Hei Xuanyi odaya döndüğünde, Wu Ruo uykuya dalmak üzereydi.
Yatağa uzandı ve Wu Ruo’nun karnını ovuşturmaya başladı sonra vücuduna biraz kendi ruhani gücünü gönderdi.
Wu Ruo, Hei Xuanyi olduğunu biliyordu ama yine de emin olmak için dönüp bakmadı, aksi takdirde dün gece olduğu gibi düşünceler içinde uyuyamayacaktı.
Uyandığında yanında kimse yoktu. Yorganın altı soğuktu ve yastığın üzerinde iki siyah gümüş bilezik vardı.
Wu Ruo merakla eline aldı ve bileziklerin yüzeyindeki rünleri gözlemledi. Biraz inceledikten sonra, bu rünlerin ruhani enerji’yi saklayabilen efsunlar içerdiğini fark etti.
( Rün yada formasyon büyü/efsun yapmak için çizilen şekiller veya yazılardır. Kanla yapıldığında daha güçlü olur.)
Eğer yanlış anlamadıysa, bilezikler onun içindi. Onları taktığı sürece, büyük büyükbabası Wu Bufang onun ruhani enerjisini ememeyecekti.
Wu Ruo tereddüt etti ve bilezikleri takmadı. Öncellikle bu bilezikleri gerçekten de Hei Xuanyi’nin buraya koyup koymadığına emin olmalıydı.
Şimdi bilezikleri kocasının ona verdiğini düşünüp taksaydı ve bilezikleri koyan kişi Hei Xuanyi olmasaydı.Bu ikisi için de utanç verici olurdu…
Shi Yuan’ın yardımıyla giyindi ve kahvaltı için salona doğru yürüdü. Ancak, Hei Xuanyi masada değildi.
Wu Ruo, Hei Xin’e sordu, “Hei Xuanyi nerede?”
Hei Xin,”Dün gece şehir dışına çıktı. Benden beş gün içinde geri döneceğine dair bir mesaj iletmemi istedi. “
“Şehir dışında mı? Nerede olduğunu söyledi mi? ” Wu Ruo kaşlarını çattı.
Son hayatında, uyandığında Hei Xuanyi hala evdeydi. Wu Ruo onu görmek istememiş olmasına rağmen, Hei Xuanyi arada bir yanına gelmişti. Hatta önceki hayatında bugün, Hei Xuanyi yüzünden ölümüne şaşırdığı şeylerde olmuştu.
Ama neden bu hayatta şehir dışındaydı?
“Söylemedi.”
Wu Ruo yeniden doğduğundan beri çok şey değişmişti. Hei Xuanyi’yi aklından çıkarmaya çalışan Wu Ruo, kahvaltıdan sonra bilezikleri taktı ve Hei Xin’e baktı,”Ailemi görmeye gideceğim ve birkaç gün orada kalacağım. Hei Xuanyi geri gelirse, bana bildirin. “
“Tamam.”
Uşak Hei Xin, Wu Ruo’ya eşlik etti.
Wu Ruo, düşük seviyeli ceset hizmetçilerinin kendisine sıkıntı getirebileceğini düşündüğü için, Wu ailesini görmeye gittiğinde beraberinde sadece orta seviye ceset hizmetçileri olan Shi’leri* getirmişti.
( Hei Gan’ın Wu Ruo için ayarladığı 4 ceset hizmetçisi.)
Wu ailesinin konaklarına ulaştıklarında, araba evin güney, ön kapısında durdu.
Kapıda bekleyen nöbetçiler Wu Ruo’yu görünce şaşırdılar.
Wu Ruo her zaman -ki buna düğünden sonraki ilk ziyareti de dahil- eve hep yan kapıdan girmeyi tercih ediyordu çünkü ön kapıda çok insan vardı ve ordan girip çıktığında hep insanlarin alaylarına maruz kalıyordu. Zamanla bu konuda çok kırılgan bir hale gelmişti.
