Switch Mode

Love in Fire and Blood Bölüm 54

-

Bir gün, çok uzak bir gelecekte, dizinin dibinde torunları olabilirdi. O ve Wei Ying düğün ziyafetleri ve ilk ay partileri düzenlemekle meşgul olabilirlerdi. Salonda birlikte oturup Wei klanının büyüyüp serpilmesini ve yeni dallar oluşturmasını izleyebilirlerdi. Kendi kendine gülümsedi.

“Hatırlayacağız.” diye mırıldandı.

Düzinelerce çocuk evlat edinmeleri ya da çocuklarının yüzlerce torun sahibi olması önemli değildi. Lan Wangji her birini hatırlayacağından içten içe emindi.

Wei Ying içini çekti ama gözleri yumuşacıktı. “Kocam haklı!” Sertçe başını salladı. “Düzgün bir kayıt defterine ihtiyacımız var. Doğum günlerini ve nezaket isimlerini yazacağız. Kılıç isimlerini de. Evlenirlerse eşlerinin adını da yazacağız. Kesinlikle tüm çocuklarının isimlerini yazmamız gerekecek.”

Atalarının boş salonuna şaşkın bir ifadeyle baktı.

“Bir gün bütün bir Wei klanı olabilir.”

Lan Wangji kaşlarını çatarak çıplak duvarlara baktı. Kocasının salonun yüzyıllar sonra nasıl görüneceğini hayal ediyor olması gerektiğini biliyordu.

Atalarının tabletleri duvarları süsleyecek, çocuklarını temsil edecekti. Belki de A-Yuan ve A-Mei için, hatta torunları için bile tabletler olacaktı. Bu düşünce oldukça acı vericiydi ve Lan Wangji yutkundu. Çocukların yaşlanıp öldüğünü düşünmek hoşuna gitmiyordu. Bu düşünce kocası için çok daha kötü olmalıydı. O ölümsüzdü ve sevdiklerinin etrafında solup gitmesini izlemeye mahkumdu.

Yine de acının keskin kenarlı bir tatlılığı vardı. Her çocuğun ölümsüzlüğe doğru xiulian uygulamasını bekleyemezlerdi. Çoğu -belki de hepsi- yaşlanacak ve ölecekti. Yine de evlenebilirlerdi. Kendi çocuklarına ve torunlarına kucak açabilirlerdi. Sevdikleri eşleri ve değerli çocuklarıyla mutluluğu yakalayarak zengin bir hayat yaşayabilirlerdi.

Sonra, öbür dünyaya geçtiklerinde, torunlarına bakabilirlerdi. Wei Ying’in ebeveynlerine katılabilir ve atalarının varlığıyla teselli bulabilirlerdi. Bu koşullar altında yaşamak ve ölmek dayanılmaz bir acı değildi. Lan Wangji buna katlanabileceğini hissetti.

Lan Wangji uzanıp kocasının elini tutmak istedi. Fakat Wei Ying’in yüzü yine bulutlanmıştı. Gözlerini kucağına dikti ve kısa, sıkıntılı bir kahkaha attı.

“Bana Yiling Patriği dendiğini biliyorum.” Yüzünü buruşturdu. “Ama aslında bir klanın patriği nasıl olunur bilmiyorum! Bir sürü çocuğu ve torunu nasıl idare edersin? Evlilikleri ve çıraklıkları nasıl ayarlayacağım? Bir kayıt defteri oluşturmayı veya adak adamayı bile hatırlayamıyorum!”
Lan Wangji’ye küçük bir gülümseme verdi. Hüzünlü ama bir o kadar da umut doluydu.
“Bana yardım edecek bir kocam olduğu için mutluyum.”

Lan Wangji günaha yenik düştü. Wei Ying’in eline uzandı ve parmaklarını birbirine geçirdi. Kocası onun elini sıkıca kavradı.

“Ben de memnunum.”

Lan Wangji hayatında hiç bu kadar doğru sözler söylememişti. Derinden, sonsuz, şaşırtıcı derecede memnundu. Savaş alanındaki o çadırda Wei Ying’le hiç karşılaşmamış olsaydı, Yiling Patriği’ni aramak aklına bile gelmezdi. Asla tanışamayacaklardı ve bu hesaplanamaz bir kayıp gibi görünüyordu.

Eğer savaş onu zorlamasaydı, Lan Wangji hayatını Bulut Girintileri’nde geçirecekti. Belki de iffet yemini eder ve evlenmeden kalırdı. Asla çocuk evlat edinmezdi. Savaş dışında hiçbir şey onu Mezar Höyüklerini ziyaret etmeye veya Yiling Patriğini aramaya zorlayamazdı. Xiao Xingchen ve Song Zichen gibi Dafan Wen’ler de yabancı olarak kalacaklardı.

Bu fikir Lan Wangji’nin midesini bulandırdı. Bunu kaçırmaya çok yaklaşmıştı. En kötüsü de, ne kaybettiğini asla bilemeyecekti. Lan Wangji, Wen Ruohan’a tuhaf bir borcu olduğunu fark etti. Hiçbir şey adamın suçlarını ya da anlamsız savaşını mazur gösteremezdi. Ama o savaş olmasaydı, Lan Wangji hayatını Wei Ying’i hiç tanımadan geçirecekti. Bu garip ve korkunç bir düşünceydi.

