When Two Alphas Meet, One’s an Omega Bölüm 1

Nancheng’de yaz mevsimine her zaman yağmur mevsimi eşlik ederdi ve Ağustos ayına gelindiğinde bunun sonu gelmezdi.

Pencerenin dışında gökyüzü loştu ve yağmur camda çıtırdıyordu. Nancheng Yabancı Diller Okulu, Son sınıfında akkor lambalar parlaktı ve bir grup öğrenci cevabın bir kopyasını yazmak için etrafta toplanmıştı.

“Xu Jiaxing, yapabilir misin, yapamaz mısın? Bu kadar çirkin yazılınca kim okuyabilir ki?”

“Babanla* böyle mi konuşuyorsun? Kopyalamak istemiyorsan defol git.”(baba kendinden daha üstün kişilere söylenen bir saygı takma adı)

“Baba, yanılmışım. Hey, lütfen bana İngilizce ödevinin cevaplarını da ver. Sağ ve sol ellerimle kopya çekeceğim. Sana yalvarıyorum babacığım! “

Yağmur fırtınasının gürültüsü ile sınıfın içindeki sesler birbirine karıştı. Pencerenin yanındaki son sırada, sırasının üzerinde uyuyan çocuk dehşet içinde uyandı.

Doğrulup sırtını dikleştirmeden önce sıkıntıyla başını kaşıdı. Kara ve narin kaşları birbirine çatılırken bakışları daha da daraldı. Ön masadaki Xu Jiaxing arkasına baktı ve genç adamın tekrar sinirlenmeye başladığını anladı.

“Song Ge*, uyanık mısın? Çok mu gürültü yapıyoruz? “(Ge:abi bazı durumlarda akranlar arasında saygı eki olarak kullanılır)

“Oh, sorun değil.”

Xu Jiaxing rahat bir nefes aldı, “Ama Song Ge, sabahtan beri uyuyorsun. Ödevini yapman gerekmiyor mu?”

Jian Songyi kirpiklerinin ucunu gevşekçe kırptı, “Sana yaz ödevi yapması gereken biri gibi mi görünüyorum?”

Gencin uyuşukluktan kaynaklanan kısık ve sabırsız sesi sınıfa yayıldı ve çalışkan grup hemen yazmayı bırakıp başlarını kaldırdılar.
Öğrenci olduğunuzda, her zaman yasanın suçlanamayacağı ve en üst düzey öğrencinin de suçlanamayacağı gibi bir zihniyete sahip olursunuz. Bir sorun olduğunda, öğretmenin evcil hayvanının yanında olduğunuz sürece, bundan kolayca kaçabilirsiniz.
Onların durumunda, Jian Songyi belli ki öğretmenin gözdesiydi.

“Song Ge ödevini yapmıyor.”

“Song Ge ödevini yapmadığı zaman çok yakışıklı görünüyor.”

“Bugün Song Ge için başka bir sevgi günü.”

Jian Songyi heteroseksüel bir erkek olarak sınıf arkadaşlarının sevgi dolu bakışlarına dayanamadı. Başını eğdi ve sırasından cep telefonunu çıkardı. Sonra hafifçe ekledi, “Bay Bai’ye yaz ödevimin çok kolay olduğunu söyledim. Ona cevaplamak için daha zor sorular bulacağımı söyledim.”

“…”

Nancheng’deki en iyi özel lise olan Nanwai’de, ister test soruları ister ev ödevleri olsun, her yıl yeniden giriş oranının yüzde doksanın üzerinde olmasını sağlamak hiçbir zaman kolay olmamıştır.

25 günlük yaz tatili boyunca, hepsi önceki yıllarda üniversiteye giriş sınavının en zor derecesine göre altı dersten toplam 150 ödev olmak üzere 25 set kağıt dağıtıldı. O zaman bu hayvan şimdi yaz ödevini yapmamasının nedeninin çok kolay olması olduğunu mu söylüyor?!

Böyle bir aptallığı nasıl söyleyebilir?!