Ama Wu Ruo artık eski Wu Ruo değildi…
İnsanların ona nasıl baktığını umursamayarak, Shi you ve Shi jiu’dan güney kapısına yürümesine yardım etmelerini istedi.
Wu ailesinin doğu, güney, batı ve kuzeyde olmak üzere toplam 1.500’den fazla avlusu vardı.
Wu ailesinin başı ve olan Wu Chenzhan, Wu Klanından ayrıldığında, doğrudan Gaoling şehrine yerleşti. Güçleri ve yetenekleri sayesinde bir süre sonra şöhret kazandı ve Wu ailesinin bir şubesini kurdu. Aile büyüdükçe evi de büyüdü. Sonunda, şimdi olduğu kadar büyük bir alana yayıldı.
Daha sonra Wu Bufang, Usta Yao’nun imparatorluk kentinden torunu Yao Shuyuan ile evlendi ve dört oğlu, iki kızı oldu. Oğulları, Wu Xuanyun, Wu Xuanran, Wu Xuanjun, Wu Xuanyu ve kızları, Wu Xuanmeng ve Wu Xuanyin.Wu Ruo, Wu Xuanran’ın soyundandı.
Dedesi Wu Xuanran, evlendi ve beş oğlu bir kızı oldu. Wu Bufang oğlunun güneydeki avluya taşınmalarına yardımcı oldu. Daha sonra Wu Xuanran, oğulları evlendiğinde güney avlusunu, Xuanwan, Shujing, Shuli, Shuqing, Shubin ve Shutong olmak üzere altı küçük avluya ayırdı. Dedesi Wu Xuanran ve karısı ,Xuanyuan Bahçesinde yaşadı ve geri kalan beş avluyu da beş oğlu için bıraktı.
Wu ailesi, nüfus olarak büyük bir aileydi. Ve bu ailenin bir bireyi olarak yaşamak çok zordu. Örneğin, Wu Ruo’nun babası Wu Qianqing, ailede hep Qian olarak adlandırılırdı. Ancak Wu Qianqing’in neslinin tamamına ikinci bir isim verilmemişti. Bazıları aile ağacına kaydedilmemiş bile olabilirdi.
Ancak bir dizi katı test ve uygulamadan geçtikten sonra ailedeki kişiye ikinci bir isim verilebilir ve aile ağacına kaydedilebilirdi. Aile ağacına kaydedilmeyi başaran bu kişiler aynı zamanda Uzun Ömür Sarayı’nda ibadet edebilir, Uzun Ömür Kaplamasına sahip olmaya hak kazanabilir ve daha sonra Wu ailesinin atalarının tapınağına dua etmek için giderek anıt tabelaları dikebilirdi.
Soy ağacına kaydedilemeyenler ise Wu ailesinin bir üyesi olarak kabul edilmez, aileden kovulur ve bir daha da baba evine ayak basmasına izin verilmezdi.
Wu Ruo’nun neslinin ikinci adı “An” idi. Ama, şimdiye kadar tüm güney avlusunda, Wu Ruo’nun en büyük amcası Wu Qianjing’in ilk oğlu olan Wu Anqi ve Wu Ruo’nun ikinci amcası Wu Qianli’nin ilk oğlu olan Wu Anyi dışında kimseye An ismi verilmemişti.
“Ruo, neden bana geldin?” Guan Tong, Wu Ruo’nun geri döndüğünü duyar duymaz oğluna yardım etmek için aceleyle dışarı çıktı.
Wu Ruo, annesini gördüğüne sevindi.
Sesini alçalttı, “Bu sabah, Hei…Ahem…Xuanyi bana babam için bir reçete verdi. O yüzden kahvaltımı bir an önce bitirip buraya getirmek için elimden geleni yaptım.”
Aslında dün reçeteyi yazan oydu. Hâlâ çok sayıda pahalı tıbbi malzemeye ihtiyaçları olduğu için, ailesinin tüm tıbbi malzemeleri yanında toplayabilmesi için reçeteyi yanına aldı.
Guan Tong rahatladı, “Rahatladım. Hei ailesinde bir sorun olabileceğinden endişelendim.
