Yuan Qian ertesi sabah ayıldığında, hiçbir şey olmamış gibi göründü ve Xia Xingcheng’i selamlarken sadece gülümsedi.
Ama Zhu Tianjie oldukça sorunluydu.
Xia Xingcheng aslında arkadaş edinmeyi seven biriydi. Eğer Zhu Tianjie sadece onunla arkadaş olmak istiyorsa, o zaman ikisinin yakın olmasında bir sakınca yoktu. Ancak Zhu Tianjie’nin amacının bu kadar basit olmadığı açıktı. Xia Xingcheng onunla etkileşime girdiğinde kendini çok rahatsız hissediyordu; bir bahane bulabildiği sürece, adamla yalnız kalmaktan mümkün olduğunca kaçınacaktı.
Bununla birlikte, Zhu Tianjie de tavrını hiçbir zaman açıkça ifade etmedi, sadece sözleri ve tavrı belirsizdi. Xia Xingcheng onu reddetse bile, onu nasıl reddetmesi gerektiğini bilmiyordu.
Bu durum birkaç gün böyle devam ettikten sonra, bir gün sette otururlarken Zhu Tianjie Xia Xingcheng’in yanına yaklaştı ve köprücük kemiğinin üzerindeki dövmeyi göstererek “Bu dövme ne anlama geliyor?” diye sordu.
Xia Xingcheng biraz geri çekildi, “Bu güneş, ay ve yıldızlar. Sadece ismimi temsil ettiğini düşünmüştüm.”
Zhu Tianjie gülümsedi, “Çok güzel.”
Xia Xingcheng, “Teşekkür ederim.” dedi.
Zhu Tianjie belinden eğildi ve biraz daha aşağıdan ona bakarak yavaşça konuştu, “Geçen gün seni o askılı elbisenin içinde gördüğümde, bu dövme askının altından görünüyordu. Gerçekten seksi olduğunu düşündüm.”
Xia Xingcheng hafifçe gerildi.
Zhu Tianjie fark etmemiş gibi görünüyordu. “Bu elbiseyi daha sonra tekrar giyeceksin, değil mi?”
Xia Xingcheng, “Hâlâ sahne çekimi var.” diye cevap verdi.
Zhu Tianjie başını salladı. “Stil o kadar iyi olmasa da, o elbisenin içinde oldukça iyi görünüyordun ve bacakların beyaz ve düzdü. Dahası, çekim yaparken ben de bunu hissettim.”
Xia Xingcheng ona doğru baktı. “Ne?”
Zhu Tianjie bir kahkaha attı, “Bunu ikimiz de anlıyoruz.”
Xia Xingcheng gerçekten anlamadı, “Gerçekten anlamıyorum, Jie ge.”
Zhu Tianjie tam bir şey söyleyecekken, yönetmen yardımcısı gelip çekime hazırlanmasını söyledi, o da ayağa kalktı ve uzaklaşmadan önce Xia Xingcheng’e gülümsedi.
Xia Xingcheng o sahnenin çekimleri sırasında Zhu Tianjie’nin kendisine böyle bir şey söylemesine neden olacak ne yaptığını bilmiyordu; hatırlayabildiği tek şey elbiseyle yerde yuvarlandığı ve Zhu Tianjie’ye fazla yaklaşmamak için azami dikkat gösterdiği idi.
O gece, Zhu Tianjie’nin kendisine gönderdiği WeChat mesajına yanıt vermedi. Zhu Tianjie’ye karşı tavrını netleştirmenin daha iyi olacağını düşündü. Ancak aynı zamanda bunun Zhu Tianjie’yi gücendireceğini de biliyordu. Eğlence sektörüne karışırken, ne kadar çok arkadaşınız olursa o kadar iyiydi ve kimseyi kırmak iyi bir şey değildi.
Ancak söz konusu duygular olduğunda, net olmayan bir ilişki daha da sıkıntılıydı.