Kalabalık öfkeliydi ama bazıları sadece başlarını eğip cep telefonlarıyla oynadı.
Daha iyi bir ruh halindeymiş gibi davranmayı başardığı için şu anda daha iyi bir ruh halinde olduğu anlaşılıyordu. Ağzının kenarları anlamsız bir sırıtışa dönüştü. Altındaki sandalye huzursuzca arkaya yatırılmıştı, bu yüzden dikkatsiz biri gibi görünebilirdi.

Az önce söyledikleriyle çok iddialı görünüyordu. Onu dövmek istiyorlardı.
Ama yine de onu yenemezlerdi.

Herkes başını eğdi ve ödevlerini bitirmeye devam etti.
Unutun gitsin. Barış para kazandırıyor. Cömert olmalı ve bugün için bu kadar yaygara koparmamalı.

Sınıf sonunda sessizleşti. Jian Songyi kulaklıklarını gevşekçe taktı ve ardından sesli mesaja tıkladı, annesi Bayan Tang şöyle diyordu;

“Jian Songyi, bugün okula gittin mi? Geçen 10 Ağustos’ta okula başladın ve okulun bize çok uzak. Merak etme, annen Çin’e döner dönmez Eğitim Bürosu’na şikayette bulunacak.
Ama Jian Songyi, Los Angeles’a gelmek istemediğine emin misin? Babanın buradaki yeni villası bol güneş alan harika bir konumda. Plajın da yanında. Baban ve ben harika vakit geçiriyoruz ama seni şimdiden çok özledik.
Sen anneni dinle, yarım aylığına da olsa gel, sonra Eylül’de birlikte döneriz, tamam mı? Yarım ay okula gitmemen senin için sorun olmaz’

Bayan Tang’ın bir lise öğrencisinin ebeveyni olarak fazla bilinçli olmadığı açıktı.

Jian Songyi dudağını gevşekçe çiğnedi ve tam bir sonraki sesli mesaja tıklamak üzereydi ki arka kapı büyük bir gürültüyle itilerek açıldı.

Jian Songyi’nin önünde iki elini masaya dayamış ince bir figür belirdi. Nefes nefese, “Song Ge, bu dönem sınıfınıza yeni birinin transfer edildiğini biliyor musun?” diye konuştu.

Jian Songyi göz kapaklarını kaldırdı. “Hasta mı?”

Okullardaki iyi öğrenciler asıl okullarında kalmalıdır. Bir okulun öğrencilerini daha iyiye doğru itmesi gerektiği kesindir ancak bu noktada onları bu okula transfer etmeye gerek yoktur.

Ancak, bu seviyeye ulaşamayan öğrenciler lise üçüncü sınıfta Nanwai’deki temel kalite fen sınıfına yöneliyor. Temel olarak, sadece dikey olarak girip yanlara doğru çıkabiliyorlar ki bu da tamamen istismara açık bir durum.

Bu kadar çok düşüncesiz bir aptalın olacağını hayal etmek zor.

Xu Jiaxing de şaşırdı ve şüpheci bir yüz ifadesiyle arkasını döndü, “Gerçekten mi? Haber kaynağın güvenilir mi?”

Zhou Luo aceleyle konuştu: “Gerçekten mi mi? Sana neden yalan söyleyeyim ki? Az önce Lao Bai’nin ofisinde duyduğuma göre Beicheng’den transfer edilmiş. Beicheng şehrinin bir numaralı öğrencisi olduğu söyleniyor.”

En iyi dereceyi aldığını duyar duymaz kalabalık çılgına döndü: “O zaman Beicheng Üniversitesi veya Huaqing Üniversitesi’ne gitmesi garanti. Neden güneye doğru kaçıyor?”

Zhou Luo omuz silkti “Kim bilir.”

Jian Songyi bir aptalın kendini yok etme öyküsüyle ilgilenmiyordu ve annesinden gelen bir sonraki sesli mesajı açmak için gözlerini sabitledi.