“Babam nerde?”
“Çalışma odasında.”
“Hadi gidip onu bulalım.”
“Peki.”
Guan Tong, onun arka bahçeye girmesine yardım etti.
Çalışma odasında, babası Wu Qianqing yazma pratiği yapıyordu. En küçük oğlunu gördüğü için özellikle mutluydu. Bir şekilde oğlunun geri gelme sebebini tahmin etmişti. Bu nedenle, dışarıdaki kapıyı koruyan tüm hizmetkarları görevden aldı.
Guan Tong, onlara çay ve kek hazırlamak için çalışma odasından ayrıldı.
Wu Ruo neden geldiğini açıkladı ve reçeteyi Wu Qianqing’e verdi, “Baba, vücudunun 49 gün boyunca bitkilerle ıslanabilmesi için ilacı bir an önce bulmalıyız. O zaman, muhtemelen iyileşeceksin. Başarısız olursak, farklı yollar denemek için hala zamanımız var.”
Eninde sonunda babasının hayal kırıklığına uğraması ihtimaline karşı umutlarını fazla büyütmek istemiyordu. Ancak, o ve ustası Shifu, son yaşamlarında babasını nasıl iyileştireceklerini bir kez çalışmışlardı ve babasını iyileştirme şansı %70 idi.
“Bazı ilaçları bulmak gerçekten çok zor. Onları bulsak bile, onları alamayabiliriz.”
“Bakmama izin ver.” Wu Qianqing de reçeteyi okudu, “Reçetedeki her şeye sahibiz.”
“Her şey mi?” Wu Ruo şaşırdı, “Bu kadar çok değerli şifalı otunuz var mı? Nasıl hiç haberim yok bundan?”
“Sana hatırlatayım. Xuanyi dünden önceki gün büyük bir yığın değerli bitki gönderdi.” Wu Qianqing gülümsedi, “Gücümün mahvolduğunu duyduğunda bize çok pahalı bitkiler gönderen çok iyi bir adam. Bazı şifalı bitkiler satın alınamayacak kadar nadirdi.”
“…..”
Wu Ruo’nun içinde karmaşık bir his vardı. Hei Xuanyi’nin ona neden bu kadar iyi davrandığını anlayamıyordu. Sadece karısı olduğu için miydi?
Hemen cevabı reddetti.
Ondan şüphelenmek istemiyordu. Son hayatında yaşadığı onca şeyden sonra, insanların kendisine ve ailesine bir hiç uğruna, sebepsiz yere iyi davranacaklarına inanamıyordu. Yardımına ihtiyacı olduğu için Hei Xuanyi bilerek yapmıştı.
Wu Qianqing reçeteyi kaldırdı ve ciddi bir şekilde, “Ruo, birkaç gündür evli olduğuna göre, Hei Xuanyi’nin geçmişini öğrendin mi? Nadir otları ve malzemeleri aynı anda göndermesine neden olan şeyin ne olduğunu biliyor musun?”
İmparatorluk başkentindeki bazı büyük aileler bile bu kadar pahalı hediyeleri karşılayamazdı. Damadı hiç de normal biri değildi.
Wu Ruo kaşlarını çattı.
Son yaşamında on yıldan fazla bir süre Hei Xuanyi ile yaşamıştı. Öğrendiği şey, Hei Xuanyi’nin Ölü Ruh klanından olduğuydu. Ülkelerinde Ölü Ruh klanı diye bir yerin bulunmadığı söylendi. Ama nerede olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
Bir düşününce, Hei Xuanyi hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
Mantıklıydı. Çünkü Hei Xuanyi’den mümkün olduğunca bahsetmemeye çalışırdı. Hei Xuanyi hakkında herhangi bir şey dinlemeyi veya konuşmayı reddetti. Hei Xuanyi’nin nereden geldiği ya da gerçekte kim olduğu kesinlikle onu ilgilendirmezdi.
Wu Ruo cevap veremezken Wu Qianqing içini çekti, “Boşver. Sen ve o evlendiğinden beri, bir çiftsiniz. Kim olursa olsun onun tarafını tutmalısın. Klanımızın başı sizin için evliliği ayarladı. Kimse inkar etmeye cesaret edemiyor.”
