Weijing Daoist Bana Budizmle İlgilenip İlgilenmediğimi Sordu, Aslında Vaaz Vermesini Çok İyi Buluyorum, Yerli İnsanları Desteklemeliyim.
.
.
.
Zhu Li ile ilgili korkutucu olan şey, her şeyi yapabiliyor olması ve her şeyin onun kontrolü altında gibi görünmesiydi.
Karakolda 2 gün geçirdi ve avukatı 21 haftalık hamile olduğunu gösteren bir tıbbi rapor hazırladı. Sonunda, hiç şüphesiz, kefaletle serbest bırakıldı.
Kötü niyetli bir kişi hakkında spekülasyon yapmak istemiyorum, ancak eğer bu kişi Zhu Li ise, bu çocuğun onun tarafından planlandığından şüpheleniyorum.
Birkaç gün sonra, Ruan Linghe aniden medyaya Zhu Li ile olan evliliğini bitireceğini açıkladı ve başka birini sevdiğini söyledi. Bu haber hemen bir fırtınaya neden oldu, A ve O arasındaki işaret yasalarla korunuyordu, evlilikleri sona eremezdi ve dünyadaki hiçbir ülke Alfa ve Omega’yı boşamayı kabul etmezdi.
Ruan Linghe’nin açıklamasının hiçbir sonucu olmayacak, mahkeme bunu desteklemiyor, etik ve ahlak buna izin vermiyor. Ancak “sonuç” almasına da gerek yok, tavrı kendi adına konuşuyor.
İster Zhu Li’nin yaptıklarından dolayı hayal kırıklığına uğramış olsun, isterse gerçekten başka birini seviyor olsun, bu olay şüphesiz dünyanın büyük ilgisini çekti ve Ruan ailesini kamuoyunun zirvesine taşıdı.
Kısa bir süre sonra, eski moda dedikodu medyası Ruan Linghe ve aktris Wu Qian’ın aşk hikayesini ortaya çıkardı. Çok sayıda fotoğraf ve “bilgili kişilerin” ifadeleri, Zhu Li ile işaretleşmeden önce, Ruan Linghe ve Wu Qian’ın açıkça evlilik aşamasına geldiklerini gösterdi.
Ailenin baskısı mı, Zhu Li’nin komplosu mu, yoksa Usta Ruan’ın hayal kırıklığı mı? Şu anki yangında güçlü bir aktris olarak, Wu Qian’ın hayranlarıyla uğraşmak kolay değildi.
Song Bai Lao ve aktör omega Ming Shu ilişkilerini sonlandırdıklarında, Luo Qinghe’yi öfkelendiren ve onu yüzden fazla kez kırbaçlayan bazı dalgalar yaratmışlardı. Sonunda hiçbir şey olmasa da, bu olay “olumsuz kamuoyunun” adaylar için ne kadar büyük bir risk oluşturduğunu göstermeye yetiyordu.
Şimdi Ruan ailesi böyle bir fırtınanın eşiğinde durduğuna göre, yürekli biri kışkırttığı sürece, kesinlikle bir grup tarafından saldırıya uğrayacaklardı.
“Dikkatli kişi” salıncaklı sandalyeye oturmuş, bir yandan telefonla konuşurken bir yandan da yavaşça ileri geri sallanıyordu.
“Raporu gördüm ve gösteri yapmak için Yanhua Century’nin kapısına gitmelerini istedim… Sloganda ‘Xiangtan’ın suçlu üyelere ihtiyacı yok’ yazıyor.”
O günlerden beri Song Bai Lao, Ruan ailesinin başına pek çok bela açtı.
Ruan Linghe ve Wu Qian’ın ifşaatları ilk ortaya çıktığında, bunu gördüm ve rahatça söyledim: “Patlama zamanı geldi.”
Yanındaki cep telefonunda hızlıca yazarken söylediğimi duydu ve bana gelişigüzel cevap verdi: “Satın aldım.”