Zhu Tianjie’ye iki gün boyunca soğuk davrandı. Birlikte hiçbir sahneleri olmadı ve birbirlerini de görmediler.
Ancak hiç kimse üçüncü gün bir şey olacağını beklemiyordu.
Xia Xingcheng ve Yuan Qian o akşam dışarıda yemek yiyen gruba yeni katılmışlardı. İkili yemeklerini bitirdikten sonra restorandan ayrılırken, Yuan Qian’ın arabasında özel bir konuşma yapmak için biraz zaman ayırdılar.
Bu olay aslında bir aydan daha uzun bir süre önce meydana geldi, ancak beklenmedik bir şekilde paparazziler tarafından fotoğraflandılar. Dahası, Weibo’da sansasyonel bir başlıkla eşleştirildi: “Boşanmasının ardından yaşadığı boşluğa dayanamayan Yuan Qian’ın etrafını sürekli olarak her türden erkek idol sardı. Geçtiğimiz günlerde Xia Xingcheng ile bir restorandan çıkarken fotoğraflandı. İki kişi birbiri ardına tamamen kapalı bir arabaya bindi ve ikisine özel bir dünyada, Xia Xingcheng tek başına dışarı çıkmadan önce içeride yirmi dakika geçirdiler.”
Xia Xingcheng Weibo’daki haberlere göz attığı anda kafası karışmıştı. Hemen ardından telefonu çaldı ve arayan Huang Jixin’di.
Sadece telefona cevap verebildi ve Huang Jixin’in şu sözlerini duydu: “Cevap verme. Henüz bir şey söyleme. Stüdyo bir açıklama yapacaktır.”
Xia Xingcheng sesi biraz kısık bir şekilde “Mm” dedi, “O sırada gizlice fotoğraf çekildiğimizi bile bilmiyordum.” Neyse ki Huang Jixin o gün oradaydı ve Yuan Qian ile aralarında neler geçtiğini biliyordu.
Huang Jixin’in sesi iyiydi, ne sinirli ne de gergin görünüyordu. “Paparazziler Yuan Qian’ı takip ediyordu. Her zaman nasıl skandallara karıştığını biliyorsun. Bu benim de hatam, sana hatırlatmalıydım. Uygunsuz bir şey olmasa bile, toplum içinde Yuan Qian’la arana biraz mesafe koymalısın. Bu paparazziler ve pazarlama hesapları her zaman onun hakkında internette dedikodu yayınlamaya bayılıyor ve bunların hiçbirini duymak hiç hoş değil.”
Xia Xingcheng bir elini kaldırdı ve biraz endişeyle saçlarını tuttu.
Huang Jixin, “İnternetteki yorumları ciddiye alma. Eğer dayanamıyorsan, okuma. Yuan Qian’ın menajeriyle temasa geçtim ve her iki stüdyo da birlikte bir açıklama yayınlayacak ve ardından bunun film tanıtımları için olduğunu söyleyecek bazı pazarlama hesapları bulacak. Ortamın sıcaklığı kesinlikle düşmeyecek, sadece internet kullanıcılarının bir taraf tarafından yanlış yönlendirilmediğinden emin olacağız.”
Xia Xingcheng, “Çok çalışmışsın.”
Huang Jixin, Xia Xingcheng’in kendisine bu kadar ciddi bir şekilde teşekkür etmesine alışık değildi ve onu rahatlatmak için birkaç kelime daha söyledi. “Önemli değil, bir sonraki büyük haber patladığında kimse seninkini hatırlamayacak.”
Xia Xingcheng, “Ben iyiyim.”
Telefonu kapattıktan sonra, sıcak arama altındaki popüler gönderilere bakmak için Weibo’yu açtı ve Weibo’da gördüğü ilk yorum şuydu: “Yirmi dakikadan fazla mı? Xia Xingcheng iyi biri değil.”
Xia Xingcheng internet yorumlarının nasıl olduğunu gayet iyi biliyordu ama yine de ruh halini etkiliyordu.
