Hayden korkusunu yendi ve çok mükemmel bir fotoğraf çekti, bu yüzden bugünlerde ruh hali çok güneşliydi. Kimse şu anda internette, kanalın en nefret edilen cüruf(pislik) adamı olduğunu düşünemezdi. O ve Emily’nin düzensiz davranışları izleyicilerin büyük hoşnutsuzluğunu kazandı.
Gustav aldığı şikâyetler karşısında çok şaşırmıştı. İlk üç bölümde, ikilinin ilişkisi izleyicilerin büyük çoğunluğunun onayını almıştı. İkilinin ilişkisi o kadar içtendi ki, herkes onların sevgi dolu davranışlarını görmeye bayılıyordu. Ve program çocuklara yönelik değildi, bu yüzden etik açıdan karşı çıkılmamalıydı.
Ancak şikayet mektubunu dikkatle okuduktan sonra Gustav şaşkına döndü.
Seyircilerin genel şikayeti şu gibiydi: Romeo’nun kederli ifadesini görmüyor musunuz? Tanrı aşkına çocuğa baskı yapmayın! Şu iki kişiyi ondan uzak tutun!
Bazıları da Hayden ve Emily’nin davranışlarının Romeo’nun üzerinde büyük bir psikolojik gölge oluşturduğunu yazdı. O bir çocuktu ve olgunlaşması için güvenli ve düzenli bir ortama ihtiyacı vardı. Program ekibi onun yaşını dikkate almalıydı.
Tüm mektuplarda Hayden’ın Romeo’ya verdiği zarardan bahsediliyordu, çocuk dolaptan çıktıktan sonra herkesin onayını almış gibi görünüyordu. Gustav genç için gerçekten mutluydu ama Hayden ve Emily’nin aşkını durduramazdı. Bu bir insan hakkı ve toplumdaki bir hukuk kuralıydı, başkalarının çıkarlarını engellemedikleri sürece istedikleri kişiyi sevmekte özgürdüler.
Gustav halkla ilişkiler departmanına şikâyetlere uygun şekilde yanıt vermelerini emretti, ardından ceketini giydi ve stüdyoya doğru yola koyuldu. Kitten’ın son zamanlarda nasıl olduğunu bilmek istiyordu, hâlâ kafası karışık ve korkuyor muydu?
Ama birden MOT’un pazarlama müdürü onu ziyarete geldi.
“Eski dostum Gustav, başımı çok ağrıttın.” Her zaman abartılı olan müdür şimdi bitkin görünüyordu ve migreni tutmuş gibi bir yığın fotoğrafa bakıyordu.
“Ne oldu?” Gustav ona bizzat bir fincan kahve doldurdu.
“Bana verdiğiniz tanıtım fotoğrafları benim istediklerim değil.” Müdür Bey Emily ve Romeo’nun fotoğraflarını masaya koydu, Emily’yi işaret etti, “Çok iyi. Romeo olmasaydı ya da fotoğraflarını önceden görmemiş olsaydım, onu kullanmaktan mutluluk duyardım. Ama dostum, beni tanımalısın, ben mükemmeliyetçiyimdir. Burada mükemmel bir ürün var, ama sen bu kusurlu ürünü kullanmam için ısrar ediyorsun! Bunu gerçekten kabul edemem.”
Gustav çocuğun fotoğrafına baktı, gözleri biraz şaşkındı ama yine de resmi işleri ciddiyetle ele alıyordu, “Ama önceden bir sözleşme imzaladık, verdiğimiz tanıtım fotoğraflarını kullanmak zorundasınız.”
“Çünkü prodüksiyon ekibinize güveniyordum ve bana kesinlikle en iyisini vereceğinizi biliyordum. Şuna bakın, bunu seçmek için kör olmanız gerekir!” diyerek Bay Yönetmen küçümsedi.