İki saniye tereddüt ettim, sonra inanamadım.
“…Satın mı aldın?”
“Yirmi milyona.”
Bu rakama mı yoksa yaptıklarına mı şaşırmalıyım bilemiyorum. Ben sadece basın materyalleri için para harcandığını duydum, ama hala haber yapmak için para harcayan insanlar var mıydı?
“Anne, o çiçeğe bakarken kımıldama.”
Song Mo’nun sesini duyunca bakışlarımı Song Bai Lao’dan çektim ve tekrar önümdeki lale kümesine baktım.
Song Mo’nun ev ödevlerinden biri de ailesi için bir resim çizmekti. Tam da avludaki laleler açarken, benden avluya gelmemi ve resim yapması için poz vermemi istedi.
Altı yaşındaki bir çocuk resimlerin peşinde koşar. Mermer çiçek yatağına yan oturmuş, çiçek yatağındaki lalelere bakıyordum, Song Bai Lao biraz arkamdaydı, Song Mo küçük bir tabureyi hareket ettirdi ve tam önümüze oturdu ve yerde bir set vardı. Pastel boya ve renkli kalem aletleri elindeyken, yüzünde ciddi bir ifadeyle tam bir sanatçı tarzındaydı.
“Ruan Xiong Hua için bir oylama yapın, ısının düşmesine izin vermeyin… Neyse, şimdilik bu kadar.” On dakika sonra Song Bai Lao telefonu kapattı.
“Song Mo, bitti mi?” Telefonu kapatır kapatmaz, yerinde duramadı.
Song Mo başını eğdi ve ellerini hareket ettirmeye devam etti: “Hayır, biraz daha var.”
“Acele et.”
“Baba, çok sabırsızsın.”
Artık biraz daha cesur ve bazen Song Bai Lao’ya tokat atmaya cesaret ediyor.
“Sabırsız mıyım? Ben…” Song Bai Lao bir süre kendini tuttu, sonra aniden fikrini değiştirdi, “Aslında kız kardeşin yorgun. O hala minik ve dinlenmeye ihtiyacı var. O yüzden acele et ve bırak uyusun, tamam mı?”
Kız kardeşi yorgun olmayacak, bütün gün uyudu…
Ben ona baktım, o da sessizce gözlerini kaçırdı ve salıncak daha da yükseldi.
“Küçük kardeşim yorgun mu?” Song Mo yüzünde endişeli bir ifadeyle aniden başını kaldırdı, “O zaman acele edeceğim.”
Kız kardeşi çok yararlıydı. Song Mo’nun yavaş hareketleri aniden çok hızlandı. Beş dakika sonra dimdik ayağa kalktı. Çizim tahtasını daha uzakta tutarken yüzünde parlak bir gülümseme belirdi.
“Bitti!”
Boynumu ovuşturdum ve çizim tahtasındaki çizime bakarak ona doğru yürüdüm.
Fırça işçiliği çok olgunlaşmamış olsa da, aynı yaştaki çocuklarınkinden çok daha yüksekti. Çiçekler gerçek bir çiçekti, insanlar insandı ve ev de evdi.
“Bu da ne?” Beni temsil eden kötü adamın karnında pembe bir daire gördüm, onu işaret ettim ve Song Mo’ya garip bir şekilde “Benim kıyafetlerimde bu desen yok?” diye sordum.
Song Mo başını kaldırdı ve bana açıkladı: “Bu güneş. Kız kardeşim olduğu için pembe bir güneş.”(bebeğin ismi Xi olacak ve güneş demek 🫠)
Bir anda kendimi “vurulmuş” gibi hissettim. Çocukların dünyasının her zaman romantik fantezilerle dolu olduğunu bilsem de, pembe güneş çok sevimli.
“Mo Mo gerçekten harika.” Başını okşadım, “Harika bir resim.”
