Comeback of the Abandoned Wife Bölüm 199

Wu Ruo, You Malikanesi’nden ayrıldıktan sonra onları bir hana yerleştirdi.

Öğle yemeğini yedikten sonra Hayalet Büyükanne için güneş yanığı ilacı yapmak için odada kaldı ve akşam yemeğine kadar dışarı çıkmadı.
Şaşırtıcı bir şekilde, Hayalet Büyükanne  tedavi edilmeyi reddetme konusunda isteksizdi.

Birkaç denemeden sonra Wu Ruo pes etti. Hei Xuanyi’yi bulmak ilk öncelikti.  Hei Xuanyi’yi bulduğunda, Hayalet Büyükanneyi iyileştirmenin bir yolunu bulabilirdi.

Wu Ruo, ertesi sabah eski kraliyet ailesinin bilgilerini sormak için belediye binasına gitti. Ancak eski aile o kadar gizemliydi ki, kimse nerede yaşadıklarını bilmiyordu. Hatta onlar hakkında konuşmak bile istemiyorlardı. Üstelik Xiang şehrinde hiç Hei ailesi adında büyük bir aile bilinmiyordu.

O vazgeçmedi. Üç gün boyunca evlere bakınarak ve insanlara sorarak geçirdi. En sonunda aramayı bırakmak zorunda kaldı ve Xiang Şehrinden Hayalet Büyükanne ile ayrılmak için bir plan yapmaya başladı.

Wu Ruo, bu üç günde büyük aileyi ararken hiçbir ipucu bulamamıştı.

Hana geri döndüğünde, hanın kapısında bir grup insanın toplandığını gördü.

“Sikeyim böyle işi! Bu çocuğun çok güçlü bir savunma büyüsü silahı var.  Onları nasıl yakalayabiliriz?” diye biri bağırdı.

“Büyülü silahın içinde kalacaklarını ve ömür boyu dışarı çıkmayacaklarını sanmıyorum.”

Wu Ruo’ya ses tanıdık geldi. Su Baishuang’a benziyordu. İleri gitti ve Eggie ve Hayalet Büyükannenin  üstlerinde üst düzey bir savunma büyüsü silahıyla korunarak, yerde oturduklarını gördü.

Kalabalığı ayırdı ve “Eggie?” diye sordu.

“Baba!” Eggie’nin gözleri Wu Ruo’yu görünce parladı.

Wu Ruo önce dışarı çıkmamasını işaret etti. Döndü ve etrafına baktı. Üç gün önce gördüğü kadın Su Baishaung’u gördü.

“Bu o.”  Su Baishuang, Wu Ruo’yu göstererek heyecanla bağırdı, “Kâhya Liang, o benim oğlum, You Panyang!”

Hizmetçi Liang, Wu Ruo’ya bir göz atarak memnuniyetle başını salladı, “Usta You’ya çok benziyor. İkisi de son derece yakışıklı.”

Su Baishuang, kocasının yakışıklı olduğu için gurur duydu ve güldü. Wu Ruo, Su Baishuang’a küçümseyerek baktı, “Leydim sen beni aileden attığına göre artık senin oğlun değilim.”

Su Baishuang utanmıştı.

“Leydi You, sorun nedir?”  diye Kahya Liang sordu.

“Birkaç gün önce ona bağırdım. Şimdi bana kızgın.”  diye Su Baishuang açıkladı.

Kahya Liang sordu, “Evlilik meselesini biliyor mu?”

Wu Ruo soğuk bir şekilde sordu, “Ne evliliği?”

Kadın onun için bir evlilik mi ayarlamıştı?

“Anne babaların çocukları için bir evlilik düzenlemesi gelenektir. Çocukların bunu bilmesine gerek yok.”  dedi Su Baishuang.

Kahya Liang bir süre tereddüt etti ve iblis arabasında oturan genç hanıma sordu, “Bu beyefendiyle ilgileniyor musunuz leydim?”

Kız perdeyi hafifçe kaldırdı ve perdeyi yeniden hızla indirmeden önce aralıktan Wu Ruo’yu gördü.  “Mm.”

Memnun olduğu anlamına geliyordu.  Bayan Liang oğlunu sevdiği sürece Su Baishuang mutluydu.

Kahya Liang gülümsedi ve gardiyanlara “Onu götürün!” emrini verdi.
Liang ailesinden üç muhafız Wu Ruo’yu kuşattı. Wu Ruo ciddi bir ifade takındı ve sadece kolunu sallayarak üç korumayı uzaklaştırdı.

Bu hareketi Su Baishuang’ı şok etti.
Aptal oğlu ne zamandan beri bu kadar güçlenmişti?

Kahya Liang kaşlarını çattı, “Leydim, hatırlıyorum da…bir keresinde bana oğlunun Kungfu ya da xiliuan gelişim becerileri hakkında hiçbir şey bilmediğini söylemiştin? Ama iyi tarafından bak. Oğlunuz değerli leydim için daha da iyi bir eş demektir bu.”