Gustav, Ariel’in çok uygun bir şekilde kör olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Çocuğun puanı ile Emily’ninki arasında sadece bir iki puan fark vardı, eğer Ariel ona adil bir puan vermiş olsaydı, bugünkü tartışma yaşanmazdı.
Ariel’in neyin peşinde olduğunu biliyordu ama bunu dışarıdakilere söyleyemezdi, aksi takdirde gösterinin itibarını etkileyebilirdi. Yönetmenden defalarca özür diledi ve uygun bir tazminat vermeyi kabul etti.
Yönetmen bir an düşündü ve uzlaşmaya vardı: “Sözleşme ihlal edilemez ama her mağazamızda sizin posterinizin olması gerekmiyor. Bu yüzden Emily’nin posterini ana mağazaya asabilir ve diğer mağazaları şirketimize bırakabilirim. Sen ne düşünüyorsun? Ayrıca, gelecekte şirketimizin ürünleriyle ilgili tüm düzenlemelerde en iyi fotoğrafın bizim onayımızla seçilmesi gerekecek, böylece bugünkü ikilem bir daha yaşanmayacak. Eğer fikrin yoksa, bu koşulu orijinal sözleşmeye yazmak istiyorum.”
MOT finansman sağladığı için program ekibinin onların şartlarını yerine getirme yükümlülüğü vardı. Ve şirketin yararı için, Ariel’in duygusal seçimini değil, sadece en iyi seçimi yapmaları gerekiyordu, dolayısıyla bu değişiklik adil rekabet ilkesini engellemiyordu. Gustav bir an düşündü ve başını salladı.
İkili yeni bir sözleşme yaptı, ayağa kalktı ve birbirlerini kucakladı.
Yönetmeni gönderdikten sonra Bay Gustav birinci kattaki stüdyoya doğru yoluna devam etti.
……..
Bugünkü program oyunculara büyük bir dönüşüm yaşatıyordu. Hayden kameradan kaçarak Ariel’i konuşmak için köşeye çekti ve geri döndüğünde Emily’ye çok tuhaf bir gülümseme verdi.
“Vücudunuzdaki gizli süper model potansiyelini bulmanıza yardımcı olmak ve aynı zamanda en mükemmel ve şık halinize ulaşmanızı sağlamak için program ekibi dünyanın en iyi stilistlerini imajınızı değiştirmeleri için davet etti. İhtiyacınız olan boya, perma ve kesim işlemlerini yaptıracaksınız. Her biriniz için en uygun değişikliği planladım, lütfen sabırsızlıkla bekleyin!” Kalçalarını döndürdü ve neşeli bir dans yaptı.
Herkes alkışladı ve yeni görünümlerini dört gözle bekledi.
Büyük stüdyo yıkama, kesme ve diğer ekipmanlarla doluydu, çeşitli kimyasalların kokusu birbirine karışmıştı, biraz baş döndürücüydü. Zhou Yun Sheng’in beti benzi atmış, bir köşeye saklanmış, Ariel’in kendisi için ayarladığı stilistin yanına bile yaklaşmak istemiyordu.
“Neyin var senin?” Ivana yeni, kısa ve düzgün saçlarıyla ona doğru yürüdü. Şimdi daha da yakışıklı ve ateşli görünüyordu.
“Benden tüm saçlarımı tıraş etmemi istediler. Bunu yapamam.” Romeo ağlıyordu, çok acınası görünüyordu.
“Bu çok fazla, git, seni Ariel’i bulmaya götüreceğim.” Ivana onu Ariel’e doğru çekti, kameraman da hemen arkalarından geldi.
“Saçını tıraş etmek istemiyor musun? Neden tatlım?” Ariel şaşırmış görünüyordu ve hatta yatıştırıcı bir şekilde çocuğun sırtını sıvazladı.
“Bütün saçlarımı kazıtırsam çok çirkin olurum. Daha mükemmel ve modaya uygun bir hale dönüşmemize yardım edeceğini söylememiş miydin? Bu moda değil!” Genç adam yanaklarını şişirdi ve cesurca karşı çıktı.
