkatlice çizmek için parmaklarını kullanarak o yumruyu yavaşça okşadı. Pantolonun içindeki şeyin yavaş yavaş ellerinde şiştiğini, başını yavaşça kaldırdığını hissetti.
Yang Lei’nin ağzı kurudu ve kendi alt kısmı da kalktı. Nefesi ağırlaştı ve sessiz kalan Fang Yu’nun da göğsünün inip kalktığını gördü. Alışılmadık, karışık dürtü, fiziksel zevk içgüdüsü, bu iki dinç genç adamın bu saçmalığı zımnen kabul etmeye karar vermesine neden oldu.
Yang Lei, Fang Yu’nun iç gömleğini nazikçe çıkardı. Fang Yu’nun vücudunu okşayarak biraz sabırsızlık ve itidalle elini içeri uzattı.
Fang Yu sonunda konuştu. “…Ne yapıyorsun?”
Yang Lei, Fang Yu’nun zaten çadır kırmuş olan alt kısmına doğru hareket ederek elini çekti, sesi boğuktu: “Sen büyüksün… Senin için çıkaracağım.”
Yang Lei, Fang Yu’nun ereksiyonunu Fang Yu’nun külotundan çıkardı. O şey, sanki kendi canı varmış gibi avuçlarında titriyordu. Yang Lei’nin parmakları tekrar tekrar okşayarak ucu ovuşturdu. Fang Yu’nun nefesi aniden ağırlaştı.
Yang Lei başını kaldırdı ve karanlıkta Fang Yu’nun gözlerini görerek baktı.
Bu gözler hem garip hem de çelişkili, hem mantıklı hem de şaşkındı. Fang Yu, iç çatışma ve fiziksel zevk arasında açıkça ikincisini seçti. Onu asla durdurmadı.
Yang Lei’nin teri fanilasında çoktan sırılsıklam olmuştu. Fang Yu’nun da terlediğini gördü.
Bu gece çok sıcaktı. Bu yataktaki iki adam da arzunun sıcak bölgelerindeydiler, beyinlerine hücum eden sıcaklıkla bulanıyorlardı.
Yang Lei kendi ıslak atletini çıkardı. Elini uzattı ve Fang Yu’nun atletini çıkardı. Vücudunun üst kısmı çıplak olan ve sadece iç çamaşırı giyen Yang Lei tereddüt etmedi. Döndü ve Fang Yu’nun bacaklarının üzerine oturdu, sabırsızca kendi aletini çıkardı ve Fang Yu’nunkiyle iyice ovuşturdu. Çıplak üst vücudunu Fang Yu’nun çıplak göğsüne bastırdı. Yang Lei, bir kolunu Fang Yu’nun sırtına doladı ve ona sarıldı, bir eliyle aynı şekilde titreyen, büyük ereksiyonları sıkıca tuttu ve onlara mastürbasyon yapmaya başladı.
Bu kez geçen seferkinden daha cesur, daha vahşi ve daha deneyimliydi. Yang Lei tarafından zaten tereddütsüz zevke getirilmiş olan Fang Yu, fiziksel dürtülerden önce çoktan ödün vermiş görünüyordu. Fang Yu, daha fazla uyarıcı sürtüşmeyi sürdürmek için elini uzattı ve Yang Lei’nin sırtını kavrayarak vücutlarının birbirine daha yakın baskı yapmasına izin vererek sürtünmeyi artırdı.
Akşam ışıkları pencereye vuruyordu. Dar bir çelik yatağın üzerinde, bir karışıklık ve saçmalık vardı. Sadece külot giyen iki genç birbirine sımsıkı sarıldı. Alt bedenlerini ovuşturup hareket ettirdiler, tutkuyla gençliğin sabırsızlığını ve çılgınlığını açığa çıkardılar.
Yang Lei, Fang Yu’yu öpme dürtüsünü çaresizce kontrol etti. Fang Yu’nun kapalı gözleri ve çatık kaşlarının seksi ifadesini görünce, onun elini tuttu ve birbirine sürtünen iki kalın aletine getirdi.
Fang Yu hala biraz direniyordu, elini çekmek istiyordu. Yang Lei biraz ısrarla tuttu ve üstüne bastırdı.
Kısa süre sonra Fang Yu’nun zihni de sersemledi ve zorla otuzbir çekmeye başladı.
“…Ah!”