Yorumların altındaysa hayranlarının şiddetle reddettiği, paparazzilere küfrettiği, Yuan Qian’a hakaretler yağdırdığı ve ahlaksız olduğunu söylediği ifadeler yer alıyordu. Yine de, internet kullanıcılarının büyük bir kısmı yarışta atı olmayan, sadece karpuz yiyen, dilleri eğlence sektörünün en yeni skandalı karşısında durmaksızın sallanan seyircilerdi.
Xia Xingcheng, kendisinin ve Yuan Qian’ın isimlerini sıcak arama listesinin en üstünde yan yana gördü, yanında parlak kırmızı bir “Trend” vardı. Kısa bir süre sonra Yang Youming, Yuan Qian ile olan ilişkisi nedeniyle onları sıcak arama listesinde takip etti.
Şu anda bile, Yang Youming’e layık olmadığına inandıkları Yuan Qian’a saldıran birçok Yang Youming hayranı vardı.
Yuan Qian da Weibo’ya girmedi; onun da bir tavır almasına gerek yoktu. Xia Xingcheng de bir süre sonra Weibo’dan çıktı ve büyük otel yatağında depresif bir şekilde uzandı.
Daha sonra, hem Xia Xingcheng hem de Yuan Qian’ın stüdyoları birbiri ardına açıklamalar yaparak, ikisinin sadece sıradan arkadaşlar olarak sohbet ettiklerini ve söylenti çıkaranlardan yasal yollardan hesap soracaklarını söylediler.
Yine de konunun internetteki popülaritesi hiç azalmadı; canlı izleyiciler hala hararetle tartışıyordu. İnanmamaya kararlı olanlar inanmadı, inananlar da inandı.
Ertesi günkü çekimler sırasında Xia Xingcheng tüm setteki atmosferin pek de doğru olmadığını hissetti. Çalışanlar onun yanında bu konu hakkında konuşmuyorlardı ama belki de hepsi bu konuyu özel olarak tartışıyorlardı.
Buna karşılık, Yuan Qian kayıtsız görünüyordu ve Xia Xingcheng’i gördüğünde sadece bir cümle söyledi: “Gizli çekim yapmak için beni takip ediyorlardı, bu işe karıştığın için üzgünüm.”
Xia Xingcheng de ne diyeceğini bilemedi ve sadece “Sorun değil.” demekle yetindi.
Sonuçta, fotoğraflar onları herhangi bir samimi pozisyonda yakalamadı ve konunun popülaritesi zamanla yavaş yavaş düşecekti.
Xia Xingcheng, başkalarının görmesini istemediği için duygularını mümkün olduğunca kontrol altında tutmaya çalıştı.
Filmin çekilmesini beklerken Xia Xingcheng tuvalete gitti.
Tuvaletin kapısını iterek açar açmaz, Zhu Tianjie’nin içeride çişini yaptığını gördü. Tuvaletteki tek kişi oydu ve birkaç bölmenin kapısı ardına kadar açıktı.
Xia Xingcheng bir an için ondan kaçmak istedi ama Zhu Tianjie onu çoktan görmüştü ve kapıyı iterek açıp içeri girmekten başka çaresi yoktu.
Tuvalet o kadar da büyük değildi. Sadece yukarıda zahmetli bir şekilde dönen ve vınlama sesi çıkaran bir egzoz fanı vardı.
Xia Xingcheng seslendi, “Jie ge.”
Ancak Zhu Tianjie ona şöyle bir göz gezdirmekle yetindi ve yanıt vermedi.
Xia Xingcheng onun bu tavrını ciddiye almadı ve Zhu Tianjie’nin çişini bitirip pantolonunu yukarı çekmesini ve pisuvara doğru yürümeden önce ellerini yıkamak için lavaboya gitmesini izledi.
Ancak Zhu Tianjie ellerini yıkadıktan sonra oradan ayrılmadı. Lavaboya yaslandı ve cebinden bir sigara çıkardı. Tam ağzına atacakken tekrar durdu ve kendisine doğru yürüyen Xia Xingcheng’e “Sigara ister misin?” dedi.