“Kelliğin sana yakışmadığını nereden biliyorsun? Yüzün çok güzel, kellik yüzünün güzel hatlarını ortaya çıkaracaktır. Neredeyse 10 yıldır modellik yapıyorum, lütfen benim profesyonel vizyonuma inan.” Ariel önce baştan çıkardı sonra tehdit etti, “Ve bir model olarak, müşterinin talepleri ne olursa olsun, koşulsuz kabul etmek zorundasın. Bugünkü performansın hiç profesyonelce değil, biliyorsun değil mi? Birçok tasarımcı defilelerindeki modeller için tuhaf taleplerde bulunuyor, sırf yapmak istemiyorsun diye işleri reddedecek misin? O zaman bu mesleği mümkün olduğunca erken bırak, mankenlik sana göre bir iş değil.”
Orijinal Romeo sadece bu gözdağı yüzünden tıraş olmayı kabul etmişti ama Zhou Yun Sheng onun saçmaladığını biliyordu. Nemli gözlerini kırpıştırdı ve temkinli bir şekilde cevap verdi: “Haklısın ama bugünün amacı podyuma çıkmak değil, oyuncuların rekabetçi bir imaj bulmalarına yardımcı olmak. Herkes çok güzel, neden sadece benim çirkin olmamı istiyorsun? Bir şeyler mi çeviriyorsun?”
Oldukça kabaydı, ancak ifadesi masumdu, sadece izleyenlerin onun açık sözlü olduğunu düşünmesine izin veriyordu, şüphelendirmiyordu.
“Neden kelliğin seni çirkin göstereceğini düşünüyorsun?” Ariel sabırsız ifadesini gizlemeye çalıştı, “Deneyene kadar bilemezsin, değil mi?”
“Çünkü ben denedim.”
Zhou Yun Sheng çaresizlik ve şaşkınlıkla mavi iri gözlerini kırpıştırdı, sonra Gustav’ın girişini fark etti. Ariel’e anlamlı bir bakış attıktan sonra bir ricada bulunmak için hızla yanına yürüdü.
“Bay Acheson, küstahça Tablet PC’nizi kullanabilir miyim?” Tablet bilgisayarı eline aldı ve çaresizce ona baktı.
Gustav kravatını gevşetti ve sessizce, “Kullanabilirsin.” dedi. Yavru kedi iri mavi gözlerini ona kırpıştırarak kalbini gıdıklıyordu.
Zhou Yun Sheng ona minnetle gülümsedi ve parmağını tabletin üzerinde birkaç kez gezdirerek kalabalığa ve kameralara doğru kaldırdı: “Gördüğünüz gibi bu benim kel kafalı görünüşüm. İnsan yüzlü beyaz bir yumurtaya benziyorum. Bu moda mı? Bundan şüpheliyim.”
İnsan yüzlü beyaz bir yumurta, bu metafor gerçekten çok yerindeydi. Herkes gülmekten kendini alamadı.
Genç adamın tasviri hala çok narin ve sevimli olmasına rağmen, duygu garipti, ölümcül bir hasta gibi, insanlara şık değil, zayıf ve garip olduğu hissini veriyordu. Bu görüntüyü bir modellik yarışmasına katılmak için kullansaydınız, alay konusu olurdunuz.
Sözde süper modelin vizyonu bu muydu? Gustav hızla mahcup Ariel’e baktı, sonra da genç adamın platin saçlarını okşayarak onu temin etti, “Emin ol, saçlarını tıraş etmelerine izin vermeyeceğim.”
Tüm bu yumuşak ve pürüzsüz saçları tıraş etmek günah! Gustav, Romeo’yu ovalayabildiği için mutlu, Ariel’in küstahlığına da kızgındı.
“O zaman hangi stili seçmeliyim? Kellik dışında her şeyi kabul ederim.” Genç adam bilgisayarı bıraktı ve iki eliyle bilinçsizce saçlarını taradı, dağınık saçlarını daha da kabarttı, hatta bir tutam dışarı fırladı, esintide dalgalandı, çaresiz bir aptal gibi görünüyordu.