“Ama gelmek istemiyorsan da önemli değil. Tesadüfe bak ki Büyükbaba Bai bugünlerde seni akşam yemeği için evine davet etti. Onun evindeki çocuk da geri gelmiş.’

Jian Songyi’nin parmak uçları durakladı.

Yanındaki Zhou Luo ise hâlâ “Hey, son Kuzey Şehri ortak giriş sınavındaki şehir şampiyonunun kim olduğunu öğreneyim… Aman Tanrım! O da yakışıklı biri! Song Ge, okul gözdesi olmak için hepinizin bu kadar yakışıklı olması mı gerekiyor? İsim de kulağa hoş geliyor, Bai Huai … “

Tesadüfe bakın ki Bayan Tang’ın bir sonraki sesi kulaklığında yayınlanıyordu.

“Şu Bai Huai, ah, çocukken iyi vakit geçirirdiniz.”

Jian’ın dudakları ince bir çizgi halinde sıkıştı.

.
.
.

Jian Songyi’nin Bai Huai’ye olan düşmanlığı muhtemelen bebeklikten itibaren başlamıştı.

O zamanlar, bir yaşındaki bebek Jian Songyi, emekleme becerilerinde ustalaştıktan sonra, dik yürümeyi öğrenmek için titremeye başladı. Yürümeye çalışır çalışmaz en az 70 veya 80 kez düştü. Bebek Jian Songyi bu üzüntüye gerçekten dayanamadı. Ağzı yüzünü buruşturdu ve ağlamaya başladı.

Bebek Bai Huai o sırada zaten bir buçuk yaşındaydı. On dakika boyunca ağlayan Jian Songyi’yi izledikten sonra, sonunda oyuncağını bıraktı ve ayağa kalktı. Ona doğru yürüdü. Ardından iki kelime söyledi. “Bana bak.”

Basit ve cahil bebek Jian Songyi küçük yuvarlak yüzünü kaldırdı ve safça onu teselli etmeye geldiğini düşünerek kardeşi Bai Huai’ye göz kırptı.
Sonra kardeşi Bai Huai önündeki kreşin etrafında yürüdü.

O kadar istikrarlıydı ki, buna güçlü bir adım da denebilirdi.

Yürüdükten sonra ona küçümseyici bir bakış attı.

Belli belirsiz bir küçümsemeyle.

Muhtemelen, küçük bebekler bu tür şeyleri bilmemelidir, ancak o sırada Jian Songyi, Bai Huai’nin gözlerinden küçümseme gördüğüne ya da ezildikten sonra haklı olarak küçümsendiğine kesinlikle inanıyordu.🥹

Bu durum Jian Songyi’nin küçük zihninde büyük bir travma yarattı. Aslında, Bai Huai ile birlikte büyüme sürecinde her türlü düzensizlikle yayılmış ve derinleşmişti.

Öyle ki Jian Songyi donup kalmış ve bu küçük bebeklik meselesini on yıldan fazla bir süre hatırlamak için fizyolojik sınırları zorlamıştı.

Jian Songyi, genetik test sonucunun en iyi Alfa olduğunu ve Bai Huai’nin sadece zayıf bir Omega olduğunu öğrenene kadar bu yara bir süre rahatlamadı.

Unut gitsin. O sadece küçük bir Omega, bırak gitsin.

Jian Songyi’nin sırtındaki sinirler gevşedi. Sonra arka kapı büyük bir gürültüyle itilerek açıldı.

Bu sefer çığlıklar eşliğinde, “Ah! Sınıfımıza yeni transfer olan bir Alfa! Çok yakışıklı! Az önce yanından geçerken gizlice biraz feromon kokusu aldım. İkinci çocuğuma hamile olduğumu sandım! “

Klang-

Arka köşede metal ve mermer arasında bir çarpışma oldu.

Jian Songyi’nin eğik sandalyesi sertçe yere düştü.