“Gel bakalım.” Wei Ying ayağa kalktı ve Lan Wangji’ye doğru uzandı, “Odana dönüp dinlenmelisin. Yoksa Wen Qing gerçekten ikimize de bağıracak.”

Lan Wangji kocasının kalkmasına yardım etmesine izin verdi. Birlikte kapıya doğru yürüdüler.

Lan Wangji, “Yarın derslere kütüphanede devam edeceğim.” diye uyardı. Sesi tartışmaya yer bırakmıyordu. “Gün boyunca oturmaya devam edeceğim ve kendimi fazla yormayacağım.”

Wei Ying gözlerini devirdi ve sinirlenmiş görünmeye çalıştı.
“Eğer Wen Qing tarafından azarlanırsan, seni kurtaramam!”

Lan Wangji’nin burnunun dibinde parmağını salladı. Ama salonun dışında, bu hareketin ağzından kaçmasına izin verdi.

“Belki ben de size katılmalıyım. Çocukların üzerinize tırmanmasını engellemeye çalışabilirim.”

Lan Wangji’nin kalbi sevinçle tekledi. “Bu çok yardımcı olur.”

Yardımcı olmaktan da öte olurdu. Henüz birlikte hiç ders vermemişlerdi ve Lan Wangji öğretmenlik deneyimini kocasıyla paylaşmak istiyordu. Çocuk evlat edinmeyi planlıyorlarsa, bu görevleri paylaşmaları en doğrusuydu.

Wei Ying kapıyı bir tılsımla mühürledi ve Lan Wangji’ye döndü. Gülümsemesi neredeyse endişeliydi.

“Bu babalık işine alışacağım.” diye ısrar etti, “Göreceksin!”

Lan Wangji kocasının eline tekrar uzandı ve kendi elinin arasına aldı. “Bundan hiç şüphem yok.” dedi.

Her kelimesinde ciddiydi.
.
.
.

Bölüm Sonu Notları

Bu yüzden daha önce tüm çocukların/öğrencilerin isimlerinden ve yaşlarından bahsetmemiştim. Sizlere takip etmeniz gereken çok fazla bilgi vermek istemedim. Tanrı biliyor ya, bu hikaye zaten yeterince uzun ve karmaşık! Ama onlar için doğum isimleri ve nezaket isimleri seçtim. Bu, isimlerini paylaşmak için hikayenin uygun bir noktası gibi görünüyor!

Ne yazık ki Çince bilmiyorum. Google ve ben isimlerin anlamları konusunda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık, ancak kusursuz bir doğruluk garantisi veremem. Çince bilenler, lütfen bu isimlerden herhangi biri size “Aman Tanrım, hayır. Kendine saygısı olan hiçbir Çinli çocuğuna bu ismi vermez!” Eğer bu isimlerden herhangi biri tarif edilemeyecek kadar korkunçsa düzeltmeler yapmaya hazırım. 😅

Öğrenciler:

A-Xiu, nezaket adı Wei Huiliang (10 yaşında – kız)

秀 Xiu – Zarif ve güzel / 煇良 Huiliang – Parlak ve iyi
A-Jia, nezaket ismi Wei Chenguang (12 yaşında – kız)

佳 Jia – Güzel / 晨光 Chenguang – Sabah ışığı
Huang Chen, nezaket adı Wei Mingyu (13 yaşında – erkek)

晨 Chen – Sabah / 明玉 Mingyu – Parlak yeşim taşı
Liu Jian, nezaket ismi Liu Deshi (15 yaşında – erkek)

健 Jian – Güçlü / 德施 Deshi – Erdemi yaymak
Zhou Ying, nezaket ismi Zhou Qiaohui (16 yaşında – kadın)

颖 Ying – Zeki / 巧慧 Qiaohui – Becerikli ve bilge
Küçük çocuklar:
Wen Yuan, nezaket ismi Wei Sizhui (3 yaşında – erkek)

苑 Yuan – Bahçe / 思追 Sizhui – Hatırlamak ve özlemek
A-Mei, nezaket ismi Wei Qiuyue (4 yaşında – kız)

美 Mei – Güzel / 秋月Qiuyue – Sonbahar ayı
A-Bao, nezaket adı Wei Guangrong (5 yaş – erkek)

宝 Bao – Hazine / 光荣 Guangrong – Parlak zafer
A-Chun, nezaket ismi Wei Yawen (5 yaş – kız)

春 Chun – Bahar / Yawen – 雅雯 Zarif bulut
A-Qing, nezaket ismi Song Meiling (7 yaşında – kız)

箐 Qing – Bambu / 美玲 Meiling (bunu çevirmek zor… ‘ling’ yeşim süslerin çınlama sesini çağrıştırıyor)
A-Lian, nezaket ismi Wei Shufen (8 yaşında – kız)

蓮 Lian – Lotus / 淑芬 Shufen – Saf koku

.
.
.

Yazarımız isimleri bile tek tek düşünmüş bu kurguya çok emek verdiği, çok sevdiği belli zaten. Kalemi de çok güçlü ve orjinal hikayedeki karakterlerle birebir örtüşüyor, olayların seyri değişse de karakterlerin ne karar vereceğini az buçuk biliyoruz. Lan Zhan’ın düşüncelerine yakından bakmak bonusumuz 😍

 

.

Yorum

0 0 Oylar
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
0
Düşüncelerinizi duymak isterim, lütfen yorum yapın🫶x

Ayarlar

Karanlık Modda Çalışmaz
Sıfırla