Ama dünyanın en sevimli aptalı.
Gustav’ın kalp atışları hızlandı, yumruğunu dudaklarına götürdü ve öksürdü, sonra gülümsedi, “Böyle çok iyi görünüyorsun, değişme. Tabii istersen stilistin sana saç maskesi yapmasına izin verebilirsin, saçlarını daha yumuşak ve pürüzsüz hale getirecektir.”
Ve ovmak için daha rahat hissettirir.
Gustav bu son cümleyi sakladıktan sonra Ariel’i uzaklaştırdı.
Zhou Yun Sheng ve Ivana zaferi kutlamak için beşlik çaktı.
O akşam, The Next Supermodel’in resmi web sitesi bir duyuru yayınladı, program çakışmaları nedeniyle Ariel program grubundan çekilecek ve onun yerini en ateşli süper model Bonnie alacaktı.
Jeffrey ve Bonnie yarışmacıların yaşadığı villayı ziyaret ederek Hayden ile bir saatten fazla baş başa konuştular. Üçlünün özellikle ne hakkında konuştuğunu kimse bilmiyordu, sadece odadan çıktıklarında Hayden’ın yüz ifadesinin çok çirkin olduğunu biliyorlardı.
……..
Yeni görüntülemenin ikinci günü zorlu bir mücadeleydi. Oyuncular devasa stüdyoya geldiklerinde ilk fark ettikleri kişi muhteşem Bayan Jeffrey değil, uzun boylu, sert ve yakışıklı Gustav oldu. Bundan önce hepsi programın yapımcısının moda çevrelerinin kralı olarak bilinen Bay Acheson olduğunu biliyordu ama onu stüdyoda hiç görmemişlerdi.
Ama görünen o ki Ariel ve Hayden’ın planı sayesinde bu seksi beyefendi iki gün boyunca stüdyoyu bizzat denetlemeye gelmişti.
“Gösteride haksız rekabeti önlemek için, bugünden itibaren Bay Acheson stüdyoda yapımcı olarak görünecek, bu yüzden ekstra “dikkatli” olun.” Bayan Jeffrey parmağını iki yana salladı, yüzünde şakacı bir ifade vardı.
Sadece MOT’un ana mağazasında Emily’nin posteri vardı, diğer mağazaların hepsinde Romeo’nun posteri vardı, bu şüphesiz Ariel’in yüzüne atılmış bir tokattı. Dünkü tıraş tartışması ve bugün Bayan Jeffrey’nin sunuculuğu nedeniyle, eğer bir düzenleme yapılmazsa, izleyiciler onun ani istifası konusunda şüphe ve spekülasyon hissedeceklerdi.
Bu da program grubunun istediği etkiydi. Yeni bir program en çok şüphe, kuşku ve şikâyetlerden korkardı ama onlar bu konuda endişeli değildi. Ariel programda sorun çıkarmaya cüret ettiği için Acheson ona en ufak bir yüz vermedi. Seyircinin kimi suçlayacağını göreceği bir şekilde onu serbest bıraktı. Ariel’in neden olduğu zararı telafi etmek için yarışmanın daha şeffaf ve tarafsız olması için sistemi yeniden düzenleyecekti.
Hayden’a gelince, büyük hayran kitlesinin hatırı için Acheson onu hemen kapı dışarı etmedi. Ve o gece, Hayden’ın ailesi oğullarının kalması için program ekibine büyük miktarda sponsorluk parası sağladı. Sonuçta Acheson bir iş adamıydı, her zaman iş çıkarlarını ön planda tutardı, bu yüzden bir an düşündü ve sonra kabul etti.
Ancak Hayden’ın hayranları ondan uzaklaşıyor gibi görünüyordu ve net oy sayısı keskin bir şekilde düşmüştü, ne kadar ileri gideceğini sadece şansı belirleyebilirdi.
