Quickly Wear the Face of the Devil Bölüm 1.5

Karanlık bir odada, ince vücutlu genç bir çocuk yapışkan terle kaplı yatağın dört direğine bağlanmıştı. Derin gözleri çökmüştü, cildinde uyuşturucu kullanımının izleri vardı. Yoksunluk içinde çırpınıyordu, gözleri odaklanmamıştı, yatak örtüsünün başına bakıyordu – aklından ne geçtiği bilinmiyordu.

Sabit ayak sesleri yavaşça yaklaştı, demir grisi takım elbise giyen uzun boylu bir adam kapıyı açtı, yatağın yanına gitti ve adama baktı. Koyu renk saçları geriye taranmış, yakışıklı bir yüz ortaya çıkarmıştı, gözlerini kıstı ve ürkütücü tehlikeli bir ışık parladı.
“Hemşirenin duş almana yardım etmesine izin vereceğim.” Ceketinin cebinden bir mendil çıkardı ve gencin soğuk terini sildi.

Genç adam kuru ve çatlamış dudaklarını yaladı ve dilsiz bir sesle, “Amca, Zhou Yun Sheng bana komplo kurdu. Hatırlıyorum, o kadını daha önce görmüştüm, Zhou Yun Sheng ile birlikte bir barda Bourbon viskisi içiyordu. Bundan eminim, o kadına bana zarar vermesini söyledi!”

Bu genç, şu anda ikinci sınıf öğrencisi olan Zhou Wenjing’di. Birkaç ay önce güzel bir kadınla ilişkiye girmişti ama o kadının art niyetli olduğunu tahmin etmemişti. Kadın ona güçlü bir uyuşturucu ile karıştırılmış bir sigara verdi, sadece bir kez içmek bile bağımlılığa yol açabilirdi. Zhou Wenjing, doğası gereği şüpheci ve çok temkinli olmasına rağmen, ölümcül bir zayıflığı vardı. Bu da güzellik açgözlülüğüydü – ne zaman güzel bir kadın karşısına çıksa şüphesiz düşerdi.
Uyuşturucu bağımlılığının ilk belirtileri ortaya çıktığında tepki vermişti ama artık çok geçti. Amcasına yalvarmak için çok uzaklardaki J ülkesine gitmek zorunda kalmıştı.

Du Xu Lang mendili ifadesiz bir şekilde çöpe atarken kalbi öfkeyle doldu. Bu öfke yeğeninin şikâyetini duyduğundan değil, nefret, umutsuzluk ve hayal kırıklığından kaynaklanıyordu. Onu binlerce kez uyarmıştı – yabancılardan gelen şeyleri kabul etmemesi konusunda, hatta onu gizlice korumaları için birkaç koruma bile göndermişti.

Ancak koruma tam zamanlı bir dadı değildi, işverenin özel işlerine karışamazlardı. Zhou Wenjing bir kadın tarafından kandırıldı ve müdahale edemediler.
Kendi eliyle öldürüldü!

Du Xu Lang güçlü öfkesini dizginleyerek elini yıkadı, ardından yeğenine banyo yaptırmaları için işçilere haber vermek üzere telefonu eline aldı. Kanepeye oturdu ve sakince, “Oyun oynama. Sence bunu kim yaptı?”

Olayın arkasında kimin olduğunu çoktan öğrenmişti ama yeğenine söylemeye niyeti yoktu. Kendi gerçek düşmanlarının kim olduğunu bile bilmezse, er ya da geç çiğnenip tükürülürdü. Ona yol gösterecek, gerekirse yardım edecek ama düşmanını bizzat ortadan kaldırmayacaktı. Kız kardeşinin Yang Xi tarafından küvette intihara zorlandığını ona söylememiş olsaydı, Zhou Yunsheng’i öldürmeyi düşünmezdi.

Güçlü nefret bulaşıcıydı, yeğeni Yang Xi’den(Yunsheng’şn annesi) iliklerine kadar nefret ediyordu, bu yüzden hiçbir şey sormadı, sadece intikam almasına yardım etmeye karar verdi.

Zhou Yunsheng tarafından uyandırılmasaydı, yanlış intikam yüzünden neredeyse kötü adam olacaktı. O zamandan beri yeğenine olan güveni büyük ölçüde azalmıştı.