Bu sırada Song Bai Lao da geldi ve onun resmine baktı: “Kız kardeşini de çizmişsin. Öğretmene gösterdikten sonra, Jiu Teyze onu odanın duvarına assın.”
Song Mo’nun resminin isminin “kız kardeş” olduğunu sormadan bilebilirsiniz, bir baba ve oğul olduğu söylenebilir mi hiç?
Akşam yemeğinden önce Song Xiao geri geldi ve Song Mo’nun resimlerine hayran kaldı. Onlara büyük hayranlık duydu. Fotoğraf makinesiyle onlarca fotoğraf çekti ve bunları bir sonraki fotoğraf albümüne ekleyeceğini söyledi.
Konu Song Mo ile anlaşmaya geldiğinde, Song Xiao şaşırtıcı bir şekilde Luo Qinghe ile tutarlıydı ve alt sınırı yoktu.
Ruan Xiong Hua’ya karşı sesler her geçen gün daha da yükseliyordu; Ruan Xiong Hua, Zhu Li’nin davranışlarından haberdar olmadığını söylese bile, bu halkın ona karşı öfkesini ortadan kaldırmadı.
Bu sırada Ruan ailesini daha da kötüleştiren şey, Xia Sheng şirketi ile Yanhua Century arasındaki ticari ihlal davasının karara bağlanmış olmasıydı. Xia Sheng şirketi davayı kazandı. Çalınan teknolojinin değerlemesine göre, Ruan ailesinin Xia Sheng’in 12.7 milyar ekonomik kaybını tazmin etmesi gerekiyordu.
Bu çok yüksek tazminat dünyayı ayağa kaldırdı ve benim nutkumun tutulmasına neden oldu.
Hamster yılan tarafından yenildi, yılan ve tilki müttefik oldular ve son olarak her ikisi de turna kuşu(Bai Lao’nun ismine atıfta bulunuyor) tarafından dikenlere çivilendi. Mükemmel bir besin zinciriydi.
Baskı altında kalan Ruan Xiong Hua ancak kampanyadan çekildiğini açıklayabildi. Şu ana kadar, oylama henüz başlamamış olmasına rağmen, Luo Qinghe şimdiden oyların yarısından fazlasını kazandı ve kazananın o olduğu söylenebilir.
Ruan ailesinin tehdidi ortadan kalkmıştı ama ABO arasındaki ilişki o kadar da kolay değildi. Han Yin beni buldu ve bir video kaydedip sosyal hesabında yayınlaması için onunla işbirliği yapabileceğimi umdu.
“Çok sayıda etkili Beta buldum ve onlardan deneyimlerini anlatmalarını, eşitsizlikle karşılaştıklarında hissettiklerini paylaşmalarını ve aynı zamanda herkesi sakin olmaya çağırmalarını istedim.” Han Yin telefonda şöyle dedi: “Alfa, Beta ve Omega olarak üçe ayrıldık. Bu düşmanca bir ilişki olmamalı.”
Sözlerine katıldım ve hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Daha sonra bana bir soru kağıdı gönderdi ve ertesi gün erkenden ekipmanlarla birlikte Weijingshan’a geldi.
Video çok düzgün bir şekilde kaydedilmişti ve o da videoyu daha hızlı kesti. Üç gün sonra, on Betayla yapılan röportajlardan oluşan bir saat kırk dakikalık uzun bir video Han Yin’in tüm sosyal hesaplarında aynı anda yayınlandı.
Video hemen büyük yankı uyandırdı ve arkadaşım Liang Qiu Yang da videoyu ilettikten sonra yankılar daha da yoğunlaştı. Beta olsun ya da olmasın, daha fazla tanınmış kişi yönlendirme ekibine katıldı ve hatta Luo Qinghe’nin resmi hesabı da bunların arasında yer aldı.