Ariel’in çekilmesinin nedeninin Hayden’ın hile yapmasına yardım etmesi olduğunu düşünen oyuncular vardı. Hayden, imaj değişikliğinden önceki gece, ipucu mektubunu aldıktan sonra, daha şık ve yakışıklı olabilmek için her zaman saçlarını ve kaşlarını koyu altın rengine boyamak istediğini söylemişti. Sonuç olarak, Hayden hariç herkesin yeni saç stili hayal ettiklerinden tamamen farklıydı ve Hayden dileğine kavuşmuştu.
Bu sadece bir tesadüf olsa da, Hayden’ın Ariel ve stilistlere rüşvet vermiş olması daha muhtemeldi. Oyuncular Hayden’a hâlâ çok düşkündü ama gizlice onu lanetlemek için bir araya gelmişlerdi. Bu ikiyüzlülük Zhou Yun Sheng ve Ivana’nın onlarla bir araya gelmekten daha da çekinmesine neden oldu.
Bayan Jeffrey’i dinledikten sonra oyuncular alkışladı ve birkaç kadın oyuncunun yüzü kızardı.
Gustav 193 cm boyundaydı ve güçlü bir vücuda sahipti. Yüzü erkeksi ve yakışıklıydı ve insanların ona yaklaşmak istemesine neden olan nazik ve alçakgönüllü bir mizacı vardı. Dar siyah bir tişört giyiyordu, ince kumaş kaslarını ortaya çıkarıyordu, pürüzsüz ve zarif hatları kıskançlık yaratıyordu. İki uzun bacağı asitle yıkanmış kot pantolonla sarılmıştı ve seksilik yayıyordu.
Vücutlarıyla övünmeyi seven erkek oyuncular onun denizkızı çizgisine ve karın kaslarına bakıp utançtan kıpkırmızı kesiliyorlardı. Güçlü erkeklik hormonları salgılayan Gustav’ın yanında onlar sadece küçük çocuklardı.
Bu çok iç karartıcı!
Zhou Yun Sheng, Gustav’ın sevgilisi olduğundan şüpheleniyordu ama çok da emin olamıyordu, 190 cm ve üzeri erkekler A Ülkesinde sıradan mallardı. Ayrıca, şu anda bir yarışmacıydı, Romeo’nun dileğini tamamlamak istiyorsa Gustav’a fazla yaklaşamazdı, bu diğer oyuncuların ve seyircilerin oyunun adilliğini sorgulamasına neden olurdu.
Dolayısıyla, aşkını bulmak için sadece oyun sonrasına kadar bekleyebilirdi. Bunu düşünen Zhou Yun Sheng biraz üzgün hissetti, mutsuzca iç çekti ve ayak parmaklarına baktı.
Romeo’nun iri mavi gözleri gözlerini kırpmadan ona baktığında, Gustav tüm vücudunun ısındığını hissetmişti. Hafifçe takdir eden ve hayranlık uyandıran bakışlar hoşuna gitmişti, bu yüzden güçlü duruşunu ve seksiliğini vurgulamak için bilinçsizce sırtını dikleştirmişti.
Ama genç adam çok geçmeden başını eğerek kayıtsız bir iç çekti. Muhtemelen Hayden onun kalbini işgal ediyordu, bu yüzden daha iyi bir adam görse bile ona bakmazdı.
Gustav kaşlarını çattı, ruh hali aniden sinirlenmişti. Jeffery’ye bir bakış attı ve bugünkü mücadeleye başlamasını işaret etti.
Çaylakları uygun birer model haline getirmek için Jeffrey bir dizi egzersiz geliştirdi ve eğitim içeriğine göre ilgili mücadeleleri düzenledi.
Yarışmacılar fiziksel eğitimlerini yeni bitirmişlerdi, bu yüzden bugünün görevi beden dilleriyle taklit yapmaktı. Oyuncular kapalı bir kutudan bir kart çekecek ve karttaki hayvanı taklit edeceklerdi. Hem hayvana benzemek hem de bir modelin modaya uygun mizacına sahip olmak gerekiyordu.