Wu Ruo homurdandı, “Artık onun oğlu değilim. Hâlâ onunla evlenmeye niyetliyseniz, diğer oğullarında şansınızı deneyebilirsiniz.”  .

Temizlikçi ciddi bir şekilde şöyle dedi, “Bu senin işin. Annen on bin tael gümüş değerindeki nişan hediyemizi kabul ettiğine göre, anlaşmayı kabul ettiğinizi varsayıyoruz.”

“Ailenin oğullarını satmak için çok alçak davrandıkları ortaya çıktı demek.”  Wu Ruo, Su Baishuang’a küçümseyerek baktı, “Sana yazıklar olsun! Başım belada deyince beni aileden kovdun. Tereddüt bile etmedin.  Şimdi beni para karşılığında satıyorsun. Yapmak
istediğini elde edebileceğini mi sanıyorsun? Haksız mıyım, millet?”

Kalabalık başını salladı ve Su Baishuang’ı işaret etti. “Evet!”

Su Baishuang’ın gözleri kırmızıya döndü ve öfkeyle dedi ki, “You Panyang, Sen ailenin bir üyesisin. Ailenin itibarını mahvediyorsun!”

“Yalan mı söylüyorum yoksa? Söyle bana!” diye Wu Ruo ona sordu.

Su Baishuang ona alçak sesle öfkesini tutarak şöyle dedi:

“On bin tael gümüşü en büyük erkek kardeşin ve ikinci erkek kardeşinin terfi etmesine yardım etmek için kullanacağım. Ne zaman
Altıncı seviyeye terfi ederlerse birçok fayda elde edersin sende.”

Wu Ruo onunla alay etti, “Senin gözünde ben aptal gibi mi görünüyorum?”

Gerçek You Panyang için çok üzüldü.  Gerçek annesi sadece kardeşleriyle ilgileniyordu. Hiç annesi olmasa daha iyi olurdu. Ancak Wu Ruo, kendi annesi Guan Tong’a sahip olduğu için şanslıydı.

Su Baishuang, biri elbisesini çektiğinde Wu Ruo’yu ikna etmek için konuşmak üzereydi. Aşağıya baktı ve Eggie bir çift iri gözle ona bakıyordu, “Sen çoktan öldün!”

“Ne saçmalıyorsun sen?”  Su Baishuang ona sert bir bakış attı.

“Babam için bir evlilik ayarladığın için çoktan ölüsün.”

Eggie somurttu. Babası bunu bilseydi, çok kızacak ve işler ciddileşecekti.

Kahya Liang ona koştu. “Leydi You, her şey yolunda mı?”

Su Baishuang döndü ve bir gülümsemeyle söyledi, “Evet evet, sorun yok.”

Wu Ruo, Su Baishuang’ı işaret etti, “O nişan hediyesini kabul edenin kendisi olduğunu söyledi. Bu yüzden Bayan Liang ile kendisi evlenmek istiyor demek ki.”

Diğer herkes şok oldu.

Kalabalıktan biri aniden kahkahalara boğuldu, diğerleri de onu takip etti.

Su Baishuang öfkeyle, “Sen Panyang!” dedi.

Kahya Liang da çok kızdı, “Muhafızlar, yakalayın onu!”

Liang ailesinin muhafızları bir adım atar atmaz biri dedi ki, “Kahya Liang, nasıl birini herkesin içinde evliliğe zorlarsın!”

Kahya Liang baktı ve adamın bir iblis canavarına bindiğini görünce yüzü bembeyaz oldu.  “İyi günler, Genç Efendi Shen Song!”

Adamı saygıyla selamladı.

Su Baishuang’ın vücudu titredi ve adama reverans yaptı.

Wu Ruo adama baktı ve birkaç gün önce karşılaştığı uzun boylu, zayıf adam olduğunu anladı.

Shen Song, Kahya Liang’a baktı, “Bay You leydinizle evlenmek istemediğine göre, neden onu zorluyorsunuz?”

“Evet, haklısınız. Kaba davranışlarım için özür dilerim. Bay You’yu Leydi Liang ile evlenmeye zorlamamalıydım.”

Shen Song gülümsedi ve Su Baishuang’ı gösterdi, “Bayımın dediği gibi, nişan hediyelerini kabul eden o. Yani senin hanımınla o evlenmeli…”

“Shen Shong!”

Kalabalığın arkasından soğuk bir ses geldi ve Shen Song’u saçma sapan konuşmaması konusunda uyardı.

Shen Song burnundan soludu ve konuşmayı bıraktı. Hizmetçi diğer adamı gördü ve daha saygılı bir şekilde selamladı, “Hizmetinizdeyim Lord Junxing.”