Yanındaki Zhou Luo havaya uçtu “Aman Tanrım! Beni de oraya götür! Ben de koklamak istiyorum! “

Uçuştan sonra, etrafındaki aurada yanlış bir şeyler olduğunu hissetti. Bu yüzden hemen dürüst bir yüz ifadesi takındı.

“Ama bence kesinlikle Song Ge kadar yakışıklı değil. Song Ge farklılaştığında, şüphesiz Nancheng’deki en iyi Alfa olacak, hiçbiri onunla kıyaslanamaz!”

Ardından Jian Songyi’ye baktı: “Ama Song Ge, önümüzdeki yaz 17 yaşında olacaksın. Neden hâlâ farklılaşmadın? Bizim sınıfta bir tek sen kalmış gibisin. “

Jian Songyi kötü bir ruh hali içindeydi ama bu onu hiç etkilemedi. “En iyi Alfa’larımızın hepsi nispeten geç farklılaşır.” Bir süre durakladıktan sonra, “çünkü güçlüler!” diye ekledi.

Zhou Luo bunu düşündü ve mantıklı olduğunu düşündü.

Jian Songyi ile ortaokulun ilk gününde tanışmış ve onun sınıf birincisi olmadığını hiç görmemişti. Sporda ve dövüşte iyiydi. Uzun boylu, beyaz tenli, uzun bacaklı ve güzel bir yüzü vardı. Ayrıca bir çift şeftali çiçeği gözleri vardı. Bunlar yüzünden kaç Omega’nın ruhunun bağlandığını kimse bilemezdi.
Bir de “Kardeş Song’un çocuklarını doğurmak isteyen” bir grup vardır ki bu grup sadece Omega ve Beta’larla değil, aynı zamanda yaşam ve ölüm arzusuyla dolu bazı Alfa’larla bile doluydu. Bu da Song Ge’nin cazibesini gösteriyordu.

Bunu düşünen Zhou Luo, Jian Songyi’ye gevşekçe göz kırptı “Song Ge, acele et ve şimdiden farklılaş. Hâlâ seni kovalamak için bekliyorum.”

Jian Songyi dikkatsizce dudaklarının kenarlarını kaşıdı, “Neden, eğer Alfa değilsem, o zaman beni kovalamayacak mısın?”

“Bu kaçınılmaz. Bizim tatlı O’muz sadece süper A’ları sever ve geri kalanlar sadece kız kardeş olabilir.”
Zhou Luo kendinden emin bir şekilde, “Öyleyse Song Ge, endişelenme, sen en iyi Alfa’ya dönüşmeden önce senin için yeşim taşı kadar iyi olacağım!”

Zhou Luo sözlerini bitirir bitirmez, başöğretmen Lao Bai’nin sade ve dürüst sesi sınıf kapısından geldi: “Öğrenciler, sessiz olun. Her ne yapıyorsanız bırakın ve söyleyeceklerimi dinleyin.”

“Öncelikle, bu dönem sınıfımıza yeni bir öğrenci transfer oldu.”

Herkes birlikte kapıya baktı, sadece Jian Songyi başını eğdi ve cep telefonuyla oynadı, kayıtsız görünüyordu.

Görecek ne var? Onun kadar yakışıklı değildi sonuçta.

Sonra yanındaki Zhou Luo’nun yutkunduğunu duydu “Şey, Song Ge, özür dilerim. Sözümü tutamadım. Senin için kendimi savunamayabilirim. Bu gerçekten biraz dayanılmaz.”

“…..”

Jian Songyi alındığını hissetti.
Göz kapaklarını kaldırdı ve öfkeyle kapıya baktı.

Dışarıda şiddetli bir yağmur yağıyordu. Gökyüzü karanlıktı ve içerideki oda sessiz ve aydınlıktı.

Genç adam ışık ve gölgenin sınırında duruyordu. Uzun boylu ve kayıtsızdı. Üstüne üstlük, akkor lamba soğuk beyaz tenini parlatıyor, narin yüz hatları arasında soğuk bir huşu hissi uyandırıyordu.

