Huang Zi Jin bir süre videoya baktı ve içini çekti, “Küçük Ağaç, eğer her rol yaptığında bu seviyede olabilirsen. O zaman sana öğretebileceğim başka bir şey yok. Mükemmel oyunculuk teoriden değil yaşam deneyimlerinden gelir. Bu değerlendirmede hiç şüphe yok ki sen en iyisisin, umarım her zaman olduğu gibi böyle kalırsın.”
Xiao Jia Shu kendinden emin bir şekilde “Kesinlikle azimle devam edeceğim.” dedi. “Zi Jin Ge, sana dürüstçe bir şey söyleyeyim. Kendimi oyuncu değil performans sanatçısı olarak tanımlıyorum.”
“Pft……” Huang Zi Jin yanlışlıkla bir kahkaha attı, Küçük Ağaç Fidanının asık bir surat çizdiğini görünce hemen elini salladı, “Seninle dalga geçmiyorum, sadece çok tatlı olduğunu düşünüyorum, hahaha…” sonunda dayanamadı ve yüksek sesle gülerek yüzünü kapattı. Performans sanatçısı mı? Bu prensibi olan küçük bir ağaç fidanıydı.
“Gülmeyi bırak Zi Jin Ge ve bu videoyu analiz etmeme yardım et. Geliştirmem gereken başka bir yer var mı diye bak. Ah, dinliyor musun?” Xiao Jia Shu, boynunu boğmak için Huang Zi Jin’in üzerine atladı. İkisinin bir süre birbirinden ayrılamaması onların arkadaş ve öğrenci-öğretmen ilişkisi kurmasını sağladı.
Lin Le Yang, ikisinin de gülmesini ve oynamasını izlerken karışık duygulara kapıldı. Huang Zi Jin’in herkesin videosunu analiz etmesini ve güçlü ve zayıf yönlerini göstermesini bekledikten sonra ancak o zaman Ji Mian’ı bulmak için 26. kata çıktı.
Pencerenin yanındaki masada oturup Ji Mian’ın belgeler üzerinde çalışmasını bitirmesini bekliyordu, zihni karmakarışıktı, birçok farklı düşünceyle doluydu.
İlk başta Xiao Jia Shi’nin oyunculuk becerisi olmayan ve yalnızca aile geçmişine güvenen zengin bir çocuk olduğunu düşündü. Ancak oyunculuğunun kötü olmadığı kanıtlandı. Xiao Jia Shu’nun oyunculuğu iyi olsa bile bunun yalnızca doğuştan bir yeteneğe sahip olmasından kaynaklandığını, biraz daha çalışırsa yetişebileceğini düşünüyordu.
Ancak gerçek, yargısının yanlış olduğunu bir kez daha kanıtladı. O anda aklına bir cümle geldi: Senden daha üstün olan insanlar korkutucu değil, asıl korkutucu olan onların senden daha üstün ve aynı zamanda senden daha çalışkan olmalarıdır.
Evet, bu tür bir Xiao Jia Shu’dan biraz korkuyordu, en kötü zamanlarında bile asla yiyecek bulmak için çöp kutusunu karıştırmazdı. Xiao Jia Shu’nun videoda son kullanma tarihi geçmiş ve her seferinde bir lokma ekşiye dönüşen yemeği yediğini görünce hissettiği tiksinti değil korkuydu. Tıpkı Huang Zi Jin’in dediği gibi, bu tür bir kararlılığa sahip, gelecekte oyunculukta nasıl iyi olmasın? Kesinlikle onun en büyük düşmanı olacaktı.
Güçlü bir kriz duygusu Lin Le Yang’ın gergin hissetmesine neden oldu, ne zamandan beri pasif veya aktif olarak Xiao Jia Shu’yu bir düşman olarak düşündüğünü bilmiyordu. Rakibini yenmek için sadece çabasına güvenebileceğini düşünüyordu. Ancak bu gün rakibinin kendisinden yüz, hatta bin kat daha çalışkan olduğunu öğrendi ve aralarındaki zihniyet farkı endişesini katalize etti.
Kahvesini bitireli uzun zaman olmuştu ama fark etmedi, fincanı hâlâ dudaklarına götürüyor ve yavaşça yudumluyordu.