Bu meydan okumayı değerlendirmek zordu, hem çok basitti hem de basit değildi. Eğer mükemmel görüntünüzü korur ama jürinin taklit ettiğiniz hayvanı tanımasını sağlayamazsanız, yarışmada başarısız olurdunuz. Eğer hayvanı taklit eder ama bir modelin moda anlayışını kaybederseniz, meydan okuma da başarısız sayılacaktır.
Dolayısıyla, kilit nokta hayvanı taklit etmek ama aynı zamanda güzelliğini de taklit etmekti. Seçtiğiniz kart çok önemliydi. Eğer bir goril seçtiyseniz ve eğilip homurdanmak ve göğsünüzü dövmek zorunda kaldıysanız, kazanma şansınız adil olmayacak kadar az olurdu.
Neyse ki program grubu o kadar sadist değildi, tüm kartlar güzel hayvanlar içindi.
Ivana bir yılandı. Vücudu çok yumuşaktı, yere yattı ve birkaç havada asılı kalma ve kıvrılma hareketi yaptı ve Bayan Jeffrey ve konuk jürinin övgüsünü kazandı. Ivana’nın taklidini neredeyse anında tanıdılar.
Hayden bir aslandı, cesurca ileri atıldı, altın rengi saçlarını salladı ve bir aslan gibi kükredi.
“Taklit yaparken ses çıkaramazsınız, sadece vücut hareketlerini kullanabilirsiniz. Siz hiç podyumda bağıran bir manken gördünüz mü?” Kenarda sessizce durup izleyen Gustav aniden açıldı, sesi çok sertti.
Hayden’ın yüzü soldu ama geçmiş personele yaptığı gibi sabırsızlık ya da öfke göstermeye cesaret edemedi. Gustav’ı gücendirmeyi göze alamazdı, hatta ailesi ve tüm Brown ailesi birlikte Gustav’ı kışkırtmaya cesaret edemezdi. Geçmişte kötü bir davranış siciline sahip olduğundan bahsetmiyorum bile.
“Oh, hayır! İhmalkâr davrandık! Bunu onlara daha önce açıklamalıydık.” Bayan Jeffrey ve konuk jüri durumu düzeltmek için hemen ayağa kalktı. Bir sonraki yarışmacıların hayvan sesi çıkaramayacaklarını çünkü bunun hile olduğunu açıkça belirttiler ve ardından Hayden’ın başka bir kart seçmesine izin verdiler.
Hayden kartı doğrulamak için kameraya doğru tuttu, sonra da buruşturup öfkeyle fırlattı. Gerçek kibirli doğası ortaya çıkmaya başlamıştı.
Emily bir kuğuydu. Eskiden bir barda dansçıydı, bu yüzden dans becerileri çok iyiydi. Gölün üzerindeki güzel bir kuğu gibi parmak uçlarında zıpladı ve tüm oyuncuların alkışlarını ve jürinin övgülerini kazandı. Sahneden çekildiğinde hırslı gözlerle Gustav’a baktı.
Nazik ve alçakgönüllü Gustav, kibirli Hayden’dan her gün daha iyiydi ve iki aile kıyaslanamazdı. Gustav bundan sonra her fotoğraf çekimini bizzat denetleyecekti, adamın dikkatini çekmek için bolca fırsatı vardı.
Bunu düşünen Emily gururla gülümsedi.
Zhou Yun Sheng doğrulama için kartı kameraya tuttu. Katlanmış kulaklı kedi, bu da ne? Bunu bir grup çita, aslan, piton ve kuğunun arasına karıştırmak komik değil mi sizce de? Duygu tamamen farklı!
Karta baktı ve inanmaz bir ifade takındı. Onu çekmekten sorumlu kameraman neredeyse kahkahalarını tutamayacaktı. Genç adama taklit etmesine gerek olmadığını, sadece her zamanki görünümünü koruması gerektiğini ve düpedüz bir kedi yavrusu olacağını söylemek istedi.