Duş aldıktan sonra banyodan çıktım ve Song Bai Lao’nun yatağın kenarına yaslanmış, dizüstü bilgisayarını tuttuğunu ve ilgiyle bir şeye baktığını gördüm.
İlk başta iş e-postalarına baktığını düşündüm, ancak kendi sesimi duyduğumda Han Yin’şn beni kaydettiği videoyu izlediğini fark ettim.
“…Büyürken çok fazla ayrımcılığa maruz kaldım, lisede zorbalığa uğradım ve işten sonra iftiraya uğradım. Kendime şunu sordum: Beta olduğum için bunları hak ediyor muyum? Sonradan anladım ki, hayır, önemli değil, değişmesi gereken benim şansım değil, dünya. Alfalar güçlü olmalı, Omegalar güzel olmalı, Betalar sadece vasat olabilir, bu dünyanın insanlara verdiği en kalıplaşmış imaj. Alfalar kırılgan olabilir ve Omegalar bir lider olabilir, Betalar çok iyi olabilir, bu ‘eşitlik’tir.”
Lisedeyken küçük kompozisyonuma göz attığında o kadar utanmıştım ki kazacak bir çukur bulmak istemiştim.
“Sakın bakma!” Hızla yanına gittim ve bilgisayarını kapattım.
Song Bai Lao dikkatle beni izlerken birden sözüm kesildi ve memnuniyetsizlikle kaşlarını çattı, “Neden? Daha bitirmedim ki.”
Yatağa oturdum ve bilgisayarı uzanamayacağı bir yere fırlattım.
“Görecek bir şey yok, uyu hadi, uykum var…”
Yüzüm çok kızarmış olmalı, yanacakmış gibi hissediyorum.
“Belli ki çok güzel.” Song Bai Lao elinin tersiyle hafifçe yanağımı okşadı, “Her zaman yakışıklı oldun.”
O zaman iç çektim.
Yüzümdeki sıcaklık azalmak yerine arttı. Dokunuşundan kaçındım, uyuduğum tarafa tırmandım, yastığı okşadım ve yorganın içine girdim.
“İyi göründüğünü söylediğimde utandın mı?” Song Bai Lao, kulağıma fısıldarken sırtını koparılamayan bir şeker parçası gibi sırtıma bastırdı.
Yorganın altına büzüldüm ve yüzümün yarısını içine gömdüm.
“Hayır.”
“Ning Yu sadece yakışıklı değil, aynı zamanda iyi bir sesi var ve kekleri de çok lezzetli.” Sesinde bir gülümseme vardı, “Fırın kıyafetleri giyiyor gibi görünmesi çok çekici.”(vay seme bey vay vay bu gözler bu günleri de gördü şükür)
Bu kişi gerçekten sinir bozucu, eskiden şundan bundan hoşlanmazdı, ama şimdi her yerde iyi sözleri var.
Bu yeni karakterin “kötü” olarak adlandırılamayacağını, “en kötü” olması gerektiğini düşündüm.
“Sıkılmadın mı?”
Başımdaki yorganın çekildiğini hissettim ve hemen geri çektim.
“Sıkıcı değil.” Yorganın dışındaki kişiye “Benimle konuşma, uyuuacağım.” dedim.
Bir süre sonra arkamdan bir hışırtı sesi geldi, yorganın dışında bir şey üzerimi örtüyordu ve ardından alnıma avuç içi indi. Aşağıya doğru bir basınç hissettim ve bu basınç hızla kayboldu.
“Zahmet etme, git uyu.”
Sesi düştü ve ışık söndü.
.
.
.
Lisede ilk karşılaşma anları bence ilk gördüğü anda etkilendi Bai Lao, ukemiz kendisinin ne kadar çekici biri olduğunu bilmiyor, herkes onu bir tilkiye benzetiyor ama dostunun da söylediği gibi karakteri kuzu gibi 🥹 Aşağıya mangasının ilk kesitini bırakıyorum çok manidar 🥲