Ji Mian elindeki belgeyi bırakıp ona baktı ve çaresizce, “Ne oldu, kederli görünüyorsun,” dedi.
“Ben……” Lin Le Yang, Ji Ge’ye Xiao Jia Shu’nun bu üç gün içinde yaşadıklarından ve çaresizliğinden bahsetmek istiyordu ama bunu yaparsa Ji Ge’nin Xiao Jia Shu’ya olan sevgisinin daha da artacağını hemen fark etti ve konuyu hızla değiştirerek, “Sadece son zamanlarda aldığım birkaç ciroyu düşünüyorum.” dedi.
Ji Mian bir an ona baktı ve şöyle dedi: “Ciroları pervasızca kabul etme, ürünün seviyesine bakmadan önce nerede durduğuna bak, imajınla uyumlu bir ürün ara, yoksa popülerliğin sadece tüylenecektir. Hangi desteği aldın? Fang Kun’a söyle senin için baksın ve sana uygun olanı seçin, fazla açgözlü olma.”
Hmm? Ama Peng Xin zaten hepsini kabul etmeme yardımcı oldu, neredeyse sözleşmeyi imzalayacağız! Lin Le Yang’ın kafa derisi gerildi ama karşı çıkmaya cesaret edemedi, mırıldandı ve sonunda gerçeği söylemedi.
Ji Mian yavaşça sandalyesine uzandı, bir eliyle kravatını çözüyor, diğer eliyle kaşlarının arasına masaj yapıyordu ve çok yorgun görünüyordu. Bir anlık sessizlikten sonra, “Bir dahaki sefere hangi iş teklifini alırsan al Fang Kun’a söylemelisin, bırak o karar versin,” diye emretti. Fang Kun dırdır etmeyi sevse ve meraklı biri olsa da, en azından işinde iyiydi.
“Bu Peng Xin’in artık yapacak bir şeyi kalmadığı anlamına gelmiyor mu?” Lin Le yang hemen gerildi.
“Fang Kun’dan öğrenebilir, ben yine de ona maaşını vereceğim.” Ji Mian, “Ciroları halletmek için hemen Fang Kun’u ara. Zhou Zhao Yang’ın eğlence sektöründen nasıl kovulduğunu hâlâ hatırlıyorsun, değil mi?”
Zhou Zhao Yang aslında Ji Guan Entertainment’ın yeni yükselen küçük cennet kralıydı, parlak bir geleceği vardı. Ancak menajeri para hırsı nedeniyle sağlık takviyeleri, elektrikli araba, kozmetik, gıda, süt tozu, emlak vb. her türlü onayı kabul ettiği için kabul etmediği neredeyse hiçbir şey kalmadı. Bunun sonucunda birkaç ürün kalite denetim bürosu tarafından sahte ve kötü kaliteli ürünler olarak tanımlandı ve haberler tüm internete yayıldı. Bir gecede Zhou Zhao Yang’ın itibarı yerle bir oldu ve herkes tarafından boykot edildi, eğlence sektöründen iz bırakmadan hızla kayboldu.
Bu durumu düşününce, ilk başta isteksiz olan Lin Le Yang hemen uyandı ve hızla Fang Kun ve Chen Peng Xin’i bulmaya koştu.
Daha az ciro kabul etmek sadece sanatçının gelirini etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda menajerin yüzdesini de düşürecekti, Chen Peng Xin doğal olarak aynı fikirde değildi, ancak onun üstünde CEO Ji’nin baskısı vardı, altında Fang Kun agresif davranıyordu, sadece dişlerini sıkıp başını sallayabildi. Fang Kun titizlikle bir çikolata cirosu seçti, aynı zamanda diğer ciroları reddetti, ardından Ji Mian’a bir WeChat mesajı göndererek her şeyin halledildiğini söyledi.
Ji Mian WeChat’ini kapattı ve düşüncelere daldı, son eğlence haberlerini kontrol etmek için Weibo’sunu açtı. Lin Le Yang, Jesse, Jin Shi Jun, Xiao Jia Shu aynı oyunculuk sınıfından oldukları ve ilk üçü değerlendirme videolarını yükledikleri için, netizenler doğal olarak Xiao Jia Shu’nun da kendi videosunu yükleyeceğini düşündüler, çünkü hepsinin bir ekip olması gerekiyordu.