Yang Lei daha fazla dayanamadı ve inledi. Elini bıraktı, Fang Yu tarafından okşanmanın ve otuzbir çekilmenin zevkini tamamen yaşadı. Fang Yu’nun onu okşayan ince, güçlü parmaklarının uyarılması onu çok yoğun bir şekilde etkiledi. Bu, önceki kız arkadaşlarıyla gerçek şeyi yaptığı zamandan bile daha yoğundu. Yang Lei’yi bir kadının vücuduna girip ittiğinden daha fazla heyecanlandırdı. Bu zevk sadece fiziksel değildi; daha çok psikolojikti.
Yang Lei elini açtı ve Fang Yu’nun sabırsız ve sert hareketlerine dalmış halde Fang Yu’ya sıkıca sarıldı. Fang Yu’nun giderek kontrolsüz bir şekilde nefes nefese kaldığını duyan Yang Lei, neredeyse boşalmanın eşiğindeydi.
Bu dürtü neredeyse zirveye ulaştığında, mastürbasyon ve sürtünme biraz çılgıncaydı. Fang Yu kontrolünü kaybetmişti. Yang Lei’ye şiddetle sarıldı ve ters döndü, Yang Lei’nin sırtını yatağın sert sırtına zorla bastırdı. Fang Yu, yatağın sırtından aldığı desteği kullanarak kabaca vurmaya, sürtmeye ve her iki kişinin de sert pantolonunu çıkarmaya başladı… Doruk noktasına ulaştığı anda, Fang Yu yakından ileri doğru itti. İki güçlü ereksiyon mideleri arasında sıkıştı, aynı anda boşaldılar…
Bittikten sonra, her iki kişi de basitçe temizlendi ve ardından yatağın başucuna oturdu. İkisi de konuşmadı.
Fang Yu sessizce bir sigara yaktı.
Yang Lei şu anda hâlâ büyük fırtınanın içindeydi. Bu şimdiye kadar yaşadığı en uyarıcı ve en zevkli seksti. Fang Yu’nun dürtüsüyle inisiyatif alması, özellikle onun gözlerini kamaştırmıştı.
Yang Lei vücudunu kaldırdı, sigarayı Fang Yu’nun ağzından aldı ve nefes alarak kendi ağzına koydu.
Bir dakikalık sessizlikten sonra Yang Lei, Fang Yu’nun sesini duydu. Sesi biraz ağırdı, “…Az önce çok ileri gittim.”
Fang Yu’nun Yang Lei ile mi yoksa kendi kendine mi konuştuğu bilinmiyordu. Tutku soğurken, hâlâ mantıklılık vardı.
“Mühim değil. Heyecan verici olan da bu.” Yang Lei sanki çok kayıtsızmış gibi sigara içiyordu.
Fang Yu, Yang Lei’ye baktı ve kendini tutamadı: “…Gerçekten umursamıyor musun?”
“Kendini iyi hissettin mi, hissetmedin mi? Yaptın. Ben de iyi hissettim. Bu sadece oyun. Kendini iyi hissetmen yeterli.”
Yang Lei, Fang Yu’nun fazla düşünmesini istemedi. Fang Yu ne kadar çok düşünürse, bunu onunla o kadar çok yapmazdı. Ancak Fang Yu bunu oyun olarak görürse onunla devam edebilirdi.
Fang Yu konuşmadı. Yang Lei, Fang Yu’nun içtiği sigarayı içerek gözlerini kırıştırdı.
Uzun bir süre sonra, Fang Yu sordu, “Söylesene, yaptığımız şey normal mi?”
“Nasıl normal olmaz? Bence gayet normal.” Yang Lei sigaranın izmaritini çıkarıp komodinin üzerindeki kül tablasına bastırdı. Fang Yu’ya bakarak başını çevirdi, “Birbirimize en yakın biz miyiz, değil miyiz?”
“Evet.” Fang Yu tereddüt etmedi.
“Biz adam mıyız?”
“Elbette!”
“Erkeklerin hepsi oynamaya cesaret eder! Kadın gibi olma!” dedi Yang Lei.
“Siktir! …” Fang Yu gülümseyerek küfretti. Rahatlamış gibiydi…
Yang Lei ona baktı ve gülümsedi. Mutlulukla, karmaşıklıkla gülümsedi…
.
.
.
İlişkilerin gidişatını merakla bekliyorum💫