“Tanıştığıma memnun oldum.”  Junxing, Wu Ruo’nun önünde durdu, “Lord You, biz tekrar karşılaştık.”

“Çok fazla karşılaşıyoruz, bu kader olmalı.”  dedi Wu Ruo.

Junxing dönüp Kahya Liang’a sordu, “Artık ne yapman gerektiğini biliyor musun?”

“Evet Lordum.”  Kahya Liang, soğuk terler içinde çok korkmuştu. Muhafızları çok hızlı bir şekilde uzaklaştırdı.

Wu Ruo ve Junxing birbirlerini tanıdıklarından, Su Baishuang da evliliğin masadan kalktığını biliyordu.  Junxing’i gücendirmeye cesaret edemediği için elinden geldiğince çabuk oradan ayrıldı.

İzleyiciler de, artık izlenecek ilginç bir şey olmadığı için ayrıldılar.

Shen Song, Wu Ruo’ya, “Lord You, bize iki kez borçlandın.” dedi.

Wu Ruo, Eggie’yi aldı ve “Yardımınız için teşekkürler.” dedi.

Esasen yardımlarına zaten ihtiyacı olmamasına rağmen, onun için yaptıkları için onlara teşekkür etmeliydi. Bir zamanlar ona yardım edenleri cahilce rencide etmek ona yakışmazdı.

Junxing, Wu Ruo’nun kollarındaki çocuğa bakarak sordu, “Oğlun mu?”

“Evet.” Wu Ruo, Eggie’nin taktığı maskeyi yeniden ayarladı. Böylece maske, Eggie’nin görüş açısını kapatmadı.

“Ahhhhh!”  Hayalet Büyükanne
Junxing’e karşı bir koruma silahı koyarak Ruo’yu arkasından korudu.

Wu Ruo, Hayalet Büyükannenin Junxing’i sevmediğini hissetti.

Bu nedenle Junxing’e döndü, “Eğer izin verirseniz, şimdi gitmem gerekiyor. Bir dahaki sefere görüşürüz belki. Hatta size bir yemek ısmarlarım.”

“O halde anlaştık.”

Shen Song, Wu Ruo’dan hoşlanmamıştı,
Fakat çocuğu güneş ışığı eksikliği hastalığından kurtardıktan sonra, Wu Ruo’yu farklı gözle görüyordu..

Junxing onların hana girmelerini izledi.

Shen Song gülümseyerek dedi ki, “Lordum o oldukça ilginç biri. Nasıl kalabalığın önünde, annesinin başka bir kadınla evlenmesini önerebilir? Komikti.”

Junxing’in ağzının köşeleri görünmez bir şekilde kıvrıldı.

“On sekizinci katın tamamında o kişiyi her yerde aradık. Boğulmamış olabilir ya da kimse onu ülkeye hiç getirmemiştir. Ayrıca onların çoktan saraya döndüklerini duydum.”

Junxing tek kelime etmedi.

Shen Song, Junxing çok ciddi göründüğü için dikkatlice sordu, “Onu aramaya devam etmemiz gerekiyor mu?”

“Evet.”  dedi Junxing.

“Anlaşıldı!”

Shen Song gitmek üzereydi ki Wu Ruo yanında Hayalet Büyükanne, Eggie ve bir çantayla çıktı.

Shen Song, yüksek sesle güldü ve “Lord You, burada tekrar karşılaşmış olduk.  Bize yemek ısmarlayacak mısın?”

Junxing. “……”

Wu Ruo.”……….”

Neden hala buradalardı?
O sırada bekçi yanından geçti ve çanı çaldı,

“İkindi vakti!”

Aynı anda, Eggie’nin midesi guruldadı.

“Harika! Size akşam yemeği ısmarlayacağım.”

Wu Ruo’nun söylemesi gerekiyordu.
Hana geri döndü ve garsona öğle yemeği yemeleri için bir VIP odası ayarlamasını söyledi.

Oturur oturmaz Shen Song, Eggie’yi kollarında tuttu ve Eggie’nin fikrini sormadan maskesini çıkarmak üzereyken, “Akşam yemeği zamanı. Bunu takmak zorunda değilsin.” dedi.

Eggie maskesini kapattı ve somurttu, “Bir erkeğin bir erkekle böyle yakınlaşması uygun değil. Maskemi çıkaramazsın!”

Wu Ruo. “…….”

Eggie’nin kelimeleri Jixi’den öğrendiğine bahse girerdi.

Shen Song elini bıraktı ve bir kahkaha patlattı, “Bir erkeğin bir erkekle yakınlaşması uygun değil mi?”

Birkaç kez Eggie’i yanağından öptü.  “Seni çokça öptüm. Seninle artık samimi miyiz?”

.
.
.

“Bu yemeğin sonu nereye gidecek meraktayım aksjajznjajajsbajbsds.”