Ancak bekledikten ve daha da bekledikten sonra Xiao Jia Shu’nun güncellemesini hala göremediler, sonra sabırsız hissetmeye başladılar, bazıları acele ediyordu, bazılarının kafası karışmıştı, ayrıca ona küfreden insanlar da vardı. Sonra yavaş yavaş insanlar Xiao Jia Shu’nun imajı konusunda çok dikkatli olduğunu ve evsiz bir insan gibi davrandığı videoyu paylaşmak istemediğini söyleyerek yayılmaya başladı.
Xiao Jia Shu’nun acı çekmek istemediği için değerlendirmeye bile katılmadığını söyleyerek bir komplo teorisi düşünen insanlar da vardı. O genç bir usta, elinde pek çok bağlantı vardı, Öğretmen Huang Zi Jin’e cevap vermesine gerek yoktu. Hiçbir oyunculuk becerisi olmasa bile yine de en harika filmde oynayabilirdi, bu gerçek.
Bu açıklamalar yayınlanır yayınlanmaz internet kullanıcılarının dikkatini çekmiş, bazı kişiler hızla Xiao Jia Shu’nun aile geçmişini araştırmaya başlamış, ancak şu ana kadar herhangi bir kanıt bulunamamıştı.
Ji Mian uzun yıllara dayanan tecrübesine dayanarak, bu insanların Xiao Jia Shu hakkında kötü konuşmak için kasıtlı olarak bir sorun yarattıklarını fark etti. Kesinlikle birilerini gücendirmiş ya da birilerinin yolunu kesmişti. Ji Mian kaşlarını daha da çattı ve düşünmek için duraksamadan telefonunu alarak CEO Xiu’yu aramak üzere en üst kata çıktı.
Aynı anda Huang Mei Xuan da bu durumu öğrendi ve Küçük Ağaç Fidanı’nın kafasına teker teker vurarak, “Neden bu kadar asil davranıyorsun, ha? Sen ünlü birisin, abartı yapman normal! Videoyu yayınlarsan, tüm anti-fanların susacağını garanti ederim! O zaman geldiğinde bu yaşlı kadın onların suratlarını tokatlayabilir, bu harika değil mi? Kendin düşün, harika hissetmez misin? Neden reddediyorsun? Seni mankafa! Asil olmak istiyorsan eğlence sektöründe yer alma, bir an önce defol git!”
“Mei Xuan Jie biraz sessiz olabilir misin, burası CEO’nun ofisi.” Xiao Jia Shu kapıdaki tabelayı işaret etti.
“CEO’nun ofisi olsa ne olur? CEO Xiu’nun kötü bahanelerini dinlemesi için iyi bir fırsat, çirkin görünmekten, Ji Mian’ı ifşa etmekten korkmak, gerçekten çirkin olmaktan korkuyorsan üç gün boyunca sokaklarda dolaşır mıydın? Ji Mian’ı ifşa etmekten korkuyorsan yüzüne bir mozaik deseni sansürü koyamaz mısın? Bana aptal muamelesi yapıyorsun ha?”
Kafası neredeyse bir deliğe sokulmak üzereyken Xiao Jia Shu’nun alçakgönüllülükle açıklamaktan başka çaresi yoktu, “Tamam, tamam, size gerçek nedeni söyleyeceğim. Annemin videoyu gördükten sonra üzülmesinden korkuyorum. Ona üç günlüğüne hayır işi yapmak için barınağa gittiğimi söyledim, sokakta dolaştığımı söylemedim. Bir düşünün, beni musluk suyu içerken, çöp kutularını karıştırırken ve neredeyse kafam kanayana kadar biri tarafından dövülürken görseydi ne hissederdi? Eğer annemin gözyaşlarını popülarite patlamasıyla takas etmek istiyorsanız, üzgünüm, kabul edemem.”
Öfke içindeki Huang Mei Xuan hemen sakinleşti, bir süre Küçük Ağaç Fidanı’na baktıktan sonra alnını tuttu ve alçak sesle güldü. Xue Jie oh Xue Jie, bu kadar iyi bir oğul doğurduğunu bilmiyorsun!