“Eğer o değilse kim? Beni öldürmek başka kimin işine yarar?” Zhou Wenjing’in ince yüzü kızgınlık ve hantallıkla doluydu. Amcasının Zhou Yunsheng’e karşı giderek artan minnettarlığının ve açıklanamaz endişesinin zaten farkındaydı. Bir keresinde, amcasının başucu dolabının önünden geçerken Zhou Yunsheng’in birçok açıdan çekilmiş ve her biri çok güzel olan birçok fotoğrafını bulmuştu.

Zhou Yunsheng, kendisi kadar yakışıklı olmasa da, kadınsı yüz hatlarının, özellikle de şeftali çiçeği gözlerinin garip bir çekiciliği vardı. Bir erkeğe hafifçe bakması yeterliydi ve o erkeğin kalbi kontrolden çıkabilirdi.

Her fotoğrafın üst köşesinde, koleksiyoncunun onları nasıl elinden bırakamadığını gösteren bir miktar aşınma ve yıpranma vardı. Zhou Wenjing kendini tutmazsa, amcasının her bir fotoğrafı monte edip tüm duvarı kaplayacağına inanıyordu.

Bu tür bir endişenin nereden kaynaklandığını anlamıyordu, çocukken Yunsheng’in annesi birkaç giysi ve oyuncak gönderdiği için miydi? Amcası yetimhaneden ayrıldığında beş yaşındaydı, onun lütfu nasıl bu kadar uzanabilirdi? Annesini finanse etse bile, annesi tüm borcunu ödemek için hayatını kullandı, bu yeterli değil miydi?

Evet, Zhou Wenjing sonunda fark etti – Zhou Yun Sheng’in annesi onun annesini zorlamamıştı ama onun annesi Zhou Yunsheng’in annesini zorlamıştı. İlk başta, annesinin misilleme yapmak için Yang Xi’nin banyosunda bileğini kestiğini düşünmüştü, ta ki o gün Zhou Yun Sheng ile karanlık sokakta karşılaşana kadar…;Annesinin çok nazik olduğunu, kalbinin kesinlikle Yang Xi için suçluluk duygusuyla dolu olduğunu anlamıştı.

Yang Xi’nin küvetinde ona –Borçlu olduğum her şeyi sana geri veriyorum- demek için öldü.

Ancak fikri çok basit ve çok kördü, ölümünün dolaylı olarak Yang Xi’nin ölümüne yol açacağını beklemiyordu. İlişkileri artık düzeltilemeyecek hale gelene kadar çocuklarını nefret yoluna zorladılar. Zhou Yun Sheng ile barışmak istese bile Zhou Yun Sheng onu reddetti.

“Yun Sheng dışında herkesten şüphe edebilirsin, bu kimin yararına olur, bunu düşünemiyor musun?” diye sordu.

Yun Sheng mi? Ona sesleniş şekli bile bu kadar samimi mi olmuştu? Zhou Wenjing’in yüzü nefretini gizliyordu ama amcasının keskin ve soğuk gözlerini görünce ciddi ciddi düşündü ve sadece Zhou Wenang’ı düşünebildi.
Hayır, o çok nazikti. Zhou Jia’da ona iyi niyet gösteren ilk kişiydi. Hastalandığında gizlice ilaç gönderir, doğum gününü gizlice kutlar, annesinin mezarına giderken gizlice ona eşlik ederdi, ondan nasıl nefret edebilirdi ki? Annesi Yang Xi’nin mirasını devraldığı için Zhou Group’un ona gitmeyeceğini biliyordu.

Aralarında çıkar çatışması yoktu, neden ona zarar versin ki?

Zhou Wenjing bu fikri reddetmek için başını yana salladı, daireler çizerek düşünmeye çalışıyordu, gerçekten de Zhou Yun Sheng’in perde arkasında olduğunu hissediyordu.

Du Xu Lang onun hiçbir açıklama yapmadığını gördü, konuşmaya üşendi, onu hemşirelere bıraktı ve çalışma odasına dönerek bir görüntülü aramaya bağlandı.

“Ne istiyorsun?” Ekranda tembel görünümlü yakışıklı bir yüz belirdi, gece yarısı olduğu için gözleri bulanık görünüyordu.

“Hâlâ programlama mı yapıyorsun? Saat iki buçuk, uyku vakti.” Du Xu Lang saatine baktı, görünüşte sade olan sesi gerçek endişelerini gizliyordu.

“Şimdi uyuyorum.” Zhou Yunsheng başını kaldırdı ve kuruyan gözlerini rahatlatmak için birkaç damla göz damlası damlattı.

Genç adam taşan su damlacıklarını sildi, ışıltılı gözlerini hafifçe kıstı – kalbi ve ruhu harekete geçirecek kadar etkili bir eylemdi. Etkilenen Du Xu Lang’ın nefes alıp vermesi kısa süreliğine durdu. Sandalyesinin arkasına yaslandı, ince bacaklarını üst üste bindirdi ve nefes alış verişini ve kalp atışlarını düzeltmeye çalışarak, “Wenjing şu anda detoksifiye ediliyor. Elsa diye birini tanıyor musunuz?”dedi.

Elsa, Zhou Wenjing’i uyuşturucu alması için ayartan kadındı. Zhou Yunsheng hemen güldü, “Er ya da geç bir kadının kucağında ölecek.” Masadan dumanı tüten süt bardağını aldı ve süzdü, dudaklarını yalayarak devam etti, “Onu tanıyorum. Birkaç ay önce bana bir şey teklif etmeye çalıştı, burnumun her zaman ruhani olduğunu biliyorsun, bu yüzden onu reddettim.”

007 elindeyken Zhou Yun Sheng beş duyu, güç, ruhani güç gibi fiziksel verilerini özgürce ayarlayabiliyordu. Ancak vücudunu genellikle normal bir insan seviyesine ayarlıyordu, bunu etik nedenlerle değil, dünyanın çökmesine neden olabileceği için yapıyordu.
Elsa’nın sigaraları daha ona uzatılmadan önce, keskin bir uyuşturucu kokusu almıştı.

“Beni izleyen insanlar yok mu?” dedi, “Kendi yeğeninle ilgilenebilmelisin.”

“İnsanların seni izlemesini nasıl sağlayabilirim? Elim o kadar uzun süre dayanamaz.” Du Xu Lang’ın göz kapağı seğirdi ama yüzünden hiçbir şey anlaşılmıyordu. Hâlâ sahte bir kimlik kullanıyordu, Zhou Wenjing bile amcasının Du ailesinin başında olduğunu bilmiyordu. Sadece istifa ettikten sonra J ülkesindeki bir şirkete katıldığını ve şu anda şirketin orta düzey yöneticisi olduğunu düşünüyordu. Biraz parası vardı ama görünürde gücü yoktu.

“Bu dünyada Du Xu Lang’a elini sokamayacağın hiçbir pasta yok.” Zhou Yun Sheng çekmeceden bir fotoğraf çıkarıp kameranın önüne getirdi.
Bu, medya tarafından çekilen tek fotoğraftı. Şans eseri korumaların oluşturduğu yoğun baraj dağılmıştı ama objektif çok uzaktaydı, yüzün sadece bir tarafı çekilmişti ve çok belirsizdi. Diğerlerinden bahsetmiyorum bile, Du Xu Lang’ın kendisi bile kim olduğunu tanıyamayabilirdi. Dolayısıyla bu resim sızdırıldıktan sonra Du Fu tarafından bulunamamış ve engellenmişti.

“Bu Du Xu Lang’ın aynı zamanda J ülkesinin Du Xu Lang’ı olduğunu kim düşünebilirdi ki? Ama şüphesiz gerçek bu. Sıkıldın mı? “Zhou Yunsheng fotoğrafı yere bıraktı ve kaşlarını hafifçe kaldırdı.

Du Xu Lang kuşkuluydu, “Fotoğraf o kadar belirsiz ki, ben olduğumdan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?”

“Sana söylemeyi unuttum, şirketimiz yeni bir kimlik belirleme yazılımı geliştirdi, yüzün yanından bahsetmiyorum bile, fotoğraf başın arkasına ait olsa bile, kemik yapısı, boy, kilo, yürüyüş ve diğer faktörlere göre bir kişinin gerçek kimliğini ayırt edebiliriz. Şu anda bir ülkenin savunma bakanlığı teröristleri takip etmek için bu yazılımı yüksek fiyatlarla satın almaya hazırlanıyor. Sana bir gösteri yapayım mı? “

Zhou Yunsheng tarayıcıyı eline aldı ve Du Xu Lang ile karşılaştırmak için fotoğrafı bilgisayara taramaya hazırlanıyordu.

Noah Universal ile ilişkisinin mutlak olduğunu biliyordu ama bunu daha önce hiç onun önünde göstermemişti.

“Buna gerek yok, ben Du Xu Lang’ım.” Du Xu Lang çaresizce güldü ve “Ne zaman öğrendin?” diye sordu.

Kimliğinin farkındaydı ama yine de onunla kolayca anlaşıyordu, açıklanamaz bir şekilde, bu ona biraz zevk hissettirdi.

“Son iki yıldır. Benimle oynamak istedin, ben de oynadım, tatmin oldun mu?” Zhou Yunsheng videoyu kapatmak için elini hareket ettirdi.

“Henüz kapatma, sana söylemem gereken bir şey var.” Du Xu Lang bilinçsizce öne doğru eğildi ve kameraya bakarak ciddiyetle şöyle dedi: “Seni izlemiyorum, senden şüphe de etmiyorum, seni korumaya çalışıyorum. Şimdiye kadar senin için ne kadar sorunu engellediğimi düşünüyorsun? İki gün önce koruman seni soymaya hazırlanan küçük bir soyguncuyu yakaladı, silahında bir mermi zaten doluydu. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?”

Zhou Yun Sheng elini geri çekip, “Biri benim hayatımı istiyor, kim?” diye alay etti.

“Zaten bilmiyor musun?” Du Xu Lang cebinden bir sigara çıkardı, yükselen beyaz duman gözlerinin soğukluğunu bulanıklaştırdı.

Zhou Yunsheng’in şirketi gittikçe büyüyordu, kaçınılmaz olarak bazı insanları rahatsız edecekti, ancak kişisel nedenlerle hayatını isteyen kişi sadece Zhou Wenang’dı. Bir an için düşündü, gözleri kısıldı.

Du Xu Lang bir duman püskürterek yumuşak bir sesle, “Evine dön. C ülkesine geri dön, orada sana karşı pervasızca hareket edemez, büyükannen, büyükbaban ve amcan sana bakar, en azından yurtdışında yalnız kalmaktan daha güvenli olur. Birkaç yıl sonra o ülkede hiç rakibin kalmayacak, aile işini devraldığında kimse seninle savaşacak nitelikte olmayacak.”

Zhou Yun Sheng bilinçsizce sordu.”Zhou Wenjing bile mi kalifiye değil?”

“Wenjing de kalifiye değil.” Du Xu Lang kesinlikle başını salladı. Belki duygusal hissettiğinden, belki de sempati duyduğundan, orijinal Du Xu Lang Zhou Grubuna ne olduğunu umursamasa da, fikrini değiştirmişti. Wenjing’in kendi işini kurmasına yardım edebilirdi ama Zhou Group’un Sheng’e bırakılması gerekiyordu. Grup isminin gerçek varisi oydu.
Dahası, iki Zhou kardeş arasındaki ilişkinin çok tuhaf olduğunu düşünüyordu. Zhou sadece sıradan bir iş grubuydu, bir mafya ailesi değildi, aile mülkiyeti için rekabet etmek kan dökülmesiyle sonuçlanmak zorunda değildi. Zhou Wenang kazanırsa, kardeşleri evden atabilirdi, neden bu kadar kana susamış zahmete girsin ki? Wenjing’den nefret etmesi mantıklıydı ama kendi kardeşiyle mantıksızca zehirli bir savaş başlattı.

Du Xu Lang iki kardeşi araştırdı, küçükten büyüğe Zhou Yun Sheng, Zhou Wenang’a karşı her zaman şefkatli ve düşünceliydi, kötülükten eser yoktu. Zhou Wenang’ın Zhou Yun Sheng’den neden bu kadar nefret ettiğini bilmek istiyordu.
Endişelerini yüksek sesle sormaktan kendini alamadı.

Neden mi? Çünkü Zhou Wenang’ın adı bir aldatmacaydı ve bir gün Zhou Yun Sheng gerçeği öğrenirse sahip olduğu her şeyi kaybedecekti. Zhou Yun Sheng ona saldırmaya dayanamasa bile, anne Yang Xi’nin ailesi onun sefil bir şekilde ölmesini sağlardı. Yang Grubu, Zhou’dan daha küçük ölçekli olmasına rağmen, geçmişleri son derece karmaşıktı ve sektörleri ahlakın gri alanına uzanıyordu. Yang Xi’nin ebeveynleri, erkek ve kız kardeşleri acımasız ve haklıydı. Şimdi Zhou Wenang’ın üzerine titriyorlardı ama gerçek ortaya çıkarsa ondan ölesiye nefret edeceklerdi.

