Yang Lei arkasını döndü. Döndüğü anda, rüzgârın sesiyle birlikte bir tuğla Yang Lei’nin kafasına çarptı.
Yang Lei arkasından birinin yaklaştığının farkında bile değildi. Alnından akan taze kan bakışlarını bulanıklaştırdı. Kan püskürmesinin arasından Yang Lei bir insan gördü. Uzun boylu, zayıf, temiz bir adam, Yang Lei’nin yüzüne ikinci bir tuğlayı ifadesiz bir şekilde indiriyordu.
Uzun bir süre sonra Yang Lei, zihninde en derin izlenimi bırakan şeyin diğer kişinin vücudundaki beyaz gömleği olduğunu hatırlayacaktı. O beyaz gömlek göz kamaştırıcıydı, kar gibi beyazdı, tertemizdi; çok az dövüşçü bu kadar temiz giyinirdi. O beyaz gömlek kısa sürede kanla, Yang Lei’nin kanıyla kırmızıya boyandı.
Onlar altın sınıf savaşçılar, iki suç patronunun bir numaralı savaşçılarıydı. Jianghu’daki statülerini belirleyen sayısız şiddetli savaş yaşamışlardı. Rakipten arkadaşa, birlikte yaşayıp birlikte ölecek kardeşlere dönüşeceklerdi.