Zhou Yun Sheng ellerini yıkadı ve tekrar tekrar ovalayarak temizledikten sonra yavaşça sahneye çıktı.
Canı sıkılan Gustav hemen sırtını dikleştirdi ve sahneye baktı. Kedicik benim koyduğum kartı mı seçti? Nasıl davranacak?
Gustav böylesine hararetli bir bekleyiş yaşamayalı uzun zaman olmuştu.
Oyuncuların hareketlerini kolaylaştırmak için sahnenin ortası yuvarlak bir yün halıyla kaplanmıştı. Zhou Yun Sheng bacaklarının üzerine oturdu, sol elini kaldırdı ve pembe dilini uzatarak süt rengi beyaz ellerini santim santim yaladı. Yaladığı parmak uçlarını saçlarını taramak için kullandı ve dağınık buklelerini düzeltti. Yere doğru kaydı, sırtını dikleştirdi ve belini gerdi. Dudakları hafif bir esnemeyle açıldı ve iki keskin küçük kaplan dişi ortaya çıktı.
Kendini yün halıya bağladı, vücudunu kıvırdı ve bir kez daha küçük bir esneme sesi çıkardı, ardından zaten uykulu olan ıslak mavi gözlerini kapattı.
Şu anda, sahibinin onun için aldığı pahalı halının üzerinde uyumaya hazırlanan tembel bir kediydi. Tüylü başını kollarının arasına gömdü ve gözleri hafifçe yumuşadı, bu görüntü çok güzeldi.
Hem oyuncular hem de jüri üyeleri bakakaldı.
Gustav cep telefonunu aldı, sahnedeki gence doğrulttu, sonra ciddi bir ifadeyle kapıya doğru koştu. Tenha bir köşeye doğru yürüdü, durdu ve heyecandan yüzü kızarmış bir halde çılgınca atan kalbini bastırdı.
Aman Tanrım! Neden dünyada bu kadar sevimli bir çocuk var! Rooney’den (Gustav’ın evcil kedisi) on bin kat daha sevimli! Gerçekten de benim koyduğum kartı seçti, bu harika bir kader!
Gustav duvarlara birkaç kez vurdu ve hızla patlayan kalbini tekrar eski şekline soktu.
İki küçük kaplan dişi bile var, bu haksızlık! Koşup onu kollarıma almak ve öpmek, sonra da diş etlerini okşamak istiyorum. Parmak uçlarımı yalamak için dilini uzatacak ya da daha iyisi dişleriyle beni biraz ısıracak, aaaahhh çok sevimli!
Gustav stüdyoya geri dönerken hayal kurdu, sonra her zamanki nazik ve zarif görünümüne geri döndü.
Jüri üyeleri yarışmanın sonucunu açıklıyordu.
Jeffrey sarılmak için kollarını açtığında espri yaptı, “Bu oyunun galibinin Romeo olduğu konusunda hemfikiriz. Bir kediyi o kadar canlı taklit etti ki onu eve götürmekten kendimi alamadım. Çocuğum, sen katlanmış kulaklı bir kedi tarafından ele geçirilmiş olmalısın, değil mi?”
Bu bölüm yayınlandığında seyirciler, özellikle de kediciler, çocuğun hayranı olmak için birbirleriyle yarışacaklardı.
Romeo utangaç bir şekilde gülümsedi ve ona sarılmak için yürüdü. Kameraman onun hafif kırmızı yanaklarına ve parlak mavi gözlerine zum yaptı.
Gustav akıllıca ve zamanında sarılma seansına dahil oldu ve yarım baş kısa boylu çocuğu yarım gün boyunca bırakmak istemeyerek kollarının arasına aldı.
.
.
.
Allah’ım sonunda sememiz belli oldu, o yine tam bir hayran aşık, onu seviyorum ah 🫠