Burnunun köprüsünde bir çift altın tel gözlük vardı. Kehribar rengi gözlerini daha soğuk gösteriyordu. Beyaz gömleğinin düğmesi en üsttekine iliklenmiş, o da aniden Adem elmasına takılmış.

Daha yasak, daha şehvetli. Sol gözünün köşesinin altındaki küçük ben bile nazik, pislikle kaplı bir canavarın kokusunu gösteriyor.

Gördükleri hiç hoşuna gitmiyordu.
Jian Songyi aniden daha da kötü bir ruh haline büründü. Genel olarak, kötü bir ruh halindeyken başkalarının daha kötü hissetmesine neden olmayı severdi.

Masanın üzerindeki parmakları yavaşça iki kez vurdu ve sesi uykulu ve tembeldi.

“Zhou Luo, o pek de yakışıklı sayılmaz.”

Sesi çok kısık değildi, sadece kapıdaki adamın duyabileceği kadardı.

.
.
.
Yazarın söyleyecek bir şeyi var:

Lise/abo/tatlı kek/günlük hayat/çocuk yok/entrika yok

Nancheng ve Beicheng sadece isimlendirme kolaylığı içindir, biri güney diğeri kuzey anlamına gelir. Nanjing Yabancı Dil Okulu olarak kısaltılmıştır, bu da kabaca Nanjing Yabancı Dil’e değil, kendi mezun olduğum okula dayanmaktadır çok uzun(Jiangsu College Entrance Examination)

Ek olarak

Bu kitap kurgusaldır. Ayarların çoğu kendi lise dönemimin sistemine dayanmaktadır. Konunun ihtiyaçları için kendime ait birkaç ayar yapacağım, bu yüzden çok fazla ayrıntıya girmeye gerek yok. Bu kitapta en canlı, sıcak, parlak ve masum çocuklar hakkında yazmak istiyorum. Biz, orada olacağız.

Bazı insanlar sempatik, bazıları da sinir bozucu olabilir ama gerçekçi olmayacak kadar kötü karakterler olmayacaktır. Onlar hem iyi hem de kötüdür. Günlük tatlı bir makale. Umarım beğenirsiniz.

İki Alfa Karşılaştığında Birisi Omega Olur

Jian Songyi:Kendisinin Doğuştan %100 Alfa genleriyle doğduğu söylendi hala kendini Alfa sanıyor feromanları aktifleşmedi.

Bai Huai:Alfamız
.
.
.

Okumak istediğim novelleri genelde çeviriyorum biliyorsunuz bu kitabı çok beğendim ve çevirisine başlıyorum.

Amacım ruhumu dinlendirecek bir kitap bulmaktı bu katagoride ✓

Kutlu mutlu olsun keyifli okumalar ♥️

Tanıtım yazısını aşağı bırakıyorum :

Jian Songyi doğduğunda, gen testi onun birinci sınıf bir alfa olma ihtimalinin %100 olduğunu gösterdi. Bu nedenle, istediği her şeyi alabilecek ikinci nesil zengin bir çocuğa dönüşmek için on yıldan fazla bir süreyi titizlikle harcadı.

Okulun patronuydu. Okulun en yakışıklı çocuğuydu. Aynı zamanda okulun en başarılı öğrencisiydi.

Ta ki çocukluğunda yan evde yaşayan ezeli düşmanı onun okuluna nakledilene kadar. O sadece en yakışıklı çocuk olma yerini çalmadı, hatta en iyi öğrenci olma yerini bile çaldı.

En önemlisi, kendisinden önce birinci sınıf bir alfa olarak bile sunulmuştu.

Buna yönelik Jian Songyi, bir dağın iki alfayı barındıramayacağını söyledi!

Eğer acele edip bu şerefsiz Bo Huai’yi kovmazsa, o bir alfa değildi!

Göklerin gözleri vardı. Ertesi gece Bo Huai’nin önüne bir omega olarak sunuldu.