Hei Xuanyi’nin ailesini tanımıyordu. Büyükbabası Wu Bufang dahi bilmiyordu. Gelecekte bir gün Hei Xuanyi Wu ailesinin karşı tarafına geçerse Qianqing, oğlunun zor bir duruma düşebileceğinden endişeleniyordu.
Wu Ruo aklından alay etti. Wu ailesi, kendi ailesini bile öldürmüştü. Kiminle evli olduğunu nasıl umursayabilirlerdi?
Konuyu değiştirdi, “Baba, abim 3 ay sonra 20 yaşına girecek. O zamana kadar turnuva için dışarı çıkacak yaşta olacak. Onun için olabildiğince çok silah hazırlamaya başlasan iyi olur. Dışarısı tehlikeli. Yanında çok fazla silahı olduğundan emin olmalıyız.”
“Biraz hazırlayacağım.” Wu Qianqing başını salladı.
Wu Ruo gözlerini kıstı, “Ama amcam silahlarımızı birkaç aydır ödünç aldı.”
Wu Qianqing şok olmuş ve düşünceli görünüyordu.
O anda Guan Tong çayla geldi.
Onu görünce Wu Ruo, Uzun Ömür kaplamasını düşündü, “Baba, daha çok erken. Gidip bütün bitkileri toplasan iyi olur.”
“İyi bir fikir.” Wu Qianqing çalışma odasından ayrıldı.
“Konuşmayı bitirdiniz mi?” diye Guan Tong’a sordu.
Wu Ruo kimsenin kulak misafiri olmadığından emin olduktan sonra annesiyle oturdu, “Anne, büyükbabamın düğün hediyesini aldım.”
Guan Tong şok oldu ve sonunda büyükbabam derken kim olduğunu anladı. Heyecanla ayağa kalktı, “Sana mı geldi?”
Wu Ruo başını yana salladı, “Hayır. ama hediyeyi vermesi için birini gönderdi.”
“Hediye neydi?” Guan Tong, ellerini tutarak endişeyle sordu.
Wu Ruo, onun ifadesini de okurken söyledi.”Uzun Ömürlü Bir Levha.”
“Uzun Ömürlü Levha mı?” Guan Tong şaşırdı, “Neden Uzun Ömürlü Levha?”
“Çünkü manevi gücümü mühürlüyordu.”
“Ha?”
“Anne, bilmiyor musun?” Wu Ruo kaşlarını kaldırdı.
.
.
.
Annemiz bilse bile tahmin yürütebilir çünkü babasıyla görüşmüyor. Annemizin klanı gizemli bir klan. Annemizin güçleri de mühürlenmiş. Ailede annesinin klan özelliklerini alan tek kişi Ruo olduğundn dedesi onu etrafa karşı korusun diye güçlerini mühürlemiş olmalı. Xuanyi gibi güçlü biriyle evlendiği için güvende olduğunu düşünüp mührü kırması için levhayı yolladı.
Xuanyi Ölü Ruhlar Klanından ama kimsecikler bu klanı bilmiyor.
Birde;
İkinci isme sahip olmak için yetenek testi gibi turnuvalardan geçiyorlar. Anlayacağınız Wu Ailesi işe yaramaz efsun gücüne sahip insanlar. Bu yüzden koca sülalede ikinci ismini alan üç dört kişi var.
Geçmiş yaşamda Ruo’nun abisi ikinci ismini alacak kadar yetenekliymiş ama fark edilince tuzak kurup öldürmüşler çocuğu😕 Dedesinin Ruo’nun güçlerini kimse bilmesin diye mühürlemesine şaşmamalı…
Bu arada Xuanyi galiba Cuckoo’yu bulmaya gitti. Bilmeyenler için o iblis klanından kuş kılığına girmiş bir yüce iblis. Xuanyi bu kuşu ne için alacak dersiniz bilenler bilir hadi bakalım 😁