Zhou Yunsheng, Zhou Wenang’ın tepesinde sallanan bir bıçak, kalbine saplanmış bir dikendi, ancak Zhou Yun Sheng’i ortadan kaldırdığında gerçekten rahat bir nefes alabilirdi. Zhou’nun babası da muhtemelen aynı şeyi hissediyordu, yoksa en büyük oğlunu Yang ailesine yabancılaşması için kışkırtmazdı.

Zhou Yunsheng çok düşündü ama Du Xu Lang’a söylemeye niyeti yoktu, soyunurken neşeyle güldü, “Sen zaten çok şey yaptın, ben kendi sorunlarımı çözeceğim. Zhou Grubuna ne olduğu umurumda değil, eğer istiyorlarsa sahip olabilirler. Bir gün benim Nuh’um onları çizmelerinin altında ezecek.”

Dikkatsizce üstünü başını savurdu, saçlarını savurdu, banyo yapmak için doğruca banyoya girdi, kamerayı kapatmayı bile unuttu.
Genç çocuk büyümüş, yakışıklı bir delikanlı olmuştu. Kendini odasına hapsettiği ve güneşi neredeyse hiç görmediği için teni neredeyse şeffaf beyazdı ama düzenli egzersiz yaptığını gösteren karın bölgesinde yoğun kaslar ve güzel çizgiler vardı. Kemerini çıkarmak için ayağa kalktı, esnek ve güçlü bir bel ortaya çıktı, kalçaları yuvarlaktı, bu yüzden pantolon aşağı düşmedi, ancak beline gevşek bir şekilde asıldı. Bu tembel ve rahat görünüm çok seksiydi.

Du Xu Lang ona baktı, adam kamera çerçevesinin dışına çıktığında boynunu bile uzatarak onun figürünü takip etmeye çalıştı.

Adam hızla banyo yaptı ve belinde asılı bir havluyla dışarı çıktı, düz ve ince bacakları bir kez daha Du Xu Lang’ın dikkatini çekti. Sert bir şekilde oturan adamın garip ifadesini fark etmemiş gibi görünüyordu, sadece iyi geceler dedi ve videoyu kapattı.

Güzel resim kayboldu- Du Xu Lang yavaşça tuttuğunu bilmediği bir nefes verdi ve alnını eline yasladı. Baştan çıkarılıyor gibi görünüyordu ama trajedi şuydu ki karşı taraf muhtemelen bunun farkında değildi.

.
.
.

Zhou Yunsheng bunun farkında değil miydi? Kamerayı kapattıktan sonra dudakları kısa bir kahkaha attı. Çok yüksek standartları olan eşcinsel bir adamdı. Du Xu Lang yakışıklı, uzun boylu, güçlü ve en iyi kalitede mallara sahip biriydi. Zhou Yun Sheng’in şikayet edecek bir noktası yoktu.

Sonrasıyla nasıl başa çıkacağına gelince, bunu henüz düşünmemişti. Sistemin kuklası olmaktan bıkmıştı, artık sadece kendi iradesine göre yaşamak istiyordu.

.
.
.

Evetttt, bu bölümle birlikte artık açıklamam gerek sememiz kimdir nedir?

Ukemiz bu sonsuz döngüde binlerce yıl geçirmiş sayısız kez kötü şekilde ölmüş biri, ama sememizle ilk kez bu dünyada birlikte oldular. Her şey bu baş kaldırışla başladı diyebiliriz.

Arkadaşlar kitapta toplam 16 farklı dünyaya seyahat edeceğiz şimdi 1. dünyadayız.

Sememiz bu dünyada asistan rolünde.
İlginç şekilde sonraki tüm dünyalarda ukemizi takip ediyor. Ukemiz birkaç dünya sonra aynı kişilerle aşk yaşadığını keşfediyor. Ukemizin hafızası silinmiyor, o hatırlıyor ama sememiz her dünyada hafızası siliniyor ama bir şekilde ukemizi içgüdüsel olarak tanıyor ve peşini bırakmıyor🫠

Sememizle ilgili sırları henüz keşfetmedim hep birlikte göreceğiz onun gerçekte kim olduğunu…..

Sadık, sahiplenici tam bir aşık, kendisi sigara bağımlısı ve çok yakışıklı bu her dünyada bu şekilde.

Her dünyanın ayrı bir evreni var antik Çin’den tutun Omegaverse evrenine kadar birçok yere seyahat edeceğiz. Çok hızlı bir şekilde bunu yapacağız, nasıl bittiğini anlayamadan bir sonraki dünyaya geçmiş olacağız.

Keyfini çıkarın🫰