Xue Miao bilmiyor muydu? O çok iyi biliyordu! Şu anda koridorun dışında duruyor ve durmadan gözyaşlarını siliyordu.
CEO Xiu Chang Yu hafifçe sırtını sıvazladı ve dudak bükerek sordu, “Hala içeri girmeyecek misin?”
Oğlunun üç gün içinde aniden birkaç kilo kaybettiğini fark eden Xue Miao, hemen korumalardan gerçeği öğrenmek istemişti. Ancak şimdi, sorgulama dürtüsüne sahip değildi, ağlarken güldü ve “İçeri girmiyorum, bırakın acı çeksin, onu kontrol edemiyorum!” dedi.
İfaden biraz daha sert olabilirse, gözlerinde daha az gurur olursa, öfkene inanabilirim. Xiu Chan Yu içten içe güldü, “O zaman buranın karşısındaki kafeye git ve beni bekle, Küçük Ağaç’a internetteki yorumları halletmesi için yardım edeceğim, sonra da gidip seni bulacağım, birlikte öğle yemeği yiyelim.”
“Tamam, geldiğimi öğrenmesine izin verme.” Xiu Miao güneş gözlüklerini takıp dikkat çekmeden uzaklaştı ve köşeyi döndüğünde uzun boylu, iri yarı bir adamın elinde sigara, yüzünde ciddi bir ifadeyle saksının başında durduğunu gördü. Onun şu anda ülkenin en etkili erkek ünlüsü olan Ji Mian olduğunu fark etti, bu nedenle ona gülümsedi ve başını salladı. Adam hemen doğruldu ve saygıyla eğildi, ardından da onun gidişini izledi.
Asansörün kapısında gözden kaybolduktan sonra Ji Mian hemen telefonunu çıkardı ve annesini aradı. Birden onu gerçekten çok özlediğini fark etti……
Xiu Chang Yu ofise girdi ve açıkça şöyle dedi: “Buraya internetteki yorumlar yüzünden geldin, değil mi? Birinden bunu halletmesini istedim bile.”
“Teşekkür ederim, Xiu Amca!” Xiao Jia Shu kibarca ayağa kalktı ama Xiu Chang Yu tarafından tekrar kanepeye bastırıldı,” Benim için zevkti. Elimde bir onay var, kabul etmek ister misin?” dedi çekmecesinden bir dosya çıkarırken.
Huang Mei Xuan onu aldı ve bir baktı, kaşlarını kaldırdı ve şöyle dedi: “Chan Yue Onsen Tatil Oteli mi? Bu, ülkenin ilk 7 yıldızlı otellerinden biri. Neden bunu onaylamak için küçük ağacı arıyorlar?”
Küçük ağacı küçümsediğinden değil ama onunla aynı zamanda çıkış yapan erkek ünlülerle karşılaştırıldığında küçük ağaç en düşük popülariteye sahipti çünkü tanıtımdan hoşlanmıyordu ve teşhiri de yüksek değildi. Üstelik arkasında onu heyecanlandıracak önemli kişiler de yoktu, aslında bu onun için bir kayıptı.
Eğer Küçük Ağaç aynı fikirdeyse, Huang Mei Xian’ın popülaritesini hızla artırmanın binlerce ve milyonlarca yolu vardı. Ama o kasıtlı olarak aynı fikirde değildi, sadece oyunculuğa odaklanmak istiyordu, onu azarlasa mı yoksa övse mi gerçekten bilmiyordu.
“Aynen, çok fazla hayranım bile yok, onları desteklememi isterlerse para kaybetmekten korkmuyorlar mı?” Xiao Jia Shu’nun kendine hakaret ederken zerre kadar utanması yoktu.
Xiu Chang Yu ona anlamlı bir bakış attı: “Gerçekten kendi ailenin şirketi olduğunu anlamıyorsun, değil mi? Chan Yu Onsen Holiday Hotel’in en büyük yatırımcısı Xiao Eczacılık. Bu otelin en büyük alanı turizm ve eğlence değil, besleyici sağlık.”
.
.
.