“Teşekkür ederim, sigara içmiyorum.” Xia Xingcheng, ardından ellerini otomatik musluğun altına uzattı.
Bunun üzerine Zhu Tianjie kendi sigarasını yaktı, “Neden hâlâ bana numara yapıyorsun, Xingcheng?”
Xia Xingcheng hemen ona döndü, “Ne numarası?”
Zhu Tianjie alay etti. Hâlâ film kıyafetlerini giymiş, gözlükleriyle zarif ve dik görünüyordu. “Yuan Qian ile yatmak nasıl bir duygu?”
Xia Xingcheng’in kaşları çatıldı ama Yuan Qian ile aralarında bir şey olmadığını söyleyemeden Zhu Tianjie’nin şöyle dediğini duydu: “Bundan kesinlikle hoşlanmadığını biliyorum. Bir erkekle yatmak daha iyi hissettiriyor, değil mi?”
Xia Xingcheng ona sessizce baktı.
Zhu Tianjie sigarayı eline aldı, yüzünde biraz acıyan bir ifade vardı. “Aslında senden çok hoşlanmıştım, gerçekten iyi olduğunu düşünmüştüm ama meğer rol yapıyormuşsun.”
Xia Xingcheng duygularını kontrol etmeye çalışarak derin bir nefes aldı, “Jie ge, yanlış anladın.”
Zhu Tianjie başını sallayarak güldü, “Erkeklerden hoşlandığın konusunda yanılmamışım, değil mi?”
Xia Xingcheng hiç düşünmeden reddetti, “Erkeklerden hoşlanmıyorum.”
Zhu Tianjie lavaboya yaslandı, bir dizi hafifçe bükülmüştü. “Ben bunları doğru bir şekilde görebiliyorum, kabul etmesen de olur. Madem Yuan Qian’a yatakta eşlik edebiliyorsun, o zaman şunu da açıkça söyleyebilirim: Neden bana gelmiyorsun? Yuan Qian sana ne konuda yardım edebilirse, belki ben de edebilirim.”
Xia Xingcheng dün olanlardan bu yana duygularının patlamasını engellemeye çalışıyordu ve şu anda hâlâ son kalan dengesini korumaya çalışıyordu. “Jie ge, bence birbirimize biraz saygı göstermeliyiz.”
“Saygı.” Zhu Tianjie bir şekilde öfkeliydi – belki de birkaç gündür Xia Xingcheng tarafından soğuk omuzlarla karşılandığı için. Öfkesini bir anda dışa vurdu, “Demek benim önümde böyle davranmak zorundasın, ha? Yuan Qian ile arabada seks yaparken saygın nereye gitti? Sana yüz verdim, değil mi?”
Xia Xingcheng ona baktı, yüzü buz kesmişti. “Kiminle yattığım beni ilgilendirir. Bana yüz vermene gerek yok, zaten buna ihtiyacım yok!”
Zhu Tianjie’nin yüz ifadesinin kararmasını izledi.
Sıkışık ve havasız tuvaletten çıktığında, Xia Xingcheng’in pişman olduğu bir an vardı. Zhu Tianjie’yi gücendirmemesi gerektiğini hissetti ama o anda tek istediği Zhu Tianjie’ye en kötü sözlerle karşılık vermekti.
Xia Xingcheng yüzünü ovmak için elini kaldırdı ama aniden makyajlı olduğunu ve çekime başlamak üzere olduklarını hatırladı.
Sevinebileceği tek şey, Zhu Tianjie’nin sahnelerinin önümüzdeki iki gün içinde biteceği ve yakında ekipten ayrılacağı gerçeğiydi. Umarım gelecekte bir daha karşılaşma şansları olmazdı.
.
.
Yazarın söyleyecek bir şeyi var:
Ming ge yakında ortaya çıkacak, söz veriyorum.
.
.
.
Özledik onu yazar